Haftanın Özeti: 30

Bilim / Teknoloji / Yazılım / Donanım

• Atmayan bir kalp ile yaşayabilir miyiz? İki doktor bunu kafaya taktı. Ve bakın ortaya ne çıktı:

• Bilgi ve İletişim Teknolojileri Sektörü Türkiye’de 2014 yılında yüzde 12,1’lik büyümeyle 69,4 milyar TL hacme ulaştı. Sektör Türkiye ekonomisine 103 bin kişilik istihdam ve 1,34 milyar TL ihracat geliri sağlıyor.
• Sağlık konulu sunumlarımda mutlaka değindiğim Da Vinci, robotik bir cerrah. Bir uzman tarafından yönetiliyor ve çok daha hassas operasyonların çok daha keskin bir tutarlılıkla gerçekleştirilmesini sağlıyor. Kullanıma başlandığı 2000 yılından bu yana 1,5 milyonun üsttünde ameliyatta kullanıldı (Türkiye’de de birçok hastanede kullanılıyor). Uzman cerrahları kilometrelerce öteden sürece dahil edebilmesinin yanısıra bence gelecekte otomasyonla tamamen kendi başına da ameliyatlar yapabilir hale gelecek. Üretici şirketi bu hafta duyurduğu yeni bir patentle Da Vinci’yi çok daha mükemmel bir seviyeye ulaştırdı. Aşağıda bir parçası soyulmuş bir üzüm tanesinin kabuğunu yeniden yerine dikmesini seyredin. Çok heyecan verici bir çağda yaşıyoruz.

• Bir çay kaşığı kadar insan kanında 5 milyon T hücresi var. En büyük yetenekleri kanser hücrelerini bulup zehirleyerek öldürmek. Her gün hepimizin kanımızda dolaşan kanser hücrelerini bu şekilde bertaraf ediyoruz (bir gün bu savaşı diğer hücre kazanıyor ve kansere yakalanıyoruz). Bu savaşa ait ilk görüntü yayınlandı. Videodaki kırmızılar T hücreleri, mavilerse kanser hücreleri gösteriyor.

• Kozmetik dünyasının önemli oyuncularından L’oreal, Organovo şirketiyle ortak geliştirdiği yeni teknolojiyle dermatolojik testleri bundan böyle 3D yazıcılarla ürettiği dokular üstünde gerçekleştireceğini açıkladı. Bu kobay olarak kullanılan hayvanlar (ve insanlar) için iyi bir haber. Peki insan dokusu nasıl üretiliyor? İzleyelim, öğrenelim.

• NASA, dünya dışında sürdürülebilir yaşam alanları tasarlama konusunda toplam 2,2 milyon dolarlık bir tasarım yarışması başlattı. Amaç Ay ve Mars’ta kurulması planlanan kolonilerde en optimum çözümü bulabilmek. Kurumun kendi bilimcilerinin yanısıra internetten katılacak gönüllülere de açık bu arayışın merkezinde tahmin edeceğiniz gibi 3D yazıcılar bulunuyor.

• NASA göklerde koloni kurmaya çalışırken bir bakalım uzayda şu an kaç kişi var?
• Mars kolonisiyle ilgili en ilginç fikri 24 yaşındaki Oskar Pernefeldt ortaya attı. Dünyayı uzayda hangi bayrak temsil edecek? Gayet mantıklı ve geç kalmış bir tartışma.

• Uzayla ilgili herkesin bu kadar ulvi düşünceleri yok elbette. Evrendeki trilyonlarca dolarlık yeni maden ve topraklar şimdiden girişimcilerin ağzını sulandırmaya başladı. ABD Meclisi konuyla ilgili bir yasa bile çıkardı!
• Duke Üniversitesi tarafından yürütülen ve sonuçları bu hafta yayınlanan bir araştırmaya sigarayı bırakmayı başarabilenler iş ve gündelik hayatında başarmaya daha meyilli oluyor. Beynin merkez kısmında sigara içme dürtüsünü oluşturan bölümle bunu eyleme dönüştüren bölüm arasındaki ilişki hem sigarayı bırakabilme iradesini hem de iş yaşamındaki başarma hırsını belirliyor.

• Tekillik (singularity) kavramının havarisi Ray Kurzweil beyinleri bilgisayara yükleyerek insanların ölümsüzleşeceğini iddia ediyor. Üstelik birkaç yıl içinde!
• İngiltere’deki Surrey Üniversitesi parmakizinden kokain kullanımını tespit etmeyi başardı.
• Tarayıcı olarak Google Chrome kullanıyorum. Tahmin edeceğiniz gibi aynı anda sayısız sekme açık oluyor. Ve ne yazık ki hepsi saniye saniye bilgisayarımın belleğimden parçalar emip duruyor. Birkaç saat sonra yerlerde sürünen bir sistemle başbaşa kalıyorum. Çözümünü bulmak için yapmadığımı bırakmadığım bu dert bu hafta bir eklentiyle tarihe karıştı. The Great Suspender adlı ücretsiz Chrome eklentisi o an kullanmadığınız sekmeleri durduruyor. Deneyin derim (gerçi Google da bu konuda uğraşıyor).

• Sony yeni bir ampul tanıttı. Akıllı ampul. Hem müzik dinletiyor hem de müziğe göre ışık saçıyor. Bu gerçekten büyük bir ihtiyaçtı.

• FUJI’nin bu hafta satışa sunulan X-T10 kodlu fotoğraf makinesi benim gibi retro tutkunlarını can evinden vurdu (gövde fiyatı 800 dolar). Özellikleri de yabana atılacak türden değil. Analog ile küllenen ilişkimizin her an harlanmaya meyilli oluşu hoşuma gidiyor.

https://www.youtube.com/watch?v=EDB52UrFbaQ

• Giyilebilir cihazlarla yapabileceklerimizin sayısı her geçen gün artıyor. (Fonlanırsa) camianın en taze üyesi olmaya aday Revault ise apayrı bir alana yöneliyor. Kol saati ya da kolye formuna girebilen ReVault‘ta modeline göre 32 ile 128GB arasında veri depolayabiliyorsunuz. Ancak onu yenilikçi yapan ayrıntı dosya depolaması değil (bunu çok daha ucuza USB belleklerle de halledebiliyoruz). ReVault, bluetooth veya wifi üstünden kullandığınız cihazlara -aynen Dropbox gibi- bir bulut depo hizmeti olarak kendini tanıtarak internet bağlantısına ihtiyaç duymadan kullanım sağlıyor. İncelemeye değer.

• Eye2TV televizyona HDMI portundan bağlanarak renk körlerinin seçemediği renkleri belirginleştirerek görüntüleri olması gerektiği gibi algılamalarını sağlıyor. Gayet mantıklı.

• LG telefonları beğeniyorum. Teknoloji, tasarım, arayüz ve fiyat açısından gayet güzel bir dengeye sahipler. Markanın son incisi G4 yenilenen tasarımı, hızlı şarj desteği, üstün fotoğraf ve video çekme özelliği ve güçlü platformuyla dikkatleri üstüne çekti ancak 5,5 inçlik ekranıyla benim gibi telefonunda ‘taşınabilme’ özelliği de olsun isteyenleri üzdü. Neyse ki LG bu hafta benim gibilerin yüreğine su serpecek 5 inçlik G4c modelini duyurdu. Eminim bu satırları okuyanın kafasında ‘peki G4 mü G4c mi?’ sorusu belirmiştir. Karşılaştırın, kararı siz verin.

• Yukardaki konuyla bağlantılı bir ters bakış ise Tayvanlı HTC’den geldi. Firma artık kimse küçük ekranlı telefon kullanmak istemediği için mini serileri üretmeyeceğini duyurdu.
• Telefon demişken; iPhone’a yılın ikinci zammı geldi. iPhone 6 16 GB 2.699 TL, iPhone 6 64 GB 3.099 TL, iPhone 6 128 GB 3.499 TL, iPhone 6 Plus 16 GB 3.099 TL, iPhone 6 Plus 64 GB 3.499 TL, iPhone 6 Plus 128 GB 3.899 TL oldu (telefona 3 bin 400 lira para vermeyin ne  olur).
• Bir tarafı LCD diğer tarafı e-kitaplardan tanıdığımız EPD ekrandan oluşan YotaPhone‘un ikinci sürümü IndieGoGo’da satışa sunuldu.
• Cep telefonları başta bas-çek fotoğraf makineleri olmak üzere pek çok ürün grubunun sonunu getirdi ancak tek bir sektörle baş edemedi: kulaklıklar! Aksine kulaklıklar altın çağını yaşıyor. Fiyatları da altın ile yarışta. Alman Sennheiser’ın bu hafta duyurduğu HD 630VB serisi ses tutkunları için yeni bir üst standardı temsil ediyor. 400 gramı kafada taşımak biraz dert olabilir gerçi.

• Ruslar 31 yıl önce; yani 1984’te Tetris oyununu piyasaya sürerek kapitalist dünyanın işi gücü bırakıp saatlerce oyun oynayarak çökmesini hedeflemişti. Microsoft bu çabayı yeterli bulmayarak aynı planı küresel ölçekte bundan 25 yıl önce Solitaire’i Windows’a ekleyerek ilerletmişti. Bu hafta yapılan açıklamada 25. yıl şerefine bir turnuva düzenleyeceklerini duyurdular. Çekilen bunca acı yetmedi mi? Anaların feryadını dindirin artık!

• Yarış kategorisinin efsanesi Need for Speed oyununun yeni sürümü görüntü olarak sinematografik aşamasını da geride bırakıp gerçeğin ta kendisine dönüşmüş. Bu hafta yayınlanan taze fragmanına bakalım.

• Kimbilir kaç senedir bütün görsel düzenleme işlerimde kullandığım ücretsiz web tabanlı editör Pixlr güncellendi (Autodesk tarafından geliştiriliyor). Her an elinizin altında bu kadar becerikli bir aracın olması güzel. Denemediyseniz, mutlaka inceleyin derim (Türkçe olarak da kullanabilirsiniz).

• 100 dolarlık Automatic bütün araçları akıllı hale getiriyor. Yeni versiyonu üçüncü parti uygulamalarla daha da güzelleşmiş.
• Rusya, NSA’in dijital takibinden uzak durmak için kendi mobil işletim sistemini yazacağını duyurdu.
• Intel yeni bir Linux dağıtımını tanıttı: Clear Linux.
• Aylardır yapmak istediğim şeyi (ucuz bir akıllı telefona geçmek) Abhishek Anand yapmış ve izlenimlerini Medium’daki yazısıyla paylaşmış. Sebepleri kafamdakilerle neredeyse birebir aynı: bir gün boyu şarja ihtiyaç duymadan yeten pil, (stok sistem kullandığı için) Android güncellemelerini anında hayata geçirmek, 2 yıl sonra yeni modele geçerken çok zarar etmemek ve kaybolup, çalındığında evlat acısı gibi dert çekmemek.