Çok sorulan bir soru bu. Aynı şekilde çok sayıda da cevabı var. Geçmişte hayal edilenlerin birçoğu aslında şu anda kullanılıyor. Kapalı devre kameralar, ses ve görüntü kontrolleri gibi ‘hayallerin’ kullanımda olması, bugünkü hayallerin de gerçeğe dönüşmesi adına referans kabul edilebilir.
Peki ama neden daha farklı bir ev kavramı düşünmüyoruz? 4 duvar ve kapıdan oluşan yapılara alışkınız. İnsanın hayatı boyunca biriktirdiği paranın tamamını genellikle bir ev almak için harcadığı düşünülürse, yeni bir ev tasarımı birçok riski de içinde barındırıyor.
20. yüzyıldan itibaren sürekli gelişen teknolojiye rağmen ‘geleceğin evi’ tasarımından söz etmek oldukça güç. Peki bir evin gelecekteki gerekliliklerini yeniden düşünebilsek neyi farklı yapardık?
Örneğin koca bir evin sıcaklığını klimalarla kontrol etmek yerine daha küçük bir alanın sıcaklığını kontrol etmeye çalışsak nasıl olur? Böylelikle evin tamamını iklimlendirme için harcadığımız enerjide büyük oranda tasarruf edebiliriz.
Sonra da mutfağı bir gözden geçirelim. Tabii ki geleceğin evinin olmazsa olmazı bir akıllı buzdolabı. Şimdilerde alacağınız bir akıllı buzdolabında bulunan ve gerektiğinde saydam olabilen ekranla internette gezinebilir ya da üzerine notlar alabilirsiniz. Ayrıca bir telefon uygulamasıyla marketteyken buzdolabınızın içinde bulunan kameralarla neyin eksik olduğunu tespit edebilirsiniz.
Teknoloji bize çözümü sunana kadar aslında bunların problem olduğunun bile farkında değilizdir. Ama bir kez alıştıktan sonra da geri dönüşü yoktur.
Geleceğin evinde kendi yetiştirdiğiniz ürünleri tüketmek de söz konusu olacak gibi, tabii ki yine teknolojiden faydalanarak. Bu bilgisayar kontrollü ev bahçeleri taze besin sağlayacak. Kim bilir belki 50 yıl sonra akıllı buzdolabınız ve akıllı bahçeniz birbiriyle haberleşerek size her zaman en taze ürünü sunmak için çalışabilirler.
Tasarım ve teknolojinin mükemmele ulaşması için zamana ihtiyaç var. Mükemmel olduklarındaysa insanlar bir sonraki adımı düşünmeye çoktan başlıyor.
Yorumunuz: