Bizi davranışlarımızdan tanıyan yapay zeka teknolojileri

Yakın gelecekte yapay zeka yürüme şeklimizden nefes alışverişimize kadar birçok yöntemle bizi tanıyabilecek.

Haber Özeti

Tam Sürüm

Günümüz internet dünyasında mahremiyet neredeyse hiç yok. İnternette daha güvenli bir tarayıcıyla geziniyor, VPN veya gizlilik için özel uygulamalar kullanıyor olsak bile reklamverenler bizi siteden siteye takip edebilir ve kim olduğumuza dair bir müşteri profili çıkarabilir.

Yapay zeka araştırmacıları ise gerçek hayatta da bizi tanıyabilmek için çalışmalar yapıyor. Yakın bir zamanda devletler veya şirketler sadece kameradan değil, yürüyüş veya konuşma biçimimiz gibi çok farklı şeylerle bizi tanıyabilir. İşte distopik bir eserden çıkmış gibi görünen ve gelecekte parmak izimiz olabilecek 4 şey:

Yürüme şeklimiz

Araştırmacıların biz yürürken tespit edebileceği en az 24 faktör bulunuyor. SfootBD adı verilen yeni bir sistem ise bu faktörlerin hepsini takip edebiliyor. Böylece yürüyüş biçimimize bakarak sadece bize özgü olan bir kimlik çıkarıp buna göre tanıyabiliyor. Bunun gerçekleştirilmesi için zeminde basınç sensörleri ve yüksek çözünürlüklü bir kamera bulunması gerekse de, bu cihazların kurulması o kadar da zor değil. Sistem binde 7 oranında hata payına sahip. Parmak iziyle kıyaslanmayacak bir oran olsa da şaşırtıcı derecede yakın.

2016 yılında Northwestern Politeknik Üniversitesi’ndeki araştırmacılar tarafından yayımlanan çalışmada ise ev ortamında sadece kablosuz ağ sinyalleri kullanılarak yüzde 90 oranında kişi tespiti yapılabiliyor.

Yazma şeklimiz

Her gün onlarca e-posta ve mesaj gönderiyoruz. Romanyalı şirket TypingDNA bir Javascript eklentisi kullanarak klavyede yazma şeklimizi inceliyor. Sadece 44 karakteri nasıl yazdığımıza bakarak da yüzde 99,9 doğruluk payıyla bizi tanıyabiliyor.

Konuşma şeklimiz

Hali hazırda Google Home evde anne ile baba arasında ayrım yapabiliyor. Ancak ileri seviye araştırmalar bundan bir adım öteye gidiyor. Chase ve Wells Cargo gibi şirketler konuşmalar sırasında topladıkları biyometrik özellikleri kullanarak sahte aramaları tespit edebiliyor. Kişi tespiti için en mükemmel yöntem olmasa da sesle boy, kilo, demografik özellikler ve hatta psikolojik durum tespit edilebiliyor.

Kelimeler arası nefes alma biçimimiz ve nefesimiz

Carnegie Mellon Üniversitesi‘ndeki araştırmacılar, kelimeler arası nefes alışverişini kaydederek yüzde 91,3 oranında başarı elde etti. Nefes alışverişimiz gibi bir şeyin kimliğimizi ortaya çıkardığını düşünmek çılgınca geliyor olabilir. Tabii bir de nefesimizin kendisi var. Bu sefer işin içinde yapay zeka yok ancak bilimciler nefesimizin kendine özgü mikrobiyal dünyasını araştırarak da bizi ayırt edebiliyor.

Eğer gelecekte tüm bu yöntemler birleştirilirse, mahremiyet yalnızca sanal dünyada değil gerçek dünyada da sona erecek gibi gözüküyor.

Kaynak: Fast Company

Günümüz internet dünyasında mahremiyet neredeyse hiç yok. İnternette daha güvenli bir tarayıcıyla geziniyor, VPN veya gizlilik için özel uygulamalar kullanıyor olsak bile reklamveren şirketler bizi siteden siteye takip edebilir ve kim olduğumuza dair bir müşteri profili çıkartabilir.

Yapay zeka araştırmacıları ise gerçek hayatta da bizi tespit edebilmek için çalışmalar yapıyor. Yakın bir zamanda devletler veya şirketler bizi sadece kameradan değil, yürüyüş biçimimiz veya konuşma biçimimiz gibi çok farklı şeyler ile bizi tanıyabilir.

Yorum Ekle

Yorum yazmak için tıklayın

Yorumunuz:

e-Bülten Aboneliği