Haftanın Özeti: 27

27 Nisan - 4 Mayıs 2015 tarihleri arasında Türkiye ve dünyadan haber, site, yazılım, donanım, cihaz, video ve trendler.

Tasarım / İnovasyon

  • Selfie çubuğunu öğrendik; hadi diyelim biraz da kabullendik. Peki ya selfie kolu??? Neden bizi bu kadar zorluyorsunuz erenler?

armselfie

  • Kayıtlara geçmiş bir sunumumda da değindiğim gibi (35. dakikaya buyrun) birçok fırsatım olmasına rağmen ABD’ye yerleşmeme sebebim (vallahi de billahi de) tuvaletler. Taharet borusu olmayan bir ortamda yaşayabilme ihtimalini düşünemiyorum bile. Neyse ki Yeni Dünya da yavaştan benim kafaya gelmeye başladı. Yıkama-yağlama hizmeti sunan klozetleri üreten Kohler‘in Pazarlama Müdürü Jerry Bougher diyor ki “çamura bulandığınızda kuru kağıtla silmiyor; duş alıyorsunuz. Peki kakanızı niye sadece kağıtla siliyorsunuz?”. Ah Bougher kardeşim ben yıllardır bunu söylüyorum da ne oldu? Kohler’in ‘sulu’ klozeti biraz da olsa aramızdaki buzları kıracak gibi görünüyor. Fakat 250 ile 1.700 dolar arasındaki fiyatları hala yaygınlaşma konusundaki en büyük engellerden biri. Yazıyı okurken öğrendim ki bunun portatif olanları da varmış. Bekle beni Amerika! (tuvalet meselesi önemli)

  • Kimbilir kaç kere sörf yapmak istediniz ama takım elbiseli olduğu için yapamadınız. Artık bu acı kadere boyun eğmek, razı olmak zorunda değilsiniz. Quicksilver’ın True Wetsuits serisi suya girebileceğiniz takımlarla karşınızda. Dünya her geçen gün biraz daha yaşanabilir bir hal alıyor.

  • Yağmurla beraber (toprak altında çıkan ninjalar misali) beliren satıcıların geçim kaynağı şemsiyelerin en büyük özelliği tasarımlarının yüzyıllardır değişmemiş olması. Bunu kafaya takan (Kıbrıs doğumlu bir İngiliz) Jenan Kazim oturmuş bunu nasıl geliştirebiliriz diye kafa yormuş. KAZbrella adlı bu yeni kategoriye sahip olmasanız da hayat devam eder. Ama insanın daha iyiye yönelik arayışının devamı olmasa dünya gerçekten yaşanılmaz bir yer olurdu.

  • Siva Cycle’ın Atom adlı 130 dolarlık bisiklet aksesuarı, pedal çevirirken bir yandan da elektronik cihazlarınızı şarj edebilmenizi sağlıyor. Modern zaman dinamosu ışık yakacak değildi ya?

  • IKEA efsane tasarım stüdyosu IDEO ile 2025’in mutfağını hayal etmiş. Ortaya harika şeyler çıkmış. Üstelik fütüristik tasarımlarda görmeye alışkın olduğumuz tarzın aksine alabildiğine sade ve ‘görünmez’ bir teknoloji kullanımıyla (inovasyon konusunda IKEA adeta bir Kutup Yıldızı). Örneğin bir tezgah kaç işlev üstlenebilir bakalım:

  • Yukarıdaki kadar görsel olmasa da Fast Company’nin 2020’de alışverişin geleceğine yönelik derlemesi de ilgiye değer.
  • Japon ANA havayolu filosundaki Boeing 787 uçaklardan biri Star Wars’un meşhur droidi R2-D2 deseninde uçacak. Harika görünüyor!

  • Fark ettim ki epey zaman önce sosyal medyada paylaşmış olmama rağmen özetlerde hiç değinmemişim. Avustralya’nın Melbourne şehrinde yaşayan Raul Oaida, 1 milyon LEGO tuğlasını bir araya getirerek sıkışmış havayla çalışan 256 silindirli bir araç yaptı. Azmine, sabrına ve yaratıcılığına bir kere daha takdirlerimi sunuyorum.

  • Rice Üniversitesi mobilya tasarımına el attı. Fakat hedef kitlesi biz değiliz. Onlar Ay ve Mars’ta kullanmak için.

  • Bir yapay zekanın elinden çıkmış bir şeyler yemek fikri size nasıl geliyor? Chef Watson size birkaç seçenek sunuyor.

27 Yorum

  • Duolingo konusunda bende tavsiyede bulanabilirim. Kasım ayından beri düzenli olarak kullanıyorum. Şu an 14. seviyedeyim ve tüm aşamaları bitirmek üzereyim. İngilizce seviyem sadece rakamsal olarak değil gerçek anlamda da farklılık göstermeye başladı. Hikaye kitapları okuyabilir, dizileri ingilizce altyazılarla izleyebilir duruma geldim. Fakat unutulmaması gereken bu hizmeti kullanırken disiplinli olmanın şart olduğu.

    Genellikle benzeri çabalara girişirken ilk baştaki hevesimiz ve azmimizi koruyamamız sonunu getiremememize sebebiyet veriyor. Ayrıca sadece duolingo değil diğer yardımcı kaynaklarla da desteklemek şart. Sonuçta tüm gün Türkçe iletişim kuruyor ya da önümüze fırsat geldiğinde kendimizi denemekten çekiniyoruz. Bu nedenle ek yardımcı olarak kelime öğrenmek için https://babadum.com/ , günlük yaşam içinde BBC’nin http://www.bbc.co.uk/turkish/specials/2222_phrase_a_minute/index.shtml sitelerini önerebilirim. Bunun dışında internette youtube’da yer alan ingilizce ders anlatım videolarını da indirip mp3 olarak kaydederek mobil cihaza atmak ve işe giderken, eve dönerken dinlemek yardımcı olacaktır (başlangıç olarak https://www.youtube.com/watch?v=3-3grVHLDh4&list=PLtc5s9M6yBS2oA-crNPKzWYHYNYjOdack).

    Bir sonraki aşamada yandex’ten ayrılan bir kişinin desteği ile hayata başlayan vimbox.com ile eğitime devam etmeyi düşünüyorum.

    Serdar hocam haftanın özetlerinden birinde (17’nci sanırım) kapanış videosunda 1 yıl boyunca düzenli çalışarak masa tenisinde baya bi level atlayan birini örnek vermiştiniz. Becerebilir miyim bilmiyorum ama bende 1 yıl içinde sadece kendi kendime yeni bir dil öğrenmek için çalışmamı azimle, yılmadan, üşenmeden, usanmadan sürdürmeye gayret gösteriyorum.

    Umarım bir daha ki sefere size tamamı ile ingilizce bir mesaj atabilirim.

  • “Korsan yazılım kullanımında liderliği Çin açık arayla göğüslemiş durumda” degil gibi görünüyor => ABD daha da “önde”

  • Çok akıcı. Sıkılmadan begenerek okuyorum. Sağolun. Farklı bir gözle bakıyorsunuz.

  • Serdar bey benzer eleştiriler alıyor musunuz bilmiyorum ama “haftanın özeti” blogu takip edilemez hale getirdi. Format çok güzel, ara ara girip bakıyorum fakat keşke farklı bir blog veya anasayfayı işgal etmeyen bir kagegori olsa. Çünkü “Haftanın Özeti 3-5” gibi neredeyse bir şey ifade etmeyen anonim başlık ve uzun yazılar, özgün başlıkla yazılmış başka yazı yokmuş gibi yaptı blogu. Mesela eskiden böyle bir eleştiri getirecek olsam blogda mutlaka bu eleştiriye verilmiş bir cevap vardır diye yazılara bakar, bazen bulur bazen bulamazdım ama bu defa üşendim, çünkü rakamlardan oluşan 20 küsur başlığa vakit ayırmaya üşendim. Bence haftanın özeti meselesini bi daha düşünün. Değerli bir emek, güzel bir format ama blog’u domine etmesi iyi olmadı gibi. Sevgiler :)

    • Blogun içeriği yan menüdeki kategorizasyonla hala ulaşılabilir durumda. Bloga eskisi kadar ‘normal’ yazı yazamadığım ise ne yazık ki doğru. Birkaç hafta içinde bu özetler başka bir adres altına taşınacak ve orada devam edecek. Dolayısıyla bu derdiniz de ortadan kalkacak.

      Gerçi o zaman da ‘bloga neden artık hiç yazı girmiyor’ şikayetleri başlayacak ama yapacak bir şey yok. Tek başına en fazla bu kadar oluyor :)

  • Tıp öğrencisi olarak anatomiyi az çok bilirim. “İnsanları uzaktan kumanda ile yönetmekle ilgili video yüksek ihitmalle “fake”. Basitçe yürümek için kas grubu olarak sadece ayak ve bacaklarımızdakileri kullandığımız gözükse de kalça ve dengeli yürümek için kol kasları da kullanılır. Videodaki diğer bölümde bacağın üst iç yüzüne yerleştirilmiş elektrotlar gösterildiği hareketi yapmıyor, bacak içe doğru hakeket etmeliydi

  • Ben de kaç haftadır dil konusundaki yorumlara cevap yazacağım ama anca bu hafta fırsat bulabildim. Kaç kişi okur bilmem ama bir kişi de olsa katkım olsun.

    Duolingo’yu önermiyorum. (Nedenini yorumun en altına ayrıntılı yazıyorum)

    Peki alternatif olarak ne öneriyorum?

    Google Ventures’un da yatırım yaptığı englishcentral.com ve Cambridge Üniversitesi ile British Council’in önerdiği http://www.voscreen.com . Bu iki sitenin mantığı aynı. English Central yazma ve konuşma ile de cevap kabul ettiği için Voscreen’den bu açıdan önde. Ama videolarında kalite standartı tutturamadığı için, arayüzü gereksiz karışık olduğu için ve temel özellikleri dışında ücretli olduğu için bu yorumda tamamen ücretsiz olan Voscreen’den bahsedeceğim. Duolingo gibi Voscreen’de de gönüllü tercümanlık yapıyorum ve sistemin tüm işleyişini incelemek için hem kendim oynuyor hem öğrencilerime oynatıyorum.

    Voscreen’e üye olduktan hemen sonra karşınıza ortalama 10-15 saniyelik gerçek hayattan videolar geliyor. Film, belgesel, çizgi film, şarkı, futbol maçı, haber aklınıza gelebilecek her yerden kırpılmış videolar. Videoyu izledikten sonra iki seçenek çıkacak, sizden doğru tercümeyi işaretlemenizi isteyecek. Nasıl kullanacağınızı kurcalayarak öğrenirsiniz zaten. Nasıl yararlı olacağını anlatayım ben. Voscreen’le çalışırken defter tutun. İzlediğiniz videoda geçen cümleyi defterinize not alın. Cümleyi videoda duyduğunuz gibi aynı tonlama ve telaffuzla tekrar etmeye çalışın. Yeni öğrendiğiniz kelimeyi not alın, gerekirse tam tercümesini yazın. Bu şekilde “düzenli olarak” hergün 20 dakika çalışırsanız 2 yılda sıfırdan ileri seviyeye rahatça çıkarsınız. Dost acı söyler, kısa yol yok. Voscreen’e ek olarak okulda vs ders alıyorsanız kendi çabanızla kitap okuyorsanız veya 20 değil de 40 dakika oynarsanız bu süreyi kısaltabilirsiniz tabi ki. Kullanıcı deneyimlerini stories.voscreen.com adresinden okuyabilir motivasyon kazanabilir ve farklı çalışma teknikleri öğrenebilirsiniz.

    Bonus 1: lyricstraining.com adlı siteyi de eğlence için kullanabilirsiniz. Yine kurcalayınca çok rahat kullanımı anlarsınız. Şarkılardan dil öğrenmenizi, özellikle gramer öğrenmenizi tavsiye etmem. Ama telaffuz, kelime vs öğrenebilirsiniz ve eğleneceğiniz için motivasyonunuz artar.

    Bonus 2: miniversite.org adlı siteden ise okulda, sınavlarda kullanacağınız İngilizce için dilbilgisi öğrenebilirsiniz. Tüm seviyeler sırasıyla mevcut, ücretsiz, hatta üye olmanıza bile gerek yok.

    Online sistemler dışında özellikle İstanbul’da kaliteli, ücretsiz ders imkanları mevcut ama o bugünün konusu değil. Umarım faydası olur, herkese iyi çalışmalar.

    Duolingo:

    reCaptcha’nın mucidi Luis von Ahn tarafından kurulan Duolingo, ilk çıktığında tasarımı, kurgusu ve oyunlaştırması ile beni de heyecanlandırmıştı. Birçok öğrencime önerdim, kendim de Almancasını uzun süre kullanıp, İngilizcesini bitirdim ( https://instagram.com/p/zsrBy9iLWE/?taken-by=cagrihoca ). Söylendiği kadar verimli olmadığını anlamam biraz uzun sürdü. Duolingo’nun web sitesinde yayınladığı akademik kanıt raporu, diş macunu tavsiye eden üniversite laboratuvarları kadar tarafsız sadece. Duolingo Jason R. Levine başta olmak üzere eğitim teknolojilerini çok iyi kullanan İngilizce öğretmenleri tarafından eksi not almıştır. Kerstin Hammes’ın incelemesi şurada: http://fluentlanguage.co.uk/blog/duolingo-review-fluentlanguage Özetle Duolingo’nun çevirileri onun istediği gibi, robotik yapmadığınızda yanlış sayması, seslendirmelerin yine robotik olması, dildeki en önemli unsurlardan vurgu ve tonlamanın bulunmaması, yeterince pekiştirme imkanı vermeden bitirmesi Duolingo’yu dezavantajlı duruma getiriyor. Bu ve benzeri eleştirileri dikkate alıp bazı değişiklikler yaptılar ama yeterli değil. Gönüllü olarak tercümelerine katkıda bulunmaya devam ettiğim Duolingo’nun yapacağı düzeltmelerle ileride harika bir eğitim aracına dönüşeceğini umut ediyorum.

    • Çagrı hocam Hocam internette sayısal ingilizce diye bi kavram var. inceledim epey akla yatkın duruyor. sizin bu konuda ki fikrinizi alabilirmiyim…

  • Batman bayagı bildiginiz g.t gobekmiş.Simdiki Batman’lere bakınca 60lardaki Batman figuru karakter olarak zayıf,kitle olarak güçlü duruyor :)Haftalık özetlerinizi sabırsızlıkla bekliyoruz.

  • Amirim bu bedmen filmi erotik filmmiş yav. Pazar gecesi sinemasında böyle şeyler oluyor muydu?

  • Sayın amirim ufak bir önerim olacak, kitap dağarcığınıza saygı duymamak mümkün değil. Her hafta tavsiye edeceğiniz, sizde iz bırakmış bir kitap olursa beni çok mutlu edersiniz .Saygılar. Kadir Kulak

  • Selamlar Serdar Bey,

    Batman ülkemizde 1973’te sinemaya aktarıldı ancak bunun dünyada ilk olduğu bilgisi doğru değil. Daha önce 1943, 1945 ve 1949’da serial olarak sinemaya aktarıldı. O zamanlar sinemalarda böyle serialler gösterilirdi. “32 kısım, tekmili birden” deyimi de o dönemden kalmadır. Örneğin 1943’teki serial 15 kısımdan oluşuyor ve toplam süresi 260 dakika. Sinemada izlenmesi için üretilmeleri sebebiyle bu serialleri “film” olarak değerlendiriyoruz.

    1966 yılındaysa Adam West’in oynadığı Batman adlı tv dizisinin sinema filmi versiyonu yapıldı.

    Batman değil ama Zagor, Tom Braks, Kaptan Swing gibi İtalyan orjinli çizgiromanlar ilk kez ülkemizde sinemaya aktarıldı. Özellikle “Zagor”lar, türü sevenler arasında efsanedir.

  • Kardeşim ABD’de yaşıyor ve kendisini ziyaretimizde teharet musluğu sorunsalı bizi de olumsuz etkilemişti. Babam o kadar dert etti ki kendine, gitti yapı marketten boru filan aldı, çakma teharet sistemi ekledi… Yazınızı okuduktan sonra Kohler sitesini ziyaret ettim ve 6.000$’lık modeli görünce dumur oldum. İnsan o kadar para verdiği klozete hacet etmeye kıyar mı bilemedim.

  • Birkaç haftadır bazı sorunlar nedeniyle blogunuzu takip edememiştim ancak şimdi okuma fırsatı bulabiliyorum. Bloğunuzu okurken aynı zamanda not alma ihtiyacı da duyuyorum çünkü sonradan ihtiyaç duyabileceğim çok bilgi ihtiva ediyor. Keşke bu not aldıklarımı toplu olarak kaydedebileceğim bir sistem olsaydı sitede. Belki bugün yapılacak bir işlem değildir ama fırsat bulduğunuzda yada sitenin tasarımı ile ilgili yeni bir şeyler düşündüğünüzde belki kullanıcıların diledikleri gündem maddesini favorilerine ekleyebileceği bir sistem de ilave edebilirsiniz. Hatta istediği gündem maddesini Facebook Twitter üzerinden paylaşabilecek bir sistem de ilave edilebilir. Teşekkürler.

  • watt enerji değil güç birimidir. enerji birimi watt-saat’tir. yani “Dünya yıllık 20 trilyon kilowatt enerji tüketiyor.” cümlesi yanlış, olsa olsa “Dünya yıllık 20 trilyon kilowatt-saat enerji tüketiyor.” olur. aynı şekilde “7 ve 10 kilowattlık iki seçeneğe sahip” yerine “7 ve 10 kilowatt-saatlik iki seçeneğe sahip” olmalıydı. ufak bir anımsatma / düzeltme…

Yorum yazmak için tıklayın

Yorumunuz:

e-Bülten Aboneliği