Araştırmacılar insan spermi kopyalamaya daha da yaklaştı

[inlinetweet prefix=”” tweeter=”” suffix=””]Bilimciler, insan vücudunun sperm üretme yöntemini laboratuvar ortamında taklit edebilme konusunda önemli bir adım attı.[/inlinetweet] Bu çalışma, gelecekte yapay sperm ve yumurta üretilmesini ve kısırlığın tedavi edilmesini sağlayabilir. Cambridge Üniversitesi Gordon Enstitüsü araştırmacıları, kök hücreleri gelişmemiş spermlere çevirme konusunda orta noktaya ulaşan ilk ekip oldu.

Ekibin takip edip anlamaya çalıştığı süreç, embriyo hücrelerinin mayoz bölünme adı verilen bazı karmaşık adımların ardından gelişmemiş spermlere dönüşmesini içeriyor. Hücreler yaklaşık sekiz hafta süren bir yolculuğun ardından sperm ya da yumurta olmalarını sağlayan yönlere ayrılıyor. Ekip daha önce bu süreci dördüncü haftaya dek takip etmeyi başarmıştı. Şimdi gonadal organımsı adı verilen minyatür yapay testis teknolojisi kullanılarak bu noktanın ötesinin de incelenebileceği böylece sperm oluşum sürecine dair daha derin bilgiler edinilebileceği belirtiliyor.

Çocuk sahibi olma sürecine yeni bir soluk getirebilir

Çalışma, kısırlığın sebeplerine dair önemli bilgiler sunabilir ve çocuk sahibi olamayan çiftlere yeni bir umut verebilir. Bazı ülkelerde yapay sperm ya da yumurta ile çocuk sahibi olmak yasak. Ancak bilimciler üreme hücrelerini başarılı bir şekilde üretmeyi başarırsa (ki bunun önümüzdeki 10 yıl içinde gerçekleşmesi bekleniyor) yöneticiler kanunları değiştirmek zorunda kalabilir. Eşcinsel çiftler genetik olarak her iki tarafın da özelliklerini taşıyan çocuklara sahip olabilir veya kadınlar doğurganlık hapları kullanmak yerine laboratuvar ortamında geliştirilen yumurtalarını kullanabilir.

Bu tarz çalışmaların pratik uygulamaları fareler üzerinde gerçekleştirildiyse de insanların bu gelişmelerden faydalanması biraz vakit alacak. Guardian’a konuşan Londra Kolej Üniversitesi (UCL) Üreme Bilimi ve Kadın Sağlığı Bölümü Başkanı Helen O’Neill “Üreme süreçlerini laboratuvar ortamında yeniden oluşturma çalışmalarının çoğu, bu süreçler hakkında bilgimizi artırmak için gerçekleştiriliyor. Hayatın başlangıcının temel dinamikleri hakkında ne kadar az bilgi sahibi olduğumuzu görmek şaşırtıcı.” şeklinde konuştu.

Kaynak: Engadget