Müzik dinleme alışkanlıkları ülke ekonomisi hakkında fikir verebilir

Araştırma sonuçlarına göre, 2008'deki ekonomik kriz sonrasında öfkeye ve güvensizliğe atıfta bulunan şarkıların popülaritesi arttı.

Haber Özeti

Tam Sürüm

İngiltere Merkez Bankası Baş Ekonomisti Andy Haldane, bankanın faiz oranlarındaki değişiklikleri incelerken, meslektaşlarından ülkenin müzikal tercihlerini araştırmalarını istedi. Taylor Swift şarkılarının indirilme sayısının artması ya da Rock’n’ Roll’un artık tercih edilmemesinin ekonomiyi yönetmekle ne ilgisi olabilirdi?

Araştırmacılar, bir süredir haberlerde ve Twitter paylaşımlarında kullanılan dili analiz ederek ekonomik hassasiyeti ölçebiliyor. Fakat çok kısa bir süre önce Claremont Graduate Üniversitesi’nden araştırmacılar, ekonomik hassasiyetin en iyi 100 listeleri ve Spotify gibi müzik platformları aracılığıyla da ölçülebildiğini gösterdi. Daha da ilginci, bu yeni hassasiyet göstergelerinin tüketici güvenini ölçen geleneksel anketler kadar iyi sonuç verdiği ortaya çıktı.

Fikrin temelinde şu var: Şarkılar; bestesinin temposu, enerjisi ve şiddeti gibi müzikal özelliklerine kodlanmış duygusal bir bileşen içermektedir ve herhangi bir kişiyle ilişkilendirilebilir. Spotify gibi müzik servisleri, şarkıları kategorize edip benzer şarkılar dinleyen kullanıcılara kişiye özel çalma listeleri önerirken işte bu duygusal bileşeni kullanırlar.

Şarkıların ifade ettiği hissiyatı, kültürel kökeninize bağlı olarak, sözlerinden de anlayabilirsiniz. Sözleri aracılığıyla şarkılar, haber sitelerini Twitter akışını taramada kullanılan doğal dil işleme (natural-language processing) yazılımları aracılığıyla analiz edilebilir.

Bu analiz, kelimeleri olumlu ya da olumsuz şeklinde kodlayarak ya da daha ayrıntılı bir şekilde sekiz ana duyguyla (neşe, mutsuzluk, öfke, korku, nefret, şaşkınlık, güven ve umut) eşleştirilerek yapılabilir. Yazılımlar aracılığıyla şarkıdaki kelimeler ilgili duyguyla eşleşir ve hangi duygunun kaç kez tekrarlandığı sayılır.

Araştırmacılar, en popüler şarkıların duygusal bileşenlerini tanımlayarak dinleyicilerin duygu haritasını çıkarabilir ve bunu ekonomik hassasiyeti öngörmede kullanabilirler. En iyi 100 şarkı listesindeki tüm şarkıların duygu haritasının çıkarılmasıyla, en yeni müziğin satın alınmasında ve dinlenmesinde aslan payının toplumun hangi kesimine ait olduğu aylık bazda görülebilir.

Burada, oldukça yüksek sayıda kullanıcıdan elde edilen bilgilerin büyük veri ile işlenmesinin avantajları ortaya çıkıyor. Geleneksel anket sonuçları, bu iş için seçilmiş insanların izin verdiği  kadar bilgi içerir. Diğer taraftan müzik listeleri, çok daha büyük bir gruptan elde edilmiş güncel tüketici tercihlerine dair bilgi verebilir.

Bunalım dönemi

Claremont’tan araştırmacılar bu tekniği 2008’deki küresel ekonomik krizden önceki ve sonraki müzik listelerine uyguladılar. Bulgulara göre, krizden sonra öfke ve nefretle ilişkili sözcüklerin kullanım sıklığı artarken, güvenle ilişkili sözcüklerin sıklığı düştü. Bu tür sonuçlar, dinleyicilerin duygusal durumlarının, dinledikleri ve satın aldıkları müzikal işler üzerinde güçlü bir etkisi olduğunu gösteriyor.

Bu araştırma ve Andy Haldane’nin yorumları gösteriyor ki, popüler şarkıların besteleri ve sözleri, ekonomik hassasiyeti ve hatta kısa süreli borsa hareketlerini öngörmede kullanılabilir. Spotify ve Apple Müzik gibi müzik paylaşım servislerinin ellerinde bulunan veriyle ekonomik hassasiyetin top 100 listelerine kıyasla çok daha detaylı haritası çıkarılabilir. Bu şirketler hane halkları özelinde veriye sahipler ve bununla farklı bölgelere ve toplumsal gruplara göre hassasiyet bilgisi elde edilebilir.

Ekonomistlerden ülkenin müzikal hâletiruhiyesini dikkate alarak danışmanlık yapmalarını istemek şaşırtıcı hatta tuhaf gelebilir. Fakat araştırmalar gösteriyor ki, tüketici hassasiyetini takip etmek için büyük veri yaklaşımı oldukça kullanışlı olabilir. Bu, İngiltere Merkez Bankası’nın analiz ve karar verme sürecinde başvurulan bilgi kaynakları artırmak ve çeşitlendirmek için gidilen yollardan sadece bir tanesi.

Kaynak: World Economic Forum

Araştırmacılar, bir süredir haberlerde ve Twitter paylaşımlarında kullanılan dili analiz ederek ekonomik hassasiyeti ölçebiliyor. Fakat çok kısa bir süre önce Claremont Graduate Üniversitesi’nden araştırmacılar, ekonomik hassasiyetin en iyi 100 listeleri ve Spotify gibi müzik platformları aracılığıyla da ölçülebildiğini gösterdi. Daha da ilginci, bu yeni hassasiyet göstergelerinin tüketici güvenini ölçen geleneksel anketler kadar iyi sonuç verdiği ortaya çıktı.

Yorum Ekle

Yorum yazmak için tıklayın

Yorumunuz:

e-Bülten Aboneliği