Atlasların atlası

Araştırmacı Kerim Bayer, 1366 haritadan oluşan koleksiyonunu, toplamda 5 bin 180 küçük resimden oluşan bir grafik tasarımı kitabına dönüştürdü.

Haritalarla ilgilenmeyi seven bir araştırmacı olan Kerim Bayer, 1366 haritadan oluşan koleksiyonunu, toplamda 5 bin 180 küçük resimden oluşan bir grafik tasarımı kitabına dönüştürdü. Bayer, Map Section adlı kitabını 2018 İstanbul Tasarım Bienali için hazırladı. Geniş ölçekli haritaları yapı söküm tekniğiyle yeni bir forma sokan sanatçı, gelecekte tasarımcıların bu kitabı soyut bir desen kaynağı olarak kullanabileceğini düşünüyor.

Bayer, Dezeen’e yaptığı açıklamada “Yapı sökümüyle birlikte, haritaları görsel bileşenlerine indirgeyerek ve sadece güzelliklerini takdir ederek grafik sanatına olan ilgimi daha fazla ön plana çıkarma fırsatı buldum. Diğer özelliklerini önemsemiyor değilim. Onlar hakkında da daha fazla bilgi edinmek istiyorum. Ancak bu yaklaşım, (bienalin temalarından biri olan) eserin içinde bulunduğu Parçalama Okulu’na daha çok uyuyordu.”

Haritalar bilgi değil ilham kaynağı oldu

Kitapta, 1366 haritadan bir yazılım yardımıyla  rastgele kesilmiş 5 bin 180 adet küçük resim yer alıyor. Sanatçının koleksiyonu genellikle 19. ve 20. yüzyıla ait bilim, ulaşım ve planlama haritalarından oluşuyor. Haritaların parçalara ayrılması, onları orijinal amaçlarından uzaklaştırıyor ve normalde bir bilgi kaynağı olarak kullanılan haritaların grafik tasarım ögelerini ön plana çıkarıyor.

Bayer, kitabın ön sözünde “Atlas boyutunda bir kitap içinde sergilenseler de bunlar ülkelerin haritaları değil, bölgesel bilgileri üretmek ve aktarmak için kullandığımız, çizgiler, noktalar, renkler, semboller, illüstrasyonlar, gölgelendirmeler, yazılar, küçük resimler, taramalar, göstergeler, karelajlar ve konturlar gibi grafik araçların haritaları.” ifadelerine yer veriyor.

Rastgele parçalar daha iyi sonuç çıkardı

Bayer aslında başlangıçta harita parçalarını tek tek seçmek istemiş ancak böyle yaparak bazı haritaları diğerlerinden daha fazla ön plana çıkardığını fark ettiği ve bazı grafik ögelerini seçip diğerlerini devre dışı bıraktığı için bu yaklaşımdan vazgeçmiş. Bunun yerine parçaları rastgele seçerek yanlılığı ortadan kaldırmak istemiş.Bayer bu şekilde daha dürüst bir eser ortaya çıkardığını düşünüyor.

Map Section ile birlikte harita koleksiyonunun ilk kez kullanılabilir bir tasarım kaynağı haline dönüştüğünü söyleyen Bayer, bu çalışmaya başlamasında küratör Jan Boelen ile yaptığı görüşmelerin etkisi olduğunu belirtiyor. Koleksiyonu bir bütün olarak temsil edecek bir proje geliştirmeyi istediğini ifade eden sanatçı, koleksiyonunun analog yapısını bozmamak için, eseri sunarken baskı dışında bir teknoloji kullanmamayı tercih etmiş. Bayer, Okullar Okulu adlı bienalde sergilenen eserini ‘atlasların atlası’ olarak tanımlıyor.

Kaynak: Dezeen


Yorumunuz: