Haber Özeti
Tam Sürüm
Apple 100 milyon iPhone satarsa, bu 100 milyon iPhone kutusu ve kutuların üzerine basılmış 100 milyon Apple logosu demek. Böylesine büyük bir şirketin alacağı ufacık bir karar, çok büyük etkiler yaratabilir. Logonun içindeki mürekkep miktarını azaltmak bunlardan biri olabilir.
Bu yüzden Fransız tasarımcı Sylvain Boyer dünyanın en büyük şirketlerinin logolarını, ‘ecobranding‘ (ekolojik marka) adını verdiği yöntemle değiştirdi ve bazı logolarda yüzde 40’a varan mürekkep tasarrufu sağladı. Tek bir logoda birkaç damla daha az mürekkep kullanmak belki çok önemli olmayabilir ancak bu markaların boyutlarını göz önüne alınca her yıl milyarlarca ürüne basılan bu logoların daha ekolojik olması hem markaya hem de doğaya katkı sağlayabilir.
Kendi deneyiminden yola çıkmış
Boyer bu fikri 2013 yılında ilk kızının doğumu için bir kart tasarlarken bulmuş. “Öncelikle çok renkli bir kart tasarladım. Bilgisayar ekranında çok güzel görünüyordu.” diyen Boyer, baskı şirketinden kendisine çıkarılan faturayı görünce bunun o kadar da iyi bir fikir olmadığına karar vermiş. Boyer, “Kart çok güzeldi ama fiyatı da bir o kadar ‘güzeldi’. Onun yerine daha az renkli bir tasarım hazırladım. Böylece kart hem daha ucuza geldi hem de daha çevre dostu oldu.” diyor.
Bunu fark etmek için kişisel bir deneyim yaşaması gerekmesinin kulağa aptalca gelebileceğinin farkında olduğunu söyleyen Boyer daha sonra bu konu üzerine kafa yormaya başlamış. Şirketlerin logolarının da bu şekilde değiştirilerek büyük tasarruflar yapılabileceğini fark eden Boyer, her yıl milyarlarca kez basılan bu logoları çevre dostu hale getirmeye karar vermiş.
Henüz herhangi bir şirket tarafından resmi olarak kabul edilmeyen bu logolar, markaların tanınırlığını korurken çok daha az mürekkep harcıyor. Örneğin Nike’ın içi boş logosu, önceki logo gibi dinamik ve Nike’a ait olduğu belli oluyor ama yüzde 24 daha az mürekkep kullanıyor. Ya da McDonald’s’ın M harfi şeklindeki logosunu içi boşken de tanımak mümkün. Mürekkep tasarrufu ise üçte bir oranında.
Logonun karakteristik özellikleri korunuyor
Boyer “Bir logoyu eko-logo yapmak için öncelikle logonun standart şeklini alıyoruz ve bunu deforme etmemeye özen göstererek içini ‘oyuyoruz’.” diyor. Yeni tasarımlar sadece logonun içini boşaltmaya odaklanmıyor, aynı zamanda logoların kişiliklerini de korumayı amaçlıyor. Apple’ın logosunda oluşturulan boş alan, elma şeklindeki logonun ısırılmış bölümüne vurgu yaparken, H&M logosunda da fırçayla çizilmiş gibi görünmesini engellemeyecek şekilde bazı alanlar daha koyu bırakılmış.
Çoğu logoda bu strateji işe yarıyor. Yeni logolar sadece şirketin reklamını yapmakla kalmıyor aynı zamanda şirketin gereksiz harcamalardan kaçınan, çevre dostu bir şirket olduğunun da altını çiziyor. Ancak Starbucks logosundaki Siren’in saç kesiminin değiştirilmesi logonun tanınırlığına zarar vermiş gibi duruyor.
Şirketlerin benzer hamleleri var
Boyer’in fikri belki de bazı büyük firmalarca benimsenebilir. Aslında pazarda halihazırda böyle çalışmalar mevcut. Örneğin Nike birkaç yıl önce şirket içinde kullanılmak amacıyla, hangi ürünün üretiminin çevreye ne kadar zarar verdiğini gösteren bir uygulama hazırlamıştı. Böylece tasarımcıların hem maliyeti düşürecek hem de çevreye olan etkiyi azaltacak ürünler geliştirmesi amaçlanıyor. Amazon da benzer bir şekilde çoğu ürününü standart karton kutular kullanarak kargoluyor. Zaten ürünü satın alan kişilere aynı ürünün reklamını yapmanın gereksiz olduğunu düşünen şirket, renkli paketlemelerden ziyade minimal, daha az masraflı ve çevre dostu paketleri tercih ediyor.
Aslında bu tarz değişiklikler, logoda biraz daha az mürekkep kullanmaktan çok daha önemli. Neticede bir McDonald’s bardağı, içine içecek konabilen bir kutudan başka bir şey değil. Ya da bir UPS zarfı, “Ben FedEx değilim UPS’im” demek dışında bir işe yaramıyor. Haliyle bu iş için bu kadar harcama yapmak da manasız oluyor. Gelecekte daha fazla şirketin bu yöntemleri kullandığını görmemiz mümkün.
Kaynak: FastCo Design
Fransız tasarımcı Sylvain Boyer dünyanın en büyük şirketlerinin logolarını, 'ecobranding' (ekolojik marka) adını verdiği yöntemle değiştirdi ve bazı logolarda yüzde 40'a varan mürekkep tasarrufu sağladı. Tek bir logoda birkaç damla daha az mürekkep kullanmak belki çok önemli olmayabilir ancak bu markaların boyutlarını göz önüne alınca her yıl milyarlarca ürüne basılan bu logoların daha ekolojik olması hem markaya hem de doğaya katkı sağlayabilir.
Yorum Ekle