Türk bilimciden kanser aşısı

Türk ve Alman bilimcilerin yaptığı çalışma ile kanser tümörlerinden alınan RNA kodu, bağışıklık sistemine tanıtıldı ve yok edilmesi sağlandı.

Haber Özeti

Tam Sürüm

Bağışıklık sistemi hücrelerinin kanser hücrelerine saldırması için programlanması gelecek vaat eden bir tedavi yöntemi. Ancak bu yöntem T hücrelerinin vücuttan alınıp, düzenlenip tekrar vücuda yerleştirilmesi gibi karmaşık bir süreç içeriyor. Edinilmiş immünoterapi olarak bilinen bu yöntem 1980’lerden beri bilimciler tarafından araştırılıyor. Son bir kaç yılda bu alanda ciddi gelişmeler yaşandı. Son dönemde yapılan bir deneyde ileri derecede kan kanseri hastalarının yüzde 93‘ünde olumlu sonuçlar alınmıştı.

Oldukça gelecek vaat eden bir yöntem olsa da edinilmiş immünoterapi, T hücrelerinin kan kanserinin kendine özgü özelliklerini hedef almasına dayanıyor. Bilimciler bu yöntemi, aynı özelliklere sahip olmayan diğer tümörlerde kullanmayı başaramadı. Bağışıklık sistemi hücreleri sağlıklı hücrelerle kanserli hücreleri ayırt etmekte zorlandı.

Ancak Türk ve Alman bilimciler immünoterapi konusunda birden fazla alanda etkili olacak yeni bir buluş gerçekleştirdi. Mainz Johannes Gutenberg Üniversitesi‘nden Türk asıllı profesör Uğur Şahin’in yönettiği ekip, bağışıklık hücrelerini hızlı ve ucuz bir şekilde eğiterek her türlü kanser hücresine saldırmalarını sağlamanın bir yöntemini buldu.

RNA kodu ile hücreler eğitiliyor

Hedeflenen kanserin genetik RNA kodunu alıp bunu bir yağ kapsülüne yerleştiren ekip, RNA-LPX adını verdikleri negatif elektrik akımını bu kapsüle verdiler. Bu kapsül dolaşım sistemine enjekte edildiğinde elektrik akımı kapsülün dendritik bağışıklık hücreleriyle buluşmasını sağladı. Dendritik hücreler bağışıklık sisteminin hangi hedeflere saldıracağına karar veriyor.

Bu hücreler kapsülle karşılarınca RNA koduna tepki vererek bu kodu barındıran yapıların yok edilmesi için gerekli kanser antijenlerinin üretilmesi için harekete geçiyor. Bu olay bağışıklık sisteminin bu kanser türüyle savaşması için gerekli tepkiyi vermesini ve ihtiyaç duyulan T hücrelerinin üretimine başlamasını sağlıyor.

Bilimciler bu yeni teknolojiyi üç melanom hastasında ve farelerde denedi. Deneyin amacı tümörleri yok etmek değil, bağışıklık sistemini istenilen yöne hareket ettirebilmekti. Deney sonucunda T hücrelerinde artışın sağlandığı ve bunun, vücudun savunma sisteminin normalde yakalayamadığı pek çok kanser hücresini etkisiz hale getirebildiği görüldü.

Her tümöre karşı kullanılabilir

Yeni teknolojinin en heyecan verici yönü ise çeşitliliği. “Neredeyse tüm tümörlerin antijeni RNA ile kodlanabilir” diyen araştırmacılar, bir örnek alınabilen tüm tümörlerin genetik profilinin oluşturulabileceğini ve RNA-LPX parçacıklarının her tür kanserle savaşılması için kodlanabileceğini ifade ediyor.

Oldukça küçük bir denek grubu olan bu araştırmanın etkinliğinin kanıtlanabilmesi için daha fazla çalışma yapılması gerekiyor. Ancak elde edilen sonuçlar, normalde kanser hücrelerine saldırmayan bağışıklık sistemini harekete geçirmenin etkili bir yönteminin bulunduğunu gösteriyor. Bu da gelecekte bilinen kanser türleri için aşı üretilmesi anlamına gelebilir.

Viral-Encephalitis1-1200x900

Mainz Johannes Gutenberg Üniversitesi'nde Prof. Uğur Şahin önderliğinde gerçekleştirilen çalışmada, kanser tümörünün RNA kodu negatif elektrik yüklü bir yağ kapsülü içinde dolaşım sistemine enjekte edildi. Elektrik yükü sayesinde bu kapsülü zararlı olarak tanımlayan bağışıklık sistemi tüm vücutta bu RNA kodunu barındıran hücrelerle savaşmak üzere yeni hücreler üretti. Bu şekilde vücudun o kanser türüne karşı bağışıklık edinmesi sağlandı.

Yorum Ekle

Yorum yazmak için tıklayın

Yorumunuz:

e-Bülten Aboneliği