Cep telefonu ve kanser gizemi

Cep telefonu kullanımı ile kanser arasındaki ilişki hakkında yapılan pek çok araştırmanın birbiriyle çelişen sonuçlarını nasıl yorumlamak gerekiyor?

Haber Özeti

Tam Sürüm

Geçtiğimiz ay yayınlanan bir araştırma sonucuna göre, uzun süre cep telefonu sinyaline maruz kalan farelerde, diğer farelere göre beyin kanseri gelişme ihtimalinin daha fazla olduğu açıklandı. Bu açıklama ile birlikte “Cep telefonu kanser yapar mı?” sorusu yeniden alevlendi. Pek çok farklı görüş ortaya kondu. Ancak bu konuda net bir cevap vermek henüz mümkün değil. Konuyla ilgilenen bireyler olarak aşağıdaki adımları izlememiz gerekiyor.

1- Tek bir çalışma ile karara varmayın

Bu alanda yıllardır süren bir çok araştırma yapılıyor. Kimileri cep telefonu kullanımı ile kanser arasında ilişki buldu, kimileri ise bir korelasyon olmadığını iddia etti. Bazı araştırmalar hala veri topluyor. Bu çalışmalardan sadece bir tanesini inceleyip karara varmak yapılacak en yanlış şeylerden birisi.

2- Asla bir cevap bulamayabiliriz

Bilim çok uzun zaman alan bir uğraş. İnsanların sigaranın zararlarını öğrenmeden önce ne kadar uzun süre sigara içtiğini ve sigaranın geçmişte doktorlar tarafından tavsiye edildiğini unutmamak gerekiyor. Bu noktadan bakılınca cep telefonları oldukça yeni bir teknoloji. Birleşik Krallık Kanser Araştırmaları Merkezi çalışanı Dr. Jana Witt “Çok fazla veriye ihtiyaç var ve kesin bir kanıta ulaşmak oldukça zor” diyor. O yüzden bu çalışmaları ‘cep telefonu-kanser ilişkisinin kanıtı’ olarak görmemek gerekiyor.

3- Her çalışmanın detaylarını inceleyin

Yayınlanan her çalışma sonucu uzmanlar tarafından dikkatli bir şekilde incelenecek ve muhtemel hatalar bulunacaktır. Bulunan hatalar gelecekte yapılacak çalışmalar için de yol gösterici olacaktır. O yüzden bir çalışmanın özetini okuyup sonuca varmamak gerekiyor. Ayrıca bu çalışmaların kimler tarafından desteklendiğine de dikkat etmek gerekiyor. Fındık Üreticileri Birliği “Günde bir avuç fındık sağlığınıza iyi gelir” dediğinde durup biraz düşünmek gerekiyor.

4- Telefonların SAR değeri

SAR (özgül emilim oranı) bir telefonun yaydığı radyasyon değerinin ölçülmesi için kullanılan bir birim. ABD ve Kanada’da bir telefonun maksimum 1,6 watt/kg SAR değerine sahip olmasına izin veriliyor. Bu rakam Avrupa’da 2.0 watt/kg. Ancak sadece telefonun SAR değeri çok fazla bilgi vermiyor. Telefonun kullanım sıklığı, baz istasyonuna uzaklık gibi sebepler, belirtilen SAR değerine etki edebiliyor. Yine de pek çok durumda maksimum SAR değerine ulaşılamıyor bile.

5- Endüstri ne diyor?

Tahmin edilebileceği gibi Hücresel Telekomünikasyon Endüstrisi Birliği, cep telefonu kullanımının zararsız olduğunu iddia ediyor. Gelecekte de cep telefonu ile kanser arasında ilişki kuran araştırmalar endüstri tarafından tepkiyle karşılanacaktır. Yine sigara örneğini hatırlayacak olursak, tüm bilim dünyası bir ürünün zararı konusunda fikir birliğine varmış olsa da endüstri bu konuda çalışmalar yürütmekten vazgeçmeyecektir.

6- Şüpheciler ne diyor?

Cep telefonu kullanımı ile kanser arasında ilişki olduğu düşüncesine şüpheyle yaklaşanlar bazı ciddi soruları gündeme getiriyor. Örneğin: “Eğer bu ilişki doğruysa neden beyin kanseri oranları azalıyor?” Ayrıca cep telefonunun yaydığı radyasyonun insanlara zarar verecek kadar yüksek seviyelerde olmadığını ve cep telefonundan önce de çevremizde her zaman radyasyon olduğunu savunanlara da kulak verilmesi gerekiyor.

7- Çalışmalar devam ediyor

Çalışmalar devam ediyor çünkü bu herkesi ilgilendiren bir konu ve sonuç elde etmek için çok fazla veriye ihtiyaç var. Ayrıca cep telefonunun sağlık üzerine etkisi sadece beyin kanseri ile ilişkili değil. Geceleri uyanık kalmak, baş parmak ve boyun ağrıları ve dikkat dağınıklığı cep telefonları ile ilişkilendirilen diğer problemler arasında.

8- Sağlık savunucularını göz ardı etmeyin

Telefonların sağlığa zarar verdiğine inanan insanların sadece komplo teorisi üreten aşırı titiz insanlar olduğunu düşünmeyin. Bu kişilerin amacı toplumu potansiyel tehlikelerden korumak ve insanlara yardımcı olmak. Belki de bir yakınlarını kanser sebebiyle kaybettiler ve bunun sebebini öğrenmek için çabalıyorlar. Bu kadar geniş bir grubun görüşlerinin yabana atılması gelecekte hepimizin zararına sonuçlanabilir.

Ne yapmalı?

Pek çok sağlık kuruluşu cep telefonu kullanımı konusunda uygulanacak yöntemlerden oluşan açıklamalar yayınlıyor. Bunların ortak noktaları şu şekilde:

  • Telefon görüşmesi yerine mümkün olduğunca mesaj yazın. Telefonu kulağınızdan uzak tutmak için kulaklık kullanın.
  • Hamileyseniz telefonu karnınıza yaklaştırmaktan ya da sütyeninizin içine koymaktan kaçının.
  • Erkekler: Telefonu pantolonun ön cebinde, kasıklarınıza yakın olarak taşımayın.
  • Çocukların kafatasları daha incedir. Telefon kullanımlarını kısıtlı tutmaya çalışın.
  • Telefonu gece yastığınızın altına koymayın. Eğer gece telefonu açık bırakacaksanız sesini kısın ki uykunuz bölünmesin.
  • Sizi radyasyondan koruduğunu iddia eden cihazları kullanırken dikkatli oldun. ‘Radyasyon kalkanı’ adıyla satılan ürünler çoğunlukla işe yaramıyor.

 

Uzun yıllardır devam eden ve sık sık sonuçları açıklanan cep telefonu kanser ilişkisi ile ilgili araştırmalar bazen pozitif bazen negatif sonuç bulunduğunu ifade ediyor. Böyle bir ortamda net bir sonuca erişmek mümkün değil. Bu konuda yapılması gereken araştırmaları dikkatlice incelemek ve tek bir araştırmaya bakarak karara varmamak; endüstrinin, şüphecilerin ve sağlık savunucularının sözlerini dinlemek; ayrıca bu araştırmaların yapılması için hangi kurumların destek verdiğine dikkat etmek. Bunlar dışında neredeyse her sağlık kuruluşunun yaptığı ortak uyarıları dikkate almak gerekiyor.

Yorum Ekle

Yorum yazmak için tıklayın

Yorumunuz:

e-Bülten Aboneliği