Kentsel tarımla kendi kendine yetmek mümkün mü?

Roca London Gallery’nin en son sergisi, şehirlerdeki binaların gıda üretmesi ve atıklarını yeniden değerlendirmesine yardımcı olan projeler ve ürünlerle alakalı. 9 Şubat’ta başlayan sergi 18 Mayıs’a kadar devam edecek.

ReGen Villages

ReGen Villages, şebekeden bağımsız, entegre ve dirençli eko-köyler için geliştirilmiş bir model. Model dünya genelinde, kendi enerjisini ve gıdasını üretebilen aileler oluşturmayı amaçlıyor. ReGen, yenileyici (regenerative) anlamına geliyor ve bir sistemin atığının diğer sistemin girdisi olması anlamına geliyor. Bu bütünleyici yaklaşım bir dizi yenilikçi teknolojiyi bir araya getiriyor. Bunlar arasında tükettiğinden fazla enerji üreten (enerji pozitif) evler, yenilenebilir enerji, enerji depolama, kapı önünde yetişen yüksek mahsullü organik gıda üretimi, dikey tarım, akuaponik ve aeroponik tarım, su yönetimi ve atıktan kaynağa sistemler yer alıyor.

Power Plant çatı seraları

Birden fazla ödül kazanan Marjan van Aubel’in yenilikçi uygulamaları sürdürülebilirlikten tasarıma ve teknolojiye kadar birçok alana uzanıyor. Tasarımcının Power Plant adlı konsepti dünyanın ilk kendi enerjisini üreten serası. Şeffaf güneş enerjili camlar seranın içinin iklimini düzenlerken hem elektrik hem de gıda üretilebiliyor.

Growing Underground tarlaları

2015’te Zero Carbon Food tarafından kurulan Growing Underground, Marks & Spencer ve Ocado gibi şirketler için mikro yeşil bitkiler üretiyor. Bu tarlalar, İkinci Dünya Savaşı sırasında kurulan ve bugün kullanılmayan 33 metre derinliğindeki sığınaklarda kuruldu.

Urban Hives

Sanatçı Nathalie Harb’ın projesi, otoparklarda gıda üretimi ağları kurmayı amaçlıyor. Arabaların üstünde yer alan üretim alanları hem arabalara gölge sağlıyor hem de şehrin göbeğinde gıda yetiştirme imkanı sağlıyor. Bu ‘yüksek bahçelerin’ iki tanesi Beyrut Tasarım Haftası için inşa edilmişti.

GreenBelly dikey kent bahçeleri

GreenBelly, şehirlerdeki mevcut duvarları kısıtlı alanda taze ürünler yetiştirmek için kullanıyor. Geri dönüşümlü malzemelerden evin etrafına bir iskele kuruluyor. Daha sonra komşulardan gelen organik atıklar burada gübre olarak kullanılıyor. Green Belly şimdi aynı konsepti daha büyük ölçekte uygulayarak dış yüzeyinde bitki yetiştirilebilen bir ‘canlı kule’ inşa etmeye hazırlanıyor.

H5 evde hidroponik tarım ünitesi

H5 güzel bir mobilya parçası olarak görünen, kullanıma hazır bir mini laboratuvar. İçindeki pompası suyun devirdaimini sağlıyor ve köklere hava veriyor; akıllı metresi PH seviyelerini, ısıyı ve ışığı ölçüyor; lambaları da bitkiye doğru miktarda ışık sağlıyor.

EnerGaia Spirulina

Bangkok merkezli EnerGaia taze ve sürdürülebilir alg ürünleri üretmek üzerine çalışıyor. Spirulina’yı günlük besinlerin bir parçası haline getirmek için çalışan şirket, normalde kullanılmayan alanları ve toprakları sağlıklı yiyecekler üretmek için kullanıyor. EnerGaia kentsel besin ve çevre problemlerini çözmek için çabalıyor.

Floating Farm (Yüzen çiftlik)

Floating Farm şehirde yaşayan tüketicilere yakın bir noktada taze süt üretecek. Öğrenciler ve genel olarak toplum süt ürünlerinin üretimi hakkında bilgi almak üzere bu tesisi ziyaret etmeye teşvik edilecek.

Edible Schoolyard (Yenilebilir okul bahçesi)

1995’te şef aşçı ve aktivist Alice Waters tarafından, öğrencilerin yiyeceklerle ilişkisini dönüştürmek için kurulan Edible Schoolyard projesi Berkeley’de bir orta okul müdürüyle iş birliği içinde kurulmuştu. Şimdi yenilebilir eğitim olarak adlandırılan bu fikir organik bahçecilik ve yemek pişirmeyi müfredata ekleyerek çocukların binanın, sistemin ve çevredeki bahçelerin nasıl bir arada çalıştığını öğrenmesini sağlamayı hedefliyor.

Parasitic Urbanism

RCA mezunu Chijen Wang’ın alternatif bir enerji sistemi için sunduğu öneri, şehirde hazır olarak bulunan doğal kaynakları -insan atıkları, bahçe atıkları vs.- anaerobik sindirim aracılığıyla elektrik üretmek için kullanıyor.

BlokchainDome Heat Station

UnitedCorp’un sinerjik ‘Heat Campus’ sistemii bilgisayar sunucularının ürettiği ısıyı, serayı ısıtmak ya da tahılları ve samanı kurutmak gibi tarım uygulamalarında kullanıyor. Bu işlemler ekstra enerji harcanarak yapıldığında hem daha maliyetli oluyor hem de atmosfere zarar veriyor.

Buzzbuilding

Taipei’nin protein bakımından kendi kendine yetebileceğini göstermek amacıyla Belatchew Arkitekter tarafından ortaya atılan böcek çiftliği konsepti, şehir merkezindeki Ren-A Circle kavşağındaki 10 bin 350 metrekarelik alanı kullanmayı amaçlıyor. BuzzBuilding olarak adlandırılan böcek merkezi aynı zamanda nesli tükenmekte olan vahşi arı türleri için de güvenli bir alan olacak.

Kaynak: The Guardian