Geleceğin heyecan verici meslekleri

Teknoloji, korkulduğu gibi sadece işlerimizi elimizden almayacak, yeni iş fırsatları da yaratacak.

Haber Özeti

Tam Sürüm

Otomasyonun işlerimizi elimizden alacağını anlatan haberleri hepimiz okuduk. Ancak bu gelecek öngörüleri bir yana, şu anki teknoloji bile işçilerin yaptığı görevlerin yüzde 45’ini yapabilir hale geldi.

Dünya Ekonomik Forumu‘nun raporuna göre günümüzün ortaokul öğrencileri işe atılacağı zaman eski işlerin yarısından çoğu yok olmuş olacak. Bu durum her ne kadar kötü gözükse de, gelişen teknolojilerin yok ettiği kadar yeni iş alanları oluşturacağı gerçeği çoğu zaman göz ardı ediliyor. Geniş çaplı inovasyonlar yeni endüstrileri, onlar da yeni işleri doğuruyor.

Hayal gücümüzü çoğunlukla bizi işsiz ve amaçsız bırakan, robotlara boyun eğdiğimiz distopik bir gelecek kurmak için kullandık. Ancak teknoloji sayesinde çok daha fazla iş fırsatlarının yaratıldığı heyecanlı bir gelecek de hayal edebiliriz.

Hayal gücü ve yaratıcılık sektörü

Günümüzün teknoloji trendleri, birçok liderin “hayal gücü ekonomisi” olarak adlandırdığı ekonomiyi ayağa kaldırıyor. Hayal gücü ekonomisi, “mantıksal ve rasyonel düşüncenin, sezgisel ve yaratıcı düşünceyle birleşerek değer yaratması” olarak tanımlanıyor. Beklenildiği gibi, yeni şeyler üretmek ve entelektüel, hayalperest ve yaratıcı sınırları itmek konusunda insanlar makinelerden üstün. Bu da söz konusu yetenekleri içeren işleri otomatikleştirmeyi güçleştiriyor.

Yakın geleceğin yaratıcılık sektöründe; 3D yazıcı moda tasarımcısı, VR deneyim tasarımcısı, organ tasarımcısı ve arttırılmış gerçeklik mimarı gibi işler yer alabilir. Bu işlerin gelişimi, 3D yazıcılar ve sanal gerçeklik gibi yeni yaratıcı araçlar sayesinde olacak.

Bu işler hakkında en çok göze çarpan şey aslında tümünün kökünde multidisipliner olması. Çoğu STEAM becerilerini içeriyor. Örneğin bir VR deneyim tasarımcısı, insanları içine çeken bir sanal gerçeklik yaratmak için sanat ile teknoloji uzmanlığını birleştirecek. Dolayısıyla bu, geleneksel eğitime daha fazla STEAM öğrenimi gelmesi gerektiğini gösteren güçlü bir delil.

Nörobilim, nöro-geliştiricilik, biyomühendislik

Genetik mühendislik ve nöromühendislik yeteneğimiz arttıkça bu sektörlerdeki işlere olan talep de yükselecek. Black Mirror‘ın son sezonu, bilincin makinelere aktarılabildiği, zihinlerin birleştirildiği, başkalarının anılarının kaydedildiği ve hatta onların takip edebildiği bir dünyayı irdeledi. Birçok mucit ve araştırmacı bu tarz yetenekleri gerçekliğe dönüştürmek için çabalıyor.

Geçtiğimiz yılın başlarında Elon Musk Neuralink şirketini tanıtmıştı. Bu şirketin ana amacı insan zihnini yapay zekaya “nöral bağ” aracılığıyla bağlamak. İnternet aracılığıyla iki beyni bağlamayı çoktan başardık. Farklı araştırma grupları bireylerin hatıralarını yeniden oluşturmak için mekanizmalar geliştirdi. Ayrıca gen terapisinde ve genetik mühendislikte sürekli yenilikler görüyoruz.

Çok yakın gelecekte olmasa da bu sektörde; zihin hacker’ı, nöro-implant teknisyeni, nöro-geliştirici uzmanı ve nöro-robotik mühendisi gibi unvanları görebiliriz.

Teknoloji etiği, felsefesi ve politikaları

Teknoloji, sayısız yeni sosyal, etik ve ahlaki sorunları da beraberinde getiriyor. Kendi başına teknoloji iyi veya kötü tanımlara sahip değil. Her şey onu nasıl kullandığımıza bakıyor.

Sanal gerçeklik, beyin implantları ve nesnelerin interneti derken bizi sarıp sarmalayan bu teknolojilerin gelişimi, kompleks senaryolar için doğru soruları sorarak uygun etik sınırları koyacak profesyonel ihtiyacı doğuracak. Bu şirket veya devlet düzeyinde olabileceği gibi, kişisel düzeyde etik konularda danışman arayan bireyler için de olabilir.

Bu alanda geleceğin işleri; bilişsel geliştiricilik danışmanı, genetik modifikasyon etik danışmanı, dijital detektif, mahremiyet gardiyanı, teknoloji yasa yapıcıları… Şu an için oldukça absürt gözüküyor olsa da bu alan aslında teknolojinin zararlarını minimize etmemiz ve faydalarını yükseltmemiz için önem taşıyacak.

Sürdürülebilir gelecek ve yenilenebilir enerji

Günümüz dünyasının en büyük zorlukları aynı zamanda en büyük pazar fırsatlarına dönüşüyor. İklim değişikliğinin her geçen gün büyüyen tehlikesi insanlığı büyük kararlarla yüz yüze getiriyor. Birçok şehir sürdürülebilir altyapı, daha temiz ulaşım ağı ve yenilebilir enerji kaynakları gibi birden fazla çözümü entegre etmeye başladı.

Sonuç olarak yenilebilir enerji ve sürdürülebilir çözümlere olan talep artışı çoktan birçok iş imkanı yarattı ve çok daha fazlası kapıda. Örneğin, 2016’da 777 bin kişiye iş imkanı veren güneş ve rüzgar endüstrileri ABD’de yenilenebilir enerji sektörünün iş üretimi açısından itici gücüydü.

Sürdürülebilir bir gelecek için akıllı şehir plancılarına, sürdürülebilir şebeke mimarlarına, sıfır-tüketim ev tasarımcısına, enerji kullanımı danışmanlarına ihtiyacımız var.

Ulaşımın geleceği

Birçok insan otonom araçların milyonlarca kişiyi işinden edeceğinden korkuyor. Bu endişelerinde gayet de haklılar. Ancak ulaşım sektöründeki inovasyonlar birçok kişiyi işinden edecek olsa da, sürücüsüz ve elektrikli arabalar, drone’lar ve hyperloop teknolojileri özgün pozisyonlar açacak.

İnşa takımları, hyperloop operatörleri, trafik akışı analistleri ve sürücüsüz araç mühendisleri bu alanın gelecekteki çalışanları olacak.

Hayal gücümüzü biraz daha zorlamamız gerekse de, uzak geleceğe baktığımızda gezegenler arası uzay pilotlarına talep olabilir. Yakın zamanda Virgin Galactic‘in yolcu taşıyan uzay gemisi VSS Unity, yedinci planör test uçuşunu tamamladı. Öte yanda Mars’ı kolonize etmek isteyen Elon Musk geçtiğimiz yıllarda SpaceX Gezegenler Arası Ulaşım Sistemini duyurmuştu. Gezegenler arası bir tür haline gelmemiz durumunda bunun ne gibi heyecan verici yeni işler ve fırsatlar yaratacağı aslında şu an yalnızca bilim kurgu yapıtlarında görebileceğimiz bir şey.

Amacı ve anlamı olan işlere doğru

Bu örnekler yeni gelişen iş ve sektörlerden yalnızca birkaçı. Şimdi her zamankinden daha fazla özenle, genç zihinleri sürekli değişen iş gücüne hazırlamak için 21. yüzyıl hayatta kalma yetenekleriyle donatmalıyız.

Bu trendlerin en güçlü etkilerinden biri işin anlamının değişecek olması. Geleceğin iş tanımı, kişisel yaratıcılığı, entelektüel ilgi alanlarını ve insan ilişkilerini içerecek. Bu da muhtemelen çoğumuzu günümüzden çok daha mutlu bir geleceğe taşıyacak.

McKinsey Global Enstitüsü tarafından yakın zamanda yayınlanan raporda, yakın gelecekte otomatikleştirmenin en zor olduğu işlerin karar alma, planlama, insan etkileşimi ve yaratıcılığı içerdiğini ortaya koydu. Beklenildiği gibi, yeni şeyler üretmek ve entelektüel, hayalperest ve yaratıcı sınırları itmek konusunda insanlar makinelerden üstün. Ayrıca bu işler çok daha heyecanlı ve tatmin edici.

Sonuç olarak amacımız işin tutku, yaratıcılık ve türümüzün geleceğine destek olma isteğiyle motive olduğu bir toplum oluşturmak olmalı. Geleceğin mesleklerinin bu doğrultuda olduğunu görmek heyecan verici. Sonuçta, “iş”in amacı kişisel veya insanlık gelişimine teknolojik, entellektüel veya yaratıcı açıdan katkıda bulunmak olmalı.

Kaynak: SingularityHub

Otomasyonun işlerimizi elimizden alacağını anlatan haberleri hepimiz okuduk. Ancak bu gelecek öngörüleri bir yana, şu anki teknoloji bile işçilerin yaptığı görevlerin yüzde 45'ini yapabilir hale geldi.

Dünya Ekonomik Forumu'nun raporuna göre günümüzün ortaokul öğrencileri işe atılacağı zaman eski işlerin yarısından çoğu yok olmuş olacak. Bu durum her ne kadar kötü gözükse de, gelişen teknolojilerin yok ettiği kadar yeni iş alanları oluşturacağı gerçeği çoğu zaman göz ardı ediliyor. Geniş çaplı inovasyonlar yeni endüstrileri doğuruyor. Bu yeni endüstriler de yeni işleri.

Yeni işler için anahtar kelimeler: Yaratıcılık, karar alma, etkileşim, planlama, entelektüel gelişim...

4 Yorum

Yorum yazmak için tıklayın

Yorumunuz:

e-Bülten Aboneliği