Dünyayı değiştiren 15 patent

Pek çok zeki mucit tarafından hayal edilen ve geliştirilen bu 15 teknoloji, bugünün ve yarının dünyasını şekillendirmede önemli bir yere sahip.

Kafanızdaki ‘atölyesinde tek başına çalışan yalnız mucit’ imajını silin. Bugünün en büyük icatlarının patentleri, pek çok kişinin bir arada çalışması ile üretildi. Yıllar önce düşünülen ancak teknoloji yeterli olmadığı için sadece fikir olarak kalan dörtdöner dron ya da 3 boyutlu yazıcı gibi bazı icatlar ise bugün birer birer hayatımıza giriyor. Günümüz dünyasına yön veren teknolojilere ait 15 patent şu şekilde:

Manyetik Kaldırma (Maglev)

1967 yılında, Erik Laithwaite’in lineer indüksiyon motorları ve manyetik alanlar üzerine çalışmalarını inceleyen James Powell ve Gordon Danby, bu teknolojinin manyetik raylar üzerinde sürtünmesiz olarak gidebilen bir tren modeline uygun olduğunu düşündü ve bu fikrin patentini aldı. Bugün dünyanın pek çok yerinde kullanılan manyetik kaldırma (maglev) trenleri saatte 600 km hızın üzerine çıkabiliyor. Gelecekte hızyuvar sistemlerinin de bu teknoloji üzerine inşa edilmesi bekleniyor.

iPhone

iPhone ne ilk akıllı telefondu ne de internet erişimi olan ilk mobil cihazdı. iPhone’u 21. yüzyılın en önemli cihazlarından biri haline getiren şey patentte gösterilen tasarım oldu. iPhone’un başarısının ardından pek çok cihaz bu tasarımı benimsedi. Aşina olduğumuz bu tasarım ve iPhone’un kullanım kolaylığı, iletişim ve yön bulma yöntemlerimizi hatta düşünme tarzımızı değiştirdi.

Motorize Dış İskelet

Dış iskeletlerin tarihi 1890’da üretilen yürümeye yardımcı araçlara kadar uzanıyor. Ancak bu teknolojinin motorla desteklenmiş hali bugün felçli insanların bile hareket etmesine olanak sağlıyor. Demir Adam kostümünün prototipleri gibi görünen bu cihazlar, gelecekte sadece ihtiyaç sahipleri tarafından değil, insanüstü güçlere sahip olmak isteyen kişiler tarafından da kullanılabilir.

Dörtdöner dron

Bugün parklarda kafamızın üzerinden geçip gitmesine şaşırmadığımız, havalimanlarında uçakların güvenliğini tehdit eden dronların patenti ilk kez 1962’de Edward Vanderlip tarafından alındı. Bu patentin amacı, helikopterlerin güç kesintisi sırasında da fonksiyonlarını devam ettirebilmesini sağlamaktı.Bugün ise kameralar ve diğer elektronik sistemlerle donatılan dronlar keşif uçuşlarından askeri operasyonlara kadar pek çok alanda kullanılıyor. Gelecekte bineceğimiz uçan araçların da öncülüğünü üstleniyorlar.

Üç boyutlu yazıcı

1986’da alınan üç boyutlu yazıcı patenti kesinlikle zamanının ötesinde bir icattı. Bilgisayar destekli, hareketli bir platformun sıvı yapıdaki bir yapı malzemesini katman katman işleyerek üç boyutlu nesneler oluşturması prensibine dayanan üç boyutlu yazıcılarla bugün metal hatta insan dokusu bile yazdırılabiliyor. Bu cihazlar roket motorlarından evlere ve köprülere kadar pek çok farklı şey inşa etmek için kullanılıyor.

Biyonik göz

Görme engellilerin görüş yeteneğini geri getirmek için ilk adım 1968’de G.S. Brindley ve W.S. Lewin adlı doktorlar tarafından atıldı. 52 yaşındaki bir hastanın beynindeki optik loba yerleştirilen elektronik cihaz nöronları tetikleyerek hastanın bazı ışık noktaları görmesini sağlıyordu. Bugün çok daha küçük elektronik cihazlar direkt olarak retinaya yerleştirilebiliyor ve tamamen kör hastalar kısmi olarak görüş yeteneğini geri kazanabiliyor.

GPS (Küresel Konumlandırma Sistemi)

GPS uyduları ABD Donanması tarafından icat edildi. Roger L. Easton tarafından 1950’lerde geliştirilen teknoloji 1995’te toplam 24 adet uyduyla tamamlandı. ABD ordusu Birinci Körfez Savaşı sırasında Kuveyt ve Irak çöllerinde yolunu bulmak için bu teknolojiden yararlandı.

CRISPR gen düzenlemesi

CRISPR-Cas9 gen düzenleme aracı Kaliforniya Berkeley Üniversitesi’nde tek hücreli organizmalar üzerinde değişiklik yapmak için geliştirildi. Daha sonra Harvard ve MIT’nin de girişimleriyle çok hücreli canlılarda da kullanılabilir hale getirildi. Bugün bitkilerden besi hayvanlarına kadar pek çok canlının yanı sıra insanlarda da tedavi amacıyla kullanılıyor.

Beyin implantı

1800’lerin sonunda doktorlar beyni elektrikle uyararak fiziksel hareketleri tetikleyebileceklerini keşfettiler. 20. yüzyılda beyin üzerinde yapılan deneylerle hastanın ruh hali ve davranışları başarılı bir şekilde değiştirildi. 1993’te geliştirilen bir cihaz beyne yerleştirilerek elektrik sinyallerini beyne iletebiliyordu. Bu dönemden itibaren hastaların robotik protezleri hareket ettirebilmesi için beyin ve cihaz arasında bağlantı kurabilen implantlar hızla gelişti.

Grafen

Tek sıra karbon katmanından oluşan grafen oldukça hafif ve aynı kalınlıktaki çelik katmanlara göre 200 kat daha güçlü. Üstelik yüksek ısıya dayanıklı ve elektriği iletmede oldukça başarılı. Bu özellikleri sebebiyle grafen ve diğer karbon kompozitler bilgisayar çiplerinden uçak kanadına kadar pek çok farklı alanda kullanılıyor.

Bluetooth

1994’te Jaap Haartsen tarafından geliştirilen teknoloji elektronik cihazların yakındaki diğer cihazlarla az enerji kullanarak yüksek frekansta radyo dalgalarıyla iletişim kurmasını sağlıyor. Bu teknoloji günümüzde neredeyse tüm günlük elektronik cihazlarda kullanılıyor.

Otonom araç

Sürücüsüz otomobillerin tarihi 1925’e kadar dayanıyor. Haudina Radio Control, 1925 yılında bir aracın öndeki araçtan gelen radyo sinyallerini takip ederek sürücüsüz bir şekilde çalışmasını sağladı. 70 yıl sonra yarı otonom bir araç 5000 km boyunca sürücüsüz olarak gitmeyi başardı. Sürücüsüz araçlar için yüzlerde patent ve teknoloji mevcut. Bugün başta Tesla olmak üzere pek çok otomobil üreticisi ve teknoloji şirketi, geleceğin otonom araçlarını geliştirmek için çalışmalarını sürdürüyor.

Güneş paneli

  1. yüzyılda Fransız fizikçi Edmund Bequerel bazı malzemelerin ışığa maruz kalınca küçük miktarda elektrik ürettiğini keşfetti. Fotovoltaik etki adı verilen bu durum günümüzde kullanılan tüm güneş enerjili sistemlerin temelini oluşturuyor. Ülkeler artık vatandaşların elektrik ihtiyacını karşılamak için güneş santralleri inşa ediyor. Evlerin çatılarının güneş panelleriyle kaplanmasıyla günlük elektrik ihtiyacı karşılanabiliyor. Hatta yollara yerleştirilen güneş panelleri elektrikli araçların yolda giderken şarj olmasını bile sağlayabiliyor.

3G (Üçüncü Nesil Kablosuz Mobil İletişim)

Birinci nesil kalbosuz iletişim teknolojisi analog cep telefonlarını mümkün kılmıştı. İkinci nesilde dijital telefonlar desteklendi. Ancak internet erişimini cebimize getiren teknoloji 3G’ydi. Bu teknoloji sayesinde internetin tüm nimetlerine dilediğimiz her an ulaşabilir hale geldik.

Sanal gerçeklik

İlk sanal gerçeklik gözlüğü oyun oynamak ya da video izlemek için değil ekonomik verileri analiz etmeye yardımcı olmak için geliştirilmişti. 2000 yılında Paul Marshall tarafından alınan ‘sanal gerçeklik oluşturucusu’ bilgisayarda geliştirilmiş bir dünyada kontrol cihazları aracılığıyla gezinen bir kullanıcı fikrini tanımlıyor. Bugün HTC Vive, Samsung VR ya da Google Cardboard bu teknolojiyi herkese ulaştıran cihazlar konumunda. Ayrıca Microsoft HoloLens gibi artırılmış gerçeklik cihazları da çevremizdeki dünyanın sanal gerçeklikle birleşmesine imkan sağlıyor.

Kaynak: Popular Mechanics


4 yanıt

  1. her gele avatarı
    her gele

    Bluetooth görseli hatalı mı ne!

  2. her gele avatarı
    her gele

    Bluetootth değil Assisted GPS (A-GPS)’i anlatıyor.

  3. Mandroid avatarı
    Mandroid

    Bu patentler insanların geleceğine yön veren buluşlar gerçekten. Emeğinize sağlık, güzel bir çalışma olmuş.

  4. Serdar öztürk avatarı

    Bugünümüz Yarınımızı ve ve geleceğimizi bu patentler kolaylaştıracak. Keşke bir taneside biz bulsaydık

Yorumunuz: