Modern ilaçların tarihini değiştiren kadın

Henrietta Lacks adlı hastadan alınan HeLa adlı hücreler, bilim dünyasının ilk ölümsüz insan hücreleri olarak modern ilaçların geliştirilmesine imkan sağladı.

Haber Özeti

Tam Sürüm

Henrietta Lacks’in oğlu Lawrance Lacks, Washington Post’a verdiği röportajda “Annem hücrelerinin hayat kurtardığını öğrenseydi çok mutlu olurdu” diyor. Bahsi geçen hücreler, bilim dünyasında Henrietta Lacks’in adından ilhamla HeLa olarak anılan ve bir çok bilimsel keşfin yapılmasına imkan sağlayarak modern tıbbın temellerini oluşturan hücreler.

1950 yılında John Hopkins Üniversitesine rahim ağzı kanseri teşhisiyle yatırılan Henrietta Lacks, oldukça agresif bir kanser türüyle mücadele ediyordu. O dönemde hastanede çalışan bir doktor, Lacks’in kanserli hücrelerinden örnekler alarak üzerinde çalışmak için laboratuvara götürdü. 1950’lerde hastalardan alınan örnekler için herhangi bir prosedür olmadığı için doktor, hasta kadına durumdan bahsetme ihtiyacı duymadı.

HeLa hücrelerini diğer insan hücresi örneklerinden ayıran özellik ise önceki örneklerin aksine bu hücrelerin kısa sürede ölmemesi. Normalde yaklaşık 50 kez yenilendikten sonra ölen insan hücreleri, doktorların üzerinde uzun süreli çalışmalar yapmasına imkan sağlamıyor. Oysa doktorların yeni keşfedilen virüsleri ve bunlar için uygulanacak farklı tedavi yöntemlerini, birbirinin tıpatıp aynısı olan hücreler üzerinde denemesi gerekiyor. HeLa, agresif ve hızlı üreyen yapısıyla, laboratuvar ortamında korunabilen ilk ‘ölümsüz’ hücre. Öyle ki, 1950’den bu yana laboratuvarlarda üretilen bu hücreler, günümüzde halen ilaç geliştirmek isteyen araştırmacılar tarafından kullanılmakta.

Ailesi fakirlik içinde yaşadı

Henrietta Lacks, modern tıbbın gelişmesi için gerekli en önemli malzemeyi insanlığa kazandırmış olabilir ancak ne kendisi ne de ailesi bu durumdan tek kuruş kazanmış değil. Hasta kadın yaşamını kaybettikten 25 yıl sonra durumdan haberdar olan ailesi, kendilerinden izinsiz olarak bu hücrelerin kullanılmasına oldukça öfkeli. Özellikle Henrietta’nın oğlu Lawrence, dünyanın en büyük sektörlerinden birisinin temelinin atılmasına katkıda bulunan aile olarak kendilerinin yıllarca fakirlik içinde yaşamış olmasını kabullenemiyor. Günümüzde ilaç şirketlerinin özellikle kanser ilaçlarından ne kadar fazla gelir elde ettiği göz önünde bulundurulduğunda aslında Lacks ailesi çok da haksız sayılmaz.

Rebecca Skloot adlı yazar 2011 yılında Henrietta Lacks’in Ölümsüz Yaşamı adlı kitabı yayınladığında halkın da bilgisine sunulan bu durum hala Lacks ailesine bir şey kazandırmış değil. Öte yandan John Hopkins Üniversitesi, hiçbir zaman bu hücrelerden direkt olarak gelir elde etmediklerinin altını çiziyor. Lawrance Lacks, ailesinin bazı üyelerinin 2013 yılında Ulusal Sağlık Enstitüsü ile bir anlaşma imzalayarak hücrelerin ücretsiz kullanımını onayladıklarını ancak bu anlaşmanın geçersiz olduğunu savunuyor. Önümüzdeki haftalarda bir tazminat davası açmayı planladığını belirten Lacks, Ulusal Sağlık Enstitüsü ile görüşme çabalarının olumsuz sonuçlandığını ve kurumun kendisiyle görüşmek yerine üç jenerasyon sonraki aile üyeleri ile anlaşma imzaladığını ifade ediyor.

Kaynak: The Outline

1950 yılında John Hopkins Üniversitesine rahim ağzı kanseri teşhisiyle yatırılan Henrietta Lacks, oldukça agresif bir kanser türüyle mücadele ediyordu. O dönemde hastanede çalışan bir doktor, Lacks'in kanserli hücrelerinden örnekler alarak üzerinde çalışmak için laboratuvara götürdü. 1950'lerde hastalardan alınan örnekler için herhangi bir prosedür olmadığı için doktor, hasta kadına durumdan bahsetme ihtiyacı duymadı. HeLa hücrelerini diğer insan hücresi örneklerinden ayıran özellik ise önceki örneklerin aksine bu hücrelerin kısa sürede ölmemesi. Normalde yaklaşık 50 kez yenilendikten sonra ölen insan hücreleri, doktorların üzerinde uzun süreli çalışmalar yapmasına imkan sağlamıyor. Oysa doktorların yeni keşfedilen virüsleri ve bunlar için uygulanacak farklı tedavi yöntemlerini, birbirinin tıpatıp aynısı olan hücreler üzerinde denemesi gerekiyor. HeLa, agresif ve hızlı üreyen yapısıyla, laboratuvar ortamında korunabilen ilk 'ölümsüz' hücre. Öyle ki, 1950'den bu yana laboratuvarlarda üretilen bu hücreler, günümüzde halen ilaç geliştirmek isteyen araştırmacılar tarafından kullanılmakta.

1 Yorum

  • Ortada gerçekten bir haksızlık, HeLa’nın hastalıklar için geliştirilen ilaçların ne kadar insanı hayata geri döndürdüğünü düşünürsek, tazminatın pek bir pek bir anlamı kalmıyor. Elbette ki tazminatı alsınlar ama bunun yanında tüm aile üyelerinin (gelecek nesillerin dahil) sağlık giderleri ücretsiz karşılanmalı!

Yorum yazmak için tıklayın

Yorumunuz:

e-Bülten Aboneliği