20 -26 Nisan 2015 tarihleri arasında Türkiye ve dünyadan haber, site, yazılım, donanım, cihaz, video ve trendler.
Bilim / Teknoloji / Yazılım / Donanım
- İnternet trafiğini takip etme konusunda sınır tanımayan NSA’in Quantum Insert adlı saplama tekniği dudak uçuklatan cinsten. Sistem webin altyapısını oluşturan TCP protokolünün paketlerine müdahale ederek yürüyor. Yolladığınız mektupların adresini okuyup sahte cevaplar postalamak gibi de düşünebilirsiniz. Quantum tekniği kabaca şöyle işliyor: diyelim ki benim blogumu ziyaret etmek için tarayıcınıza web adresimi (mserdark.com) yazdınız. Bu adrese yönlendiğinizi fark eden NSA’e ait casus bilgisayar sayfamın aynısın virüslü versiyonunu benim sunucumdan önce size ulaştırıyor. Tarayıcınız bendenmiş gibi gelen sahte ve virüslü sayfayı gerçek sanıp kabul ediyor. Esas istenen (yani mserdark.com adresinden gelen) sayfa -milisaniyeler ölçeğinde- geç kaldığı için web tarayıcınız ‘ben aldım zaten bu sayfayı, niye bir daha yolladın ki?’ diyerek geri çeviriyor. Tekniğin ayrıntıları ve engelleme yolları yazıda. Fikir vermesi açısından çalışma grafiği ise aşağıdaki videoda. Biraz hızlı ilerlediği için birkaç defa izlemek gerekebilir.
- Kalp pilini biliyoruz. Wake Forest Tıp Fakültesi‘nden Bilimciler laboratuar ortamında kalp hücresi yaptılar. ATIYOR!
- İnanılmaz gibi gelen ama mümkün ve kesinlikle benzersiz bir gelişme: Bir İtalyan şirketi 2027 yılında gözümüzün yerine yerleşecek akıllı, yetenekli ve çok daha gelişmiş bir yapay göz üstünde çalışıyor. Bu göz çok daha uzağı görmemizi, Instagram benzeri filtrelerle dünyaya bakabilmemizi sağlayacak. İstediğiniz an göz renginizi değiştirebilmeniz de cabası. Üstelik gördüklerimizi wifi üstünden diğer cihazlara otomatik aktarabileceğiz. EYE Heal, EYE Enhance ve EYE Advance adlı 3 seçeneğe sahip. Evet garip geliyor ama çıksa almak (ve takmak) için sıraya gireceklerin olduğunu da biliyoruz, değil mi?
- Google resmi blogunda yaptığı açıklamayla akıllı cep telefonu serisi Android Wear için bir dizi güncellemeyi duyurdu. Bu kapsamda isteyen kullanıcılar saat ekranının (pil ömründen feragat ederek) sürekli açık kalmasını sağlayabilecek. WiFi ve emoji desteğini de unutmayalım.
- Rice Üniversitesi tarafından geliştirilen Comfortably Numb, ilaçları bedene enjekte etmenin yenilikçi bir yolunu buldu. 3D yazıcıyla üretilen silindir şekilli cihaz grip aşısını neredeyse hiçbir acı hissettirmeden zerk edebiliyor. İşin sırrı kimyasal bir reaksiyonla soğuyan ve cildinizi hissizleştiren bir plaka.
- Belçika’daki Hasselt Üniversitesi tarafından geliştirilen PaperPulse kağıda kelime anlamıyla ‘can veriyor’. Üstelik teknik altyapıya ve bilgiye ihtiyaç bırakmadan.
- Sanford-Burnham Tıp Araştırmaları Enstitüsü’nde pankreas kanseri üzerinde çalışan bir grup E47 protein molekülüyle kanser hücrelerini durdurup tekrar eski haline çevirmeyi başardıklarını açıkladı. Bir diğer gelişmenin meme kanserinde yaşandığını da belirtmiş olalım. Kanser tedavisinde mutlu sona az kaldığı söyleniyor. (Kanserin nasıl bir illet olduğunu gayet iyi bilirim.).
- ABD’deki Oregon Üniversitesi WiFO adını verdiği bir icatla mevcut kablosuz internet menzilini 10 katına çıkadıklarını açıkladı. Yapının temelini mevcut sistemin kullandığı radyo dalgalarını optik ışınlarla desteklemek oluşturuyor.
- Google ise QUIC adını verdiği UDP tabanlı yeni protokol sayesinde çok daha hızlı tepki veren bir internet kurgulama peşinde.
- Yeni Zelandalı Rocket Lab, Electron adını verdiği dünyanın ilk ‘pilli roketini’ fırlatmaya hazırlanıyor. Büyük bölümü 3D yazıcılarla üretilen Rutherford adı verilen yeni nesil motor sıvı nitrojen ve RP-1 karışımıyla çalışan elektrikli bir turbo sistemini temel alıyor. 2016 başında denenecek bu sistem çok daha düşük maliyet ve yeniden kullanılabilir motorlar anlamına geliyor.
- Siemens mühendisleri ise geliştirdikleri sadece 50 kg ağırlığındaki uçak motoruyla 2.500 devirde 260 kW (348 beygir) güç üretmeyi başardı. Bu seviye mevcut alternatiflerin 5 katı gücünde ve 2 tonluk bir uçağı havalandırabiliyor. Havacılıkta yeni bir sayfaya merhaba.
- GE mühendisleri 3D yazıcılarla ürettikleri ve FAA’den onay alan ilk parçayı duyurdu.
- Sabahın kör karanlığında uyanıp güne başlamak prensip ise hoş ama iş ya da okula bağlı bir zorunluluk olunca işkenceye dönüşebiliyor. Lumino daha fazla uyumanızı değil ancak (cep telefonunuza kurduğunuz alarmdan algıladığı) uyanma saatinize doğru başucu lambanızı güneşin doğuşunu taklit ederek hafif hafif açıyor ve beyninizin daha kolay uyanmasını sağlıyor. Sevdiğiniz şarkılarla uyanmak da cabası. Üstelik sadece uyanırken değil, uyurken de ışık oranını yönetiyor. Üstelik bir priz aksesuarı olduğu için her türlü lambayla da uyumlu (40 dolar).
- Eğer tek başınıza yaşamıyorsanız (daha doğrusu odanızı / yatağınızı tek başınıza kullanmıyorsanız) bir diğer mesele sizden önce uyanan kişinin alarmının sizin uykunuzu da darmadağın etmesi. Wakē adlı yeni bir cihaz bunu da çözüyor. Yaptığı şey sadece uyanacak kişiye odaklanmak. Alarm sesi ve ışığını sadece o algılıyor. Bireyselleşmede yeni bir kilometre taşı daha.
- Nokia 2013 yılında Microsoft tarafından alınmış ve bu yıl yapılan açıklamayla marka olarak kullanılmayacağı (bunun yerine Lumia ismine odaklanılacağı) açıklanmıştı. Bu hafta ortaya çıkan gelişmelere göre seneye Nokia yeniden sahalara dönmeye hazırlanıyor.
- Flexcam PIC: kayıt çılgınlığı çağının yeni oyuncağı. Su geçirmez, sıkı tasarımlı, 16GB bellekli, 720p çözünürlükte video ve 5MP çözünürlükte fotoğraf çekiyor.
https://www.youtube.com/watch?v=Wg7wzxHKKsM
- Her şeyinizi hallettiniz de evde kendi biranızı yapmaya mı sıra geldi? Buyrun MiniBrew‘a. Dünyanın ilk ev tipi bira imalathanesi.
- Mıknatısları biraz kurcalayan herkes birbirini çekmenin yanısıra itme gücünün de var olduğunu fark etmiştir. Japonların uzun süredir kullandığı ve geliştirdiği Maglev adlı tren aynı mantıkla; yani elektromanyetik kaldıraç kuvvetiyle manyetik bir ray sistemi üstünde neredeyse sürtünmesiz ilerliyor. Bu hafta yenilenmiş versiyonuyla saatte 603 kilometre hıza ulaştı. Bu sürat birçok ticari uçağın sefer süratinden fazla! Bullet Train’de 300 kilometreyi geçmiş biri olarak bunun nasıl bir his olacağını hayal bile edemiyorum. Kamera bile kaydetmekte zorlanmış.
- En sinir bozucu teknolojik aksesuarlardan selfie çubuğunu meğer Hiroşi Ueda adlı bir Japon 1983 yılında icat edip patentlemiş. İcadın sebebi de ilginç: Paris’te tatildeyken fotoğrafını çekmesi için kamerasını verdiği kişi arkasını döner dönmez kaçınca içine düştüğü güvensizlik selfie çubuğunun da ilham kaynağı olmuş. Ama ilginç bir şekilde o dönem hiç ilgi görmemiş.
- ‘Makers’ terimini Türkçeye nasıl çeviririz emin olamıyorum. Üretici desek olmuyor, mucit desek hiç değil, yapıcı bir garip kaçıyor… Biz bunu yine düşüneduralım ama hareketin Türkiye temsilcilerini de gözden kaçırmayalım.
- Norveç, radyo yayınları için FM frekansını kullanmayı bırakacağını açıklayan ilk ülke oldu. Dijital yayıncılık (DAB) sayesinde FM hem yetersiz hem kalitesiz bir seçenek olarak kalmıştı. Tasarı kapsamında 2017 itibariyle bu aralıktan yayın yapılmayacak. Ülkenin %99.5’i DAB kapsamında (ancak evlerin henüz %55, araçlarınsa %20’sinde DAB destekli radyolar bulunuyor).
- Solitaire yeniden Windows’a dönüyor!
Tek bir satır kod yazmadan yılda 450 bin dolar kazanan uygulama geliştiricisiyle tanıştınız mı? Bu haberin linki başka bir habere gidiyor.
Allah rahmet eylesin, mekanı cennet olsun
Amirim 2016 da daha çok “hayır” diyeceğim demişsimiz ama bu benim inanışıma çok ters düşen bir düşünce. Tamam mutsuzluğu önlüyor ama mutluluk da getirmiyor. Deneyimlerinizin sonuçlarını bir yerde not olarak paylaşırsanız çok sevinirim. Ben de anahtar kelimelerimi güncellerim.
Bir de hep merak ederim, bu kadar okuyor araştırıyorsunuz, aklınıza TR’de yapılabilecek iş fikri gelmiyor mu? Okurken bile ilham alıyor insan. Tşkrler.
Amirim, periscope’a benzer android için yapılmış bir uygulama var. http://colissa.com/ bundan da takipçilerine bahsetsen. Hazır Türkiyeli girişimciler yapmışken.
amcan için başın sağolsun, mekanı cennet olsun amirim, hepimiz sıradayız bir tek bu sırada herkes geriye doğru gitmek istiyor, ayrıcalık ya da vip istemiyor, mesele inanmak da değil zaten buna rağmen yazmanız büyük özveri. Böyle bir kazanımın bende olduğunu pek sanmıyorum.
yazmış olduğunuz diğer linksiz videolarınıza gözattm gerçekten görülmeye değerler.
Yarın üniversite de ‘İşletmelerde İnovasyonun Önemi’ dersinin .ppt sunumunu hazırlıyorum, bloğunda alıntı yaptığım için kusura bakmazsın umarım
zaten benden daha fazla heyecanlanan bir Allah’ın kulu daha görmedim (Demek ki mesela anlatma kabiliyetinde) şu nükte sanatına bir türlü kavuşabilmiş değilim. Şunu öğrendim ki hiçbir yazınız tek seferlik okunup geçilecek yazılacak şeyler değil, hayatımıza aktarılana kadar okumalıyız.
bulduğum birkaç faydalı siteleri listeyen bir kaç yüz site:)
1) http://goo.gl/4OY15z
2) http://goo.gl/fV0H4W
3) http://goo.gl/k1vQyN
4) http://goo.gl/Gw3PLJ
tabi ki faydalıdan kastım bir göz at, sıkıl kapat tarzı siteler de olabilir sonuçta medium’da 300HarikaŞey’den kaçını hala kullanıyoruz.
bi de bu var, http://goo.gl/NkBjqe
Serdar Bey,
Facebook’un YouTube’u gecmesi “simdilik” pek olasi degil. Sitede izlenen video sayisi ise mobil uygulamaya getirilen “zorunlu” izleme ayarindan kaynaklaniyor.
makers icin “failler” çevirisi olabilir.
Hastasıyım tarzıyın :)
Sizin yazınızı okuyana kadar 1995 yılında ODTÜ’de basılan İngilizce hazırlık kitabındaki bir yazının 20 yıl sonrası için öngörülerinin çok aşırı olduğunu düşünüyordum. Arabaların geleceğine dair isabetli tahminlerde bulunmuşlar. Hayret ettim.
CARS OF THE FUTURE
What kind of cars will we be driving in the year 2015? Rather
different ones from those that we know today. The next twenty years
will bring greater change in car models than the past fifty years.
Tomorrow’s cars will not look like those of today. The most important
5 cause that will lead to a change in the design of cars will be
environmental. That is, tomorrow’s cars will be designed not to cause
air pollution. They will be electrically powered; in other words, they
will run on electricity entirely and therefore, be environmentally clean.
Besides the problem of pollution, there is also the problem of heavy
10 traffic and traffic accidents today. The last two may also be avoided if
computers drive the cars instead of drivers. As a passenger, all you will
have to do will be to get in the car and say where you want to go. The
computer will do the rest and take you there. This, however, will
require the construction of special intelligent roads, as tomorrow’s
15 models won’t be able to move on ordinary roads. These roads will
contain special strips that can supply (provide) electrical power to the
vehicles as they drive along them. The special equipment in cars will
pick up the necessary fuel during long journeys from a power source
which will exist in the road. As computers – not drivers – will provide
20 safe driving, there will be fewer accidents; or, maybe, there won’t be
any accidents at all.
Serdar Bey Selamlar, ellerinize sağlık, her hafta gerçekten keyifle bekleyip okuyorum. Amcanız için Allah rahmet eylesin
Bir şey dikkatimi çekti yapılan yorumlarda verilen linkler yeni sayfa ya da sekmede açmıyor :)
Sevgiyle kalın
Merhaba,
Siemens muhendislerinin gelistirdigi 50kg’lik motorun elektrik motoru oldugunu da ben belirteyim :)
…her mümin Jedi ‘a farz kılınmış… Mümin, farz, Mekke, Hac… Bunlar değer vermeye çalıştığım şeyler, keşke başka benzetmeler yapsaydınız…. Farkındayım bu işin sonu yok, kişi sineğin sol kanadına tapınıyor da olabilir, bahsettiğiniz ya da benzetme yaptığınız başka şeyler, başka tepkilere de sebep olabilir, nasıl diyeceğimi bilemedim…
Abi o haber yalanmış ya
https://www.techinasia.com/beijing-residents-watching-fake-sunrises-giant-tvs-pollution/
Radikal’de yazdığınız dönemde yazılarınızı takip eder arşivlerdim. Blog’u her hafta pazartesi okuyorum. Bana enerji veriyor. Bu yüzden eski özetleri okumaya karar vermiştim. Bu özete kadar geldim. Çok geç olacak biliyorum, kanser araştırma yazılarınızın nedeni ve amcanız bağlantısına üzüldüm. başınız sağolsun. Nur içinde yatsın amcanız.
İlginiz, desteğiniz ve taziyeniz için çok teşekkür ederim.