Gelecekle ilgili 10 can sıkıcı öngörü

Gelecekle ilgili yapılan tahminler arasında insanların robotlar tarafından öldürülmesinden tutun uydularımızı kaybedeceğimize kadar pek çok öngörü bulunuyor

Haber Özeti

Tam Sürüm

Gelecek son derece parlak görünse de, işte önümüzdeki yıllarda gerçekleşmesi beklenen korkutucu gelişmeler.

1. Neredeyse herkes kendi salgın hastalığını yaratabilecek

aussv5qsmuckawvvkjfe

Bu yılın başlarında, Oxford Global Priorities Project insan popülasyonunun yüzde 10’undan fazlasını öldürebilecek afetlerin bir listesini yayınladı. Listenin en başlarında kasıtlı olarak oluşturulmuş salgın hastalıklar var. Uzmanlar da beş yıl içerisinde böyle bir şeyin gerçekleşebileceği konusunda uyarıda bulundu.

Korkunun sebebi ise bir devletin, terörist grubunun ya da kötü niyetli bir insanın kendi virüsünü yaratarak salgına sebep olabilecek olması. Böylesi bir şeyin kasıtlı olarak yapılması ne kadar kötü sonuçlar doğururdu. Düşünmesi bile korkutucu.

2. Zihnini bilgisayara yükleyen insanlar aslında kendilerini öldürecek

3

Geleceğe baktığımızda gözümüzün önüne gelen sahnelerden biri de kanlı canlı insanların kendi beyinlerini bilgisayarlara aktararak yaşaması. Bunun olması için insanların gerçekten kendi zihinlerini bir süper bilgisayara yüklemesi gerekli, ama böyle bir şeyin olması orijinal insanın tamamen yok olması ile sonuçlanabilir. Bu da bir tür intihar sayılabilir.

Tabii ki bir insanın kişiliğini kesip kopyalayıp dijital bir ortama yapıştırabilir hale gelmemiz mümkün, ama bilincin aktarılması etik bir şey olmayabilir. Nörobiyologlar, anılarımızın beynimizin içinde fiziksel olarak bulunduğunu, o yüzden gerçekten alınıp kopyalanabilecek şeyler olduklarını biliyorlar. Yine de, bilinç dediğimiz şeyin A noktasından B noktasına nasıl aktarılacağını bırakın beyinde nasıl oluştuğunu bile tam olarak bilmiyoruz.

Beynin başka bir ortama yüklenmesi için tahrip edici boyutta bir tarama gerekebilir. Bu da Star Trek de yapılan ışınlanma olayına benzeyebilir. Dizide, ışınlanan kişi her defasında ölüyordu ve her defasında daha az akıllı olan bir kopyası orijinal kişinin yerine geçiyordu. Aynı şekilde beyin transferi de böyle olabilir; orijinal beyin yok olurken diğer beyin kendisinin orijinal olduğuna inanabilir.

3. Otoriter yönetimler geri dönecek

4

Ulusal güvenliği tehdit eden unsurlar arttıkça, hükumetler daha sıkı önlemler almak zorunda kalacak. Zaman içinde, toplantı özgürlüğü, özel hayatın gizliliği gibi şu anda üzerine hiç düşünmediğimiz özgürlüklerimiz ve sivil haklarımız tamamen yok olabilir.

Aynı zamanda, zaten panik halinde olan toplum bütün bu tehditlere karşı koyabilecek daha sert bir hükumet seçme konusunda istekli olabilir. 11 Eylül saldırılarının ardından çıkarılan İç Güvenlik Kanunu, bir ulus tehdit altında hissettiğinde neler olabildiğinin güzel bir örneği. Eğer başka bir 11 Eylül saldırısı gerçekleşmiş ve milyonlarca insan ölmüş olsa ne olurdu? Bu tür bir terörizm minyatür nükleer silahların ve biyolojik silahların kullanılmasıyla mümkün olabilir. Küçük grupların ve hatta bireylerin minyatür nükleer silahları kullanabilir hale gelmesi ise hükumetlerin ve vatandaşların özgürlüklerinden vazgeçmelerini hızlandırır.

4. Mahremiyet mazi olacak

5

Hayatlarımızın her alanının gözleneceği bir çağa doğru hızla yaklaşıyoruz. Bildiğimiz anlamdaki ‘mahremiyet’ yok olacak. İç ya da dış tehditlerden korkan hükumetler zamanla düşük bütçeli, yüksek teknolojili gözetleme yöntemlerine başvuracak. Kullanıcılarının eğilimlerini ve davranışlarını kontrol etmek isteyen kuruluşlar da bu teknolojiden faydalanmak isteyecek. Hayatlarının her alanı gözetlenen vatandaşların her yaptıklarının kayıt altına alınmasını kabullenmekten başka seçenekleri olmayacak. Bugün bile bilgisayarlarımız, akıllı telefonlarımız ve tabletlerimiz günlük hayatımızın bütün detaylarını kaydediyor.

5. Robotlar bizi kolayca yönetebilecek

6

Yapay zeka tamamen kendi bilinciyle hareket edebilir hale gelmeden önce insanlar tarafından programlanacak. Kendi kendilerine düşünebildiklerini varsaymamız türlü manipülasyonlara yol açacak. Fütürist ve bilim kurgu yazarı David Brin, bazı profesyonellerin robotlar tarafından maniple edilmeden bunu anlayabileceklerini söylüyor. Robotlar insanlara günlük hayatlarında eşlik edip, ne zaman acınası bir gülümsemeyi ya da çekici bir bakışı görmezden gelmeleri gerektiğini söyleyebilir.

6. İklim değişikliğinin etkileri dönülmez olacak

bocltz5ifnqwwkgkz2sp

İklim değişikliğinin etkileri yüzlerce hatta binlerce yıl hissedilebilecek. Gezegen 6. Büyük Kitlesel Yok Oluş’a doğru ilerlerken, dünyadaki çeşitliliği kritik ölçüde azaltma eşiğindeyiz. İklim modelleri, karbondioksit salınımları aniden dursa bile, Dünya’nın atmosferindeki sera gazının seviyesinin gezegenimizi yüzlerce yıl daha ısıtmaya yetebileceğini gösteriyor. Okyanuslarda birikmiş olan karbondioksit açığa çıkacak. İklim değişikliğine dair yapılan hükumetler arası bir panelde “İnsan ömrünü baz aldığımızda, iklim değişikliğinin büyük bir bölümü değiştirilemez boyuttadenildi.

7. Antibiyotik çağı sonra erecek

7

Gitgide daha fazla hastalığın antibiyotik dirençli hale geldiğini görüyoruz. En sonunda da en küçük enfeksiyonların bile hayatımızı tehdit edeceği bir çağa gireceğiz. Antibiyotik dirençli bakterilerin olacağı çağ, bugün kullandığımız türdeki ilaçları da değiştirecek. Organ nakli zorlaşacak. Apandisit ameliyatı gibi basit ameliyatlar da tehlikeli olacak. Daha kötüsü olabilir mi peki? Britanya’daki Aktüerya Enstitüsü ve Fakültesi tarafından açıklanan bir rapora göre, antibiyotik dirençli bakteriler 2050 yılına geldiğimizde her yıl 10 milyon kadar insanı öldürebilir nitelikte olacak. Bu olaya “antibiyotik kıyameti” denmesine şaşmamak lazım.

Neyse ki çareler tamamen tükenmiş değil. Bilim insanları henüz keşfedilmemiş antibakteriyel bileşimler üzerinde çalışıyor. Ayrıca bakterilerle savaşabilecek virüsler ve aşılar geliştirmeye çalışıyorlar. Eğer bütün bunlar başarısız olursa, bakterilerle savaşabilecek yapay mikroorganizmalar tasarlayabiliriz.

8. Robotların insanları öldürmesi rutin ve tehlikeli hale gelecek

8

İnsanları topluca öldüren tam otomatik silahlı sistemlerin ortaya salınması The Terminator’ın senaryosunun gerçekleşmesi demek. Ölümcül Otonom Silahlar (LAWS), geliştirilme aşamasında. Şu anda kullandığımız silahların yerine geçmeleri de an meselesi. Bu robotik silahların insan kaybını azaltması planlanıyor ama uzmanlar bu silahların geri dönülmez kazalara sebep olmasından ve hatta insan kontrolünden çıkmasından korkuyorlar.

Wallach “Savaşın hızla tırmanması gibi faktörler yüzünden LAWS, gelişmiş uluslar için olmazsa olmaz bir şey haline gelecek. ABD gibi ülkeler bu silahların insan kontrolünden çıkmayacağını söyleseler de, iletişim kurulması zor olduğu için LAWS’I denizaltında kullanmayı düşünüyorlar.” dedi. Wallach, örnek olarak da insansız bir denizaltının yanlışlıkla güçlü mühimmatları ya da bir nükleer savaş başlığını fırlatabileceğini söylüyor.

9. Bütün uyduları kaybedeceğiz

9

Bugün, çok az insan eğer uydularımız olmazsa bizi ne gibi tehlikelerin beklediği konusunun farkında. Uydular olmazsa, iletişim kabiliyetimiz tehlikeli ölçüde azalırdı. GPS ve ona bağlı sistemler tamamen silinirdi. Uzay tabanlı senkronizasyon sona erer, böylece ekonomiden elektrik ağına kadar her şey etkilenirdi. Bu riski daha fazla ciddiye almalı ve ona göre hareket etmeliyiz. Yörüngenin ekolojisi konusunda daha duyarlı olmalıyız. Zaman geçtikçe, hem Alçak Dünya Yörüngesi (LEO) hem de Yer Eşzamanlı Yörünge (GEO) uydularla ve uzay çöplüğüyle yakınlaşıyor. Bunları temizlemedikçe, uzayın bu değerli alanlarını uzun süreliğine kaybetmemiz kaçınılmaz olacak.

10. Uzaylılarla asla iletişim kuramayacağız

10

Önümüzdeki hafta olur önümüzdeki yüzyılda olur, bir gün muhakkak dünya dışı varlıklarla iletişim kuracağımıza inanıyoruz. Sorun şu ki; asla böyle bir şey olmayacak. Çünkü yakalayabileceğimiz herhangi bir sinyal yok, kimse de yeni yerler fethetmek için gezegenler arasında yolculuk etmiyor.

Galaksimiz milyonlarca yıllık olduğu için şimdiye kadar uzaylılarla iletişim kurmuş olmamız gerekirdi. Herhangi bir uzaylı yaşam formuyla karşılaşmamış olmamız, geleceğimiz hakkında ipuçları verebilir. Belki aşamadığımız teknolojik bir bariyer mevcut. Mesela silahlı nanoteknoloji ya da yapay süper zeka gibi. Ya da uzaylılar bizim tehlikeli olabileceğimizi düşündüklerinden dolayı iletişime geçmek istemiyorlardır. Ya da soğuk, ölü kozmostan ziyade siber uzayın sonsuzluğunu keşfetmeyi tercih ediyorlardır. Her ne olursa olsun, galaksinin içinde uzay araçlarıyla dolanmak uzaylılarla tanışmak için bir seçenek gibi görünmüyor.

kinopoisk.ru

Geleceğe dair canınızı sıkmaya yetecek 10 önemli tahmin şu şekilde:
• İnsanlar kendi salgın hastalıklarını yaratabilecek
• İnsan beyni bir bilgisayara yüklenebilecek
• Otoriter yönetimlerin olumsuz sonuçları olacak
• Bildiğimiz anlamdaki gizlilik sona erecek
• Robotlar tarafından manipüle edilebiliriz
• İklim değişikliğinin geri döndürülemeyen sonuçları olacak
• Antibiyotik çağı sona erecek
• Robotlar insanları öldürebilir hale gelecek
• Uydularımızı kaybedeceğiz
• Uzaylılarla iletişim kuramayacağız

5 Yorum

Yorum yazmak için tıklayın

Yorumunuz:

e-Bülten Aboneliği