Sıradan hayatların Instagram’ı: Minutiae

Telefonunuzdaki galeriyi açın ve hızlı bir şekilde yukarılara doğru çıkın, fotoğraflarınızın bulanık bir şekilde geçtiğini göreceksiniz. Peki durduğunda ne görüyorsunuz? Köpeğinizi mi? Kendi özçekiminiz mi? Harika bir manzara fotoğrafı mı? Herhangi bir şey olabilir, ama muhtemelen normal, sıkıcı bir fotoğraf değildir. Telefonlardaki fotoğraf galerileri genellikle Instagram’da paylaşacak kadar güzel ve ilgili çekici olmayan ama kendi çapında önemli ve güzel fotoğraflardan oluşur.

Daniel Wilson ve Martin Adolfsson bu durumu değiştirmek istedi. İkili, bu yılın başlarında Minutiae adlı bir uygulama tasarladı. Minutiae, hayatımızdaki “o kadar da şaşaalı olmayan anları” sergilemeyi amaçlıyor. Uygulama şöyle işliyor: Minutiae günde bir defa belirli bir anda bir fotoğraf çekmenizi istiyor. Bildirim kaybolmadan önce fotoğraf çekmek için sadece bir dakikanız oluyor. Uygulamayı ve kameranızı açıyor, beş saniye içinde fotoğrafı çekiyorsunuz. Fotoğrafın açısı hakkında düşünmek, havalı bir şeyi çekmek için bakınmaya zaman yok. Wilson’a göre, çıkan sonuç günlük hayatlarımızın gerçekçi bir örneğini oluşturuyor. Wilson, “Normal şartlar altında fotoğrafını çekmeye değer görmediğiniz bir şeyi çekmiş oluyorsunuz.” diyor.

Profil yok, beğenmek yok

Sosyal medyanın beğeni butonları, bizleri etrafımızdaki insanların beğenebileceği tarzda fotoğrafları paylaşmaya itiyor. New York Üniversitesi’nde davranışsal pazarlama okuyan Alix Barasch, “Biz buna ‘benlik sunumu kaygısı’ diyoruz. Bir fotoğrafı sosyal medyada paylaşma amacıyla çekiyorsak, gönderiyi görecek kişilerin fotoğrafı nasıl değerlendireceğini düşünüyoruz.” diyor.

Dürüst olalım, kaç kere bir fotoğrafı çekmeden hangi filtreyi uygulayacağımızı düşündük? Ya da kaç kere fotoğraf yeterince havalı olmadığı için sildik? Columbia Üniversitesinde çalışan Ting Zhang, “İnsanlar normal ve alışıldık olanı göz ardı etmeye meyilli oluyor. Genellikle düğün, mezuniyet ya da çok eğlenilen partilerde fotoğraflar çekiyorlar. Bu yüzden de günlük hayatlarımızı özel kılan önemsiz anları gözden kaçırıyoruz.” diyor.

Sıradan deneyimlerin huzuru

Bir araştırmaya göre, sıradan şeyleri paylaşmak bizi olağanüstü şeyleri paylaşmaktan daha mutlu edebilir. Doğum gününüzde çektiğiniz bir fotoğraf tabii ki sizi mutlu edecektir. Fakat, o an bizi mutlu ve huzurlu hissettiren sakin anları da görmezden gelmemeliyiz; örneğin komodinin üzerine yayılmış kitaplarınızın fotoğrafı. Zhang, “Şu anda bize sıradan gelen şeylerin hep öyle geleceğini düşünmeye meyilli oluyoruz. Fakat her şey her an değişiyor. Bir dakika önce çok sıradan gelen bir şey bir dakika sonrası için bambaşka şeyler ifade edebilir.” diyor.

Wilson ve Adolfsson, Minutiae ile alıştığımız sosyal medya platformlarından daha farklı bir şey ortaya koymak istedi. Uygulama, fotoğrafın çekilmesi gereken anı kontrol etmenize izin vermiyor, bu sayede günlük hayatınızın daha gerçekçi bir yansıması ortaya konuyor. Profil, paylaşım yapmak, gönderi beğenmek yok. Hatta Minutiae, uygulamada geçireceğiniz vakte bile kendisi karar veriyor; günde sadece bir dakika.

Uygulama, bir dakika boyunca başka bir Minutiae kullanıcısının hayatına şöyle bir göz atmanıza imkan sağlıyor. Her gün, aynı sizin gibi sıradan fotoğraflar çeken biriyle eşleşiyorsunuz. Minutiae için çekilen fotoğrafların sıradan ve “Instagram’da paylaşmaya değecek kadar güzel” olmadığı kesin fakat hepimiz biliyoruz ki gerçek hayat Instagram’daki gibi değil.

Kaynak: Wired