Facebook’ta karşımıza ne çıkacağına kim karar veriyor?

Facebook her gün bir milyardan fazla insanın nelerden haberdar olacağına karar veriyor. Peki bu karar verme süreci nasıl işliyor?

Haber Özeti

Tam Sürüm

Facebook’un haber kaynağı, her gün bir milyardan fazla insanın ilgisini yönetiyor. Hangi haberleri okuduğumuz, kimin güncellemelerini gördüğümüz ve hangi etkinlikler hakkında bilgi edindiğimiz Facebook tarafından kontrol ediliyor. Kapsamı, gücü ve etkisi, hayal edebileceğimizden çok daha fazla. Peki neyi göreceğimize kim (ya da ne) karar veriyor?

Haber kaynağındaki içerikleri, insanüstü bir beyin gücü olmadan sıralamak mümkün değil. Bu yüzden Facebook’un bu işlem için yapay zekaya ihtiyacı var. Boston’da düzenlenen ReWork zirvesinde Facebook Araştırma Mühendisi Andrew Tulloch sosyal ağ sitesinin yeni teknolojileri, neleri öncelikli olarak göreceğinizi düzenlemek ve ihtiyaçlarınıza hizmet edebilmek için nasıl kullandığını anlattı.

Facebook’un uzun süredir içerikleri kişiye özel olarak sunduğu biliniyordu ancak yakın geçmişte şirket ‘derin öğrenme‘ adı verilen yeni bir teknolojiden faydalanmaya başladı. Derin öğrenme, makinelere çok büyük verileri işleme, kategorilere ayırma ve sıralama yeteneği sağlayan bir yapay zeka alt kategorisi. Genellikle, insan beyninin dil işleme, bilinçli düşünce, duyu algılama gibi işlemlerden sorumlu neokorteks adlı bölümünü taklit etme amaçlı olarak geliştiriliyor. Haliyle, insan yeteneklerini taklit edebilen bu teknoloji, son dönemde Silikon Vadisi’nde oldukça popüler.

Nasıl çalışıyor?

Peki Facebook bu teknolojiyi, göreceğiniz içerikleri (ve dolaylı olarak sizi) kontrol etmek için nasıl kullanıyor? Bu işlem üç aşamada gerçekleşiyor:

  1.  Metni inceleme
    Konuşan robotlar uzun süredir hayatımızda yer alıyor ancak önemli olan robotun karşıdakinin söylediklerini de anlayabilmesi. Facebook ‘doğal dil işleme‘ teknolojisini kullanarak kişilerin paylaştıkları durum güncellemelerini ve gönderileri tarıyor. Daha sonra bu paylaşımlar, içeriklerine göre sıralanıyor. Pek çok sosyal medya editörü ya da şirketlerin pazarlama departmanları fark etmese de tuzak başlıklar ya da aşırı reklam içeren gönderiler bu teknolojiyle kullanıcıların ana sayfalarından ayıklanıyor.
  2. İçeriğin çevirisini yapma
    İngilizce dışındaki dillerin işlenmesi söz konusu olduğunda Facebook gittikçe daha sofistike bir hale geliyor. Mühendisler, 100’den fazla dilde yazılan gönderileri bir diğer güçlü derin öğrenme sistemi ile algılayabiliyor. Böylece kullanıcılar, dil engeli olmadan sanal bir ortamda diğer insanlarla iletişim halinde olabiliyor. Başka diller konuşan kullanıcıların da kendilerine uygun içerikleri ilk sırada görmesi önemli.
  3. Görsellerdeki nesneleri algılama
    Fotoğraf yüklediğimizde bizim ve arkadaşlarımızın yüzünü tanıyabilen platform, aynı zamanda fotoğraf ve videolardaki nesneleri de algılayabiliyor. Mesela bir yıl dönümü ya da mezuniyet yemeği fotoğrafı paylaştığımızda Facebook görseldeki yüzleri, fincanları, tabakları ya da diğer nesneleri algılayıp bu görselin sosyal bir toplanma ortamı olduğunu anlayabiliyor. Daha sonra bu görselin hangi kullanıcılara gösterileceğine karar veriliyor.

 

Kaynak: Mic

Facebook'un haber kaynağı, her gün bir milyardan fazla insanın ilgisini yönetiyor. Hangi haberleri okuduğumuz, kimin güncellemelerini gördüğümüz ve hangi etkinlikler hakkında bilgi edindiğimiz Facebook tarafından kontrol ediliyor. Peki neyi göreceğimize kim (ya da ne) karar veriyor? Haber kaynağındaki içerikleri, insanüstü bir beyin gücü olmadan sıralamak mümkün değil. Bu yüzden Facebook'un bu işlem için yapay zekaya ihtiyacı var. Yakın geçmişte şirket 'derin öğrenme' adı verilen yeni bir teknolojiden faydalanmaya başladı. Derin öğrenme, makinelere çok büyük verileri işleme, kategorilere ayırma ve sıralama yeteneği sağlayan bir yapay zeka alt kategorisi.

1 Yorum

Yorum yazmak için tıklayın

Yorumunuz:

e-Bülten Aboneliği