Babalık iznine ayrılan erkekler daha az çocuk istiyor

İspanya'da yapılan yeni bir çalışma empatinin etkilerinin ne kadar güçlü olduğunu gösteriyor.

Haber Özeti

Tam Sürüm

Bu yazı, konusunda uzman okurlarımızın yazılarına yer verdiğimiz konuk yazar programı kapsamında yayımlanmıştır. Siz de katkıda bulunmak isterseniz yazı paylaşım sayfamızı kullanabilirsiniz.

Konuk yazar: Beyza Alımcı

Aile yapıları her jenerasyon ile değişiyor. Belirli unsurlar biyolojik kökenli olsa da, bazıları kültürel fenomenler.Geleneksel olarak adlandırılan aile yapısı -erkek çalışır; kadın ise evde kalır, çocuk ve ev işlerinden sorumlu olur- sonucunda erkekler genellikle çocuk sorumluluklarından uzak kalır, bu nedenle de daha çok çocuk istemeye meyilli olurlar. Ancak İspanya’da yapılan bir çalışma bu dinamiği değiştirebilecek sonuçlar buldu.

2007’de İspanya, kadınlara annelik iznine ek olarak erkeklere de “babalık izni” uygulamasını yürürlüğe geçirdi. Bu uygulamaya göre çocuk sahibi olan ve çalışan babalar babalık iznine ayrıldıklarında tam maaş alabildiler. Bu o kadar popülerleşti ki, 2018’de program 5 hafta uzadı, ve uzmanlar bu sürenin 2021’de 16 haftaya kadar uzamasını bekliyor.

Babalık izninin etkileri

Barselona Üniversitesi’nden Lidia Farre ve Pompeu Fabra Üniversitesi’nden Libertad Gonzalez çocuk yetiştirmedeki bu değişimin kültürel etkilerini daha iyi anlamak istediler. İki ilginç bulgu ortaya çıktı: kadınlar doğumdan sonra daha çabuk işe geri dönebildiler, erkekler de daha az çocuk istediler.

Bu her ne kadar tek bir ülkede yapılan bir çalışma olsa bile, İspanya bu anlamda özel. Babalık izni yürürlüğe girmeden önce, erkekler kadınlara kıyasla daha fazla çocuk istiyorlardı. Bu durum, İspanya’yı diğer Avrupa ülkelerinden ayırıyordu.

Araştırmacıların iki grup insanla çalışma şansı oldu. Bir grupta babalık izni alabilen erkekler, diğer grupta ise babalık izni alamayan erkekler bulunmaktaydı. İzin alamayan erkeklerin gelecekte istedikleri çocuk sayısında herhangi bir değişiklik olmadı. Onlar, diğer gruba göre bir sonraki çocuğu planlama konusunda daha hevesli ve hızlılardı. Ancak, babalık iznine ayrılan erkeklerin bir çocuk daha isteme oranları %7 ila %15 arasında azalma gösterdi.

Sadece eve değil işe de yansıdı

Çalışmanın yazarları, babalık izninin, iş piyasasında esnekliği arttırdığını belirtti. Kadınların işe alınma ve terfi alma oranları artık daha muhtemeldi, çünkü doğumdan sonra işe dönmeleri sağlanmıştı. Aslında bu durum, babalık izninin ortaya atılmasındaki ana sebeplerden biriydi.

2002-2003 yılları arasında yapılan bir çalışma kadınların bir günde çocuklarla ortalama 4,2 saat harcadığını, erkeklerin ise yalnızca 1,3 saat harcadığını bulmuştu. Böyle bir bağlamda erkeklerin daha fazla çocuk istemesi aslında çok da şaşırılacak bir durum değildi.

Babalık izni ile birlikte, görev dağılımını eşitleme yolunda adımlar atılmış oldu. Araştırmacılar, babaların çocuk yetiştirmenin bedellerini, zorluklarını öğrendiğini ve bu şekilde geleceğe yönelik planlarını gözden geçirdiklerini belirtti. Araştırmacılar aynı zamanda, erkeklerin çocuk yetiştirmede nicelikten çok niteliğe önem vermeye başladıklarını belirttiler. Veya erkekler sadece, çocuk yetiştirmenin ne kadar zor olduğunu anladılar.

Kültürel kalıpları yeniden yazmak mümkün

Her halükarda, yalnızca bir araştırmayı dikkate alarak çok fazla çıkarım yapmak mümkün değil. Kadınlar bakım veren tarafken, uzun süredir erkeklerin biyolojik olarak mümkün olduğu kadar çok çocuk (mümkün olduğu kadar çok kadınla) istedikleri öne sürülüyordu. Oysa biyoloji ve kültür uzun zamandır çatışıyor. Aile birimi bu genetik dürtülerin ve sosyal yapının çelişikliğini gösteren en büyük örneklerden biri. Yani biyolojik olarak yatkınlıklarımız olabilir, ancak bunlar insanların kendilerini geliştiremeyecekleri ve değiştiremeyecekleri anlamına gelmez.

“Kültür insanları oluşturmaz, insanlar kültürleri oluşturur.” Chimamanda Ngozi Adichie

Yani bizler, davranışsal ve bilişsel değişimlerimizle kültürde ve de en nihayetinde yaşam stilimizde değişiklik yapabiliriz.

Bu çalışma, türümüzün en önemli özelliklerinden birine daha vurgu yapıyor: Empati. Bir başkasının hissettiklerini hissetmeye çalışmak başka bir şey, onun deneyimlediklerini deneyimlemek çok başka. İkincisi her zaman daha empatik insanlar ortaya çıkarır. Kadınlar dünya genelinde iş gücünde öne çıktıkça, cinsiyetler arasındaki görev paylaşımı daha da eşitleniyor; bu hem ofiste gerçekleşiyor hem de evde, çocuk bakımında. Hem toplumun hem de çocukların sağlığı için bu, ileriye yönelik olumlu bir adımdır.

Kaynak: BigThink

İspanya'da babalık iznine ayrılan erkekler gelecekte daha az çocuk istiyor. Çalışmayı yürütenler, buna erkeklerin çocuk büyütmenin zorluklarını fark ederek; empati kurmalarının sebep olduğunu düşünüyor. Erkeklere babalık izni çıkmadan önce kadınlar ortalama 4,2 saat çocuklarla ilgilenirken, erkekler ortalama olarak 1,3 saat ilgileniyorlardı. Babalık izni ile birlikte, görev dağılımını eşitleme yolunda adımlar atılmış oldu. Araştırmacılar, babaların çocuk yetiştirmenin bedellerini, zorluklarını öğrendiğini ve bu şekilde geleceğe yönelik planlarını gözden geçirdiklerini belirtti. Araştırmacılar aynı zamanda, erkeklerin çocuk yetiştirmede nicelikten çok niteliğe önem vermeye başladıklarını belirttiler. Veya erkekler sadece, çocuk yetiştirmenin ne kadar zor olduğunu anladılar.

2 Yorum

  • Norveç ve İsveç’te de babalara doğum izni var ve 3-4 çocuklu Norveçli İsveçli aile dolu ortalık. Ortalama 2 çocuk diye hatırlıyorum hatta.

  • Bizde olsa erkek genellikle iznini kahvede oturarak değerlendireceği için değişen bir şey olmayacaktır. Sadece erkeklere bol bol tatil yaptırılmış olur. Hatta erkek çalışmadan para kazanabilmek için sürekli çocuk yapar.

Yorum yazmak için tıklayın

Yorumunuz:

e-Bülten Aboneliği