Haftanın Özeti: 44

Genel Gündem

Türkiye ve dünyadan güncel haberler.

• Rusya’nın kuzeyinde yer alan Storskog Sınır Kapısı ülkenin Norveç ile arasındaki tek bağlantı noktası. İlginç de bir özelliği var; bisikletle geçerken herhangi bir belgeye ihtiyaç duyulmuyor. Bunu keşfeden 100 Suriyeli göçmen bu hafta bisikletlere atlayıp soluğu Norveç’te aldı. Bir kısmı yakalansa da büyük kısmı hedefine ulaştı.

• ABD’de yayın yapan bir yerel haber kanalında muhabir olarak çalışan Vester Lee Flanagan II (ya da ekran ismiyle Bryce Williams) 2 yıl önce haksız bir şekilde işten çıkarılmasına yol açtığını iddia ettiği iş arkadaşlarını canlı yayında vurarak öldürdü. Daha da korkuncu (Twitter hesabındaki paylaşımla) Williams’ın da cinayeti kendi telefonuyla kaydedip Facebook’ta paylaştı. Williams cinayetten birkaç saat sonra intihar etti. Black Mirror dizisi senaryosu gibi.

• Yolcu olarak bulundukları Amsterdam-Paris tren seferinde kablosuz internet iyi çekmediği için başka bir vagona geçmeye karar veren (ikisi asker) 3 Amerikalı, tuvaletin kapısında şarjör sesi duyunca siper alarak beklemeye koyuldu. Kapı açılınca dışarı tepeden tırnağa silahlı bir terörist çıktı. Ekip eylemciyi anında etkisiz hale getirdi. Olayın ardından Amerikalı grup ve kendilerine yardım eden İngiliz’e Fransa’nın en prestiji madalyası olarak kabul edilen Leigon d’Honneur verildi. Eyüb el Hazani adlı 26 yaşındaki Fas vatandaşı teröristin Fransız ve İspanyol istihbarat servislerince izlendiği (nasıl bir izlemeyse?) dahası birkaç ay önce Türkiye’de de bulunduğu ortaya çıktı.

• Pew araştırma grubu tarafından yayınlanan bir rapora göre milyar dolarlık bütçeler, silahlı mücadele, istihbarat çalışmaları, sürekli artan hapis / para cezaları ve benzeri yaptırımlara rağmen uyuşturucu kullanımında hiçbir gerileme olmadı. Aksine uyuşturucu fiyatlarının düşmesi ve kullanımının yaygınlaşmasının da etkisiyle artış kaydetti. Düşündürücü.
• Cep telefonları sonrası oda içi çağrı gelirinden mahrum kalan otellerin yeni  gelir kaynağı kablosuz internet. Bu yeni pazarın çok daha çaresiz müşterilere sahip olduğu yeni bir pazarı var: uçak kabinleri. Yarım saatlik uçuşta 40 dolara varan ek gelir havayolları adına kesinlikle emsalsiz bir kaynağa dönüşmüş durumda.

• Movielover278 adlı Reddit kullanıcısı Star Wars filminin efsane savaş gemisi Super Star Destroyer New York şehrine gelseydi nasıl görüneceğinin merakına düşmüş, hesaplamış ölçeklemiş (O zaman; ORDER 66!)

• Bu hafta Star Wars dünyasına yönelik birçok ülkede gündeme oturan bir diğer gelişme de Türkiye Cumhuriyeti Diyanet İşleri Başkanlığı kaynaklıydı (evet). Diyanet İşleri’nin aylık dergisinde (İlahiyatçı) Yardımcı Doçent Doktor Bilal Yorulmaz “Jedi savaşçılarının dini olan Jediism günümüzde Hıristiyan toplumlarda taraftar bularak yayılmaktadır. Avustralya’da 70 bin kişi, İngiltere’de 390 bin kişi kendisini ‘Jedi’ olarak tanımlamıştır” diyerek ‘tehlikeye’ dikkat çekti. (Özetleri takip edenler İzmir Dokuz Eylül Üniversitesi’nde Jedi tapınağı kurulması için imza kampanyası başlatanları hatırlıyordur eminim).

• Semada dolaşmaya başlamışken değinelim; Elysium Space adlı şirket (detaylarına Tasarım / İnovasyon kategorisinde değineceğim) Space X’in özel uzay aracını kullanarak cenazesini Ay’a gömmek isteyenlere hizmet veriyor. İlk 50 cenaze ‘promosyon’ kapsamında sadece 10 bin dolar karşılığında bu ayrıcalığa kavuşacak. Yalnız bunun için ölümü biraz ertelemeniz gerekiyor çünkü planlanan ilk seyahat yıl sonuna doğru.

• Hong-Kong’da bulunan Kowloon dünyanın en yoğun yerleşim birimi olarak geçiyor. Fast Company dergisindeki foto-galerisine ‘kalabalık’ tanımını yeniden yaptırır cinsten.

• Özellikle İstanbul’un akıl almaz ev fiyatlarıyla karşılaştırınca aşağıdaki derleme eminim ilginizi çekecektir.

300 bin dolarınız var ve bir ev almak istiyorsunuz. Seçeneklere bakalım: http://t.co/FzIlFveL5U

— M. Serdar Kuzuloğlu (@mserdark) August 25, 2015

• ‘İyilik yap denize at; balık bilmezse Halik bilir’ diye bir söz vardır. Bunun en romantik karşılıklarından biriyse -ıssız ada karikatürlerinin baş klişesi- şişe içine bir mektup yazıp denize atmaktır. Unutulan bu geleneği Almanya’nın Amrum kıyılarına vuran bir şişe hatırlattı. Yapılan incelemede 108 yıldan eski olduğu anlaşılan mesajın Kuzey Denizi’ne atıldığı ortaya çıktı. İçinden çıkan kartpostalda onu bulan kişinin İngiltere’deki Deniz Biyoloji Derneği‘ne yollaması isteniyordu. Dernek tarafından yapılan açıklamada bunun bir asır önce yapılan bir deney olduğu ve bu kapsamda mesaj dolu 1.000 şişenin denize atıldığı ortaya çıktı.
• Nazilerin işgal ettikleri ülkelerden yağmaladıklarının çoğu sahiplerine döndü. Fakat yüksek tutarda altın ve nakit para hala kayıp. Ve doğal olarak birçok komplo teorisinin de ilgi alanı. Kimi meşhur zengin -ve karanlık- aileler bir yana; bir devlet olarak İsviçre’nin zenginliğini dahi (gizli hesaplarda sahipsiz kalındığı için el konulan) bu servete dayandıranlar var. Geçen hafta Polonya’nın Walbrzych kasabasından biri kayıp Nazi altınların bir bölümünü bulduğunu ve kendi payı garanti edilirse yerini söyleyeceklerini iddia etmişti. Belediye yetkilileri yürütülen çalışmada ağır silahlarla donatılmış zırhlı bir vagonun dağın içindeki gizli bir tünel bölmesinde bulunduğunu bu hafta teyit etti. Ancak içindekilerle ilgili henüz bir açıklama yok. Uzmanlar vagonda tehlikeli bir silah ya da bubi tuzakları olmasından endişe ediyor.

• Dünyanın ne garip halleri olduğuna dair güzel örneklerden biri: İsrail Sağlık Bakanlığı içinde yeteri kadar domates bulunmadığı gerekçesiyle Heinz ketçabın ‘domates sosu’ olarak satılmasını istedi.
• Örümcekler ağını bir gitaristin enstrumanını akort etmesine benzer bir teknikle örüyormuş.