NASA Dünya benzeri 7 yeni gezegen keşfetti

NASA araştırmacılarının dün yaptığı açıklamaya göre, Trappist-1 adı verilen cüce yıldızın yörüngesinde 7 adet Dünya benzeri gezegen bulunuyor.

Haber Özeti

Tam Sürüm

NASA araştırmacılarının dün yaptığı açıklamaya göre, Trappist-1 adı verilen cüce yıldızın yörüngesinde 7 adet Dünya benzeri gezegen bulunuyor. Bu gezegenlerden üçü yaşam barındırmak için fazla sıcak, biri ise fazla soğuk. Ancak yaşanabilir bölgede bulunan üç gezegenin bildiğimiz anlamda yaşam barındırma ihtimali bulunduğu belirtiliyor.

Araştırmacılar gezegenlere, Trappist-1 adlı yıldıza yakınlıklarına göre Trappist-1b, c, d, e, f, g, h isimlerini verdi. Buna göre Trappist-1e, f ve g gezegenlerinde, Dünya’da olduğu gibi sıvı halde su bulunabileceği ve bunun da yeni yaşam türlerinin ortaya çıkması için gerekli ortamı hazırlamış olabileceği belirtiliyor.

Gitmek için uzak, gözlemlemek için ideal

Dünya’dan 39 ışık yılı uzaklıkta bulunan sistemi ziyaret etmek için bugünün imkanlarıyla milyonlarca yıllık bir yolculuk yapmak gerekiyor. Yani yakın zamanda Trappist-1’e gitmemiz pek mümkün değil. Ancak yeni nesil teleskoplarla, bu gezegenlerin yüzeyine, atmosferine ve hareketlerine dair daha detaylı bilgiler toplayabileceğiz. 39 ışık yılı, ziyaret etmek için uzak bir mesafe olsa da gözlem yapmak için ideal.

Trappist-1 bizim Güneş’imize göre çok daha küçük bir yıldız. Yaydığı ısı ve ışık oldukça az. Ancak gezegenler de buna göre, yıldıza daha yakın bir yörüngede bulunabiliyor. NASA yetkilileri bu sistemin, Jüpiter’in etrafında dönen bir grup uyduya benzetiyor.

Loş ve romantik bir ortam

Trappist-1’in yaydığı ışık çok fazla olmadığı için, yaşanabilir bölgede bulunan e, f ve g gezegenlerinde gökyüzü her zaman Dünya’da gün batımının hemen sonrası kadar aydınlık oluyor. Gezegenler kendi etraflarında dönmedikleri için sadece tek bir yüzleri güneş görüyor. Diğer yüzleri ise, tıpkı Ay’ın Dünya’dan görünmeyen yüzü gibi karanlık kalıyor.

Uzmanlar bu gezegenlerde gökyüzünün her zaman görülmeye değer olacağını belirtiyor. Trappist-1 küçük olduğu için gezegenler de yıldıza daha yakın. Bu da yıldızın gökyüzünde bizim Dünya’dan Güneş’i gördüğümüze oranla 10 kat daha büyük ve somon renginde görünmesi anlamına geliyor. Ayrıca yıldız ile yaşanabilir gezegenler arasında bulunan diğer gezegenlerin sık sık gökyüzünden geçmesi, Ay’dan iki kat büyük cisimleri sürekli gökyüzünde görmek demek. Üstelik gökyüzünde gördüğümüz diğer gezegenleri ziyaret etmek sadece birkaç gün alacaktır.

Gün yok, bir yıl 6 Dünya günü

Yaşanabilir bölgede bulunan e, f ve g gezegenlerinin Trappist-1 etrafında bir turu tamamlaması, yani bir yılın geçmesi, sırasıyla Dünya’daki 6, 9 ve 12 güne denk geliyor. Gezegenler kendi etrafında dönmediği için ‘gün’ diye bir kavram bulunmuyor. Bir gün olur da bu gezegenlere yerleşecek olursak yeni zaman dilimleri icat etmemiz gerekecektir.

Geçmişte bizim güneş sistemimizdekine benzer yıldızları ve onların etrafındaki gezegenleri daha fazla inceleyen uzmanlar artık bu tarz cüce yıldızlara daha fazla önem vermeye başlayacak. Şimdiye dek kaydedilmiş 20 binden fazla cüce yıldız bulunuyor. Gelecekte benzer sistemler keşfetmemiz çok şaşırtıcı olmayacaktır.

Kaynak: CNet, Futurism

NASA araştırmacılarının dün yaptığı açıklamaya göre, Trappist-1 adı verilen cüce yıldızın yörüngesinde 7 adet Dünya benzeri gezegen bulunuyor. Bu gezegenlerden üçü yaşam barındırmak için fazla sıcak, biri ise fazla soğuk. Ancak yaşanabilir bölgede bulunan üç gezegenin bildiğimiz anlamda yaşam barındırma ihtimali bulunduğu belirtiliyor. Araştırmacılar gezegenlere, Trappist-1 adlı yıldıza yakınlıklarına göre Trappist-1b, c, d, e, f, g, h isimlerini verdi. Buna göre Trappist-1e, f ve g gezegenlerinde, Dünya'da olduğu gibi sıvı halde su bulunabileceği ve bunun da yeni yaşam türlerinin ortaya çıkması için gerekli ortamı hazırlamış olabileceği belirtiliyor.

5 Yorum

  • Paylaşımınız için çok teşekkür ediyorum . Konuyla ilgili Türkçe bi paylaşım bulamamıştım , aynı gün sizler paylaşmışsınız teşekkürler :)

  • Olur da yaşanabilir bir gezegen de insanlar uygarlık kurarsa, orada ki iklim değişikliğine adapte olmak için genetik evrimi de değişime uğrar.

  • Yazıda geçen “Gezegenler kendi etraflarında dönmedikleri için sadece tek bir yüzleri güneş görüyor. Diğer yüzleri ise, tıpkı Ay’ın Dünya’dan görünmeyen yüzü gibi karanlık kalıyor.” ifadesi çokça tekrarlanan bir hata (Pink Floyd’un da katkısıyla :).
    Ay kendi ekseni etrafında dönüyor yani güneş ışığını almayan bir bölgesi yok fakat aynı zamanda dünyanın çevresinde de dönüyor ve her ikisi de aynı sürede gerçekleşiyor. Dolayısıyla biz dünyadan bakınca her zaman aynı yüzünü görebiliyoruz.
    Kolay gelsin

Yorum yazmak için tıklayın

Yorumunuz:

e-Bülten Aboneliği