Haftanın Özeti: 16

9 - 15 Şubat 2015 aralığında ekranımdan akan ve aklımda kalan uygulama, site, cihaz, video, trendler (ve biraz daha fazlası).

16 haftadır süren bu özetler bana kafayı taktığım konular için 1 haftanın ne kadar uzun bir zaman dilimi olduğunu gösterdi. Eski özetlere göz gezdirirken aklıma bağlantılı birkaç güzel fikir daha geldi. Umarım hayata geçirme fırsatı (yani zaman ve enerjiyi) bulabilirim.

Unutmadan; her hafta övgüyle bahseden, yapıcı eleştirilerini esirgemeyen, atladığım haberleri yorumlarla tamamlayan ve paylaşarak yaymaya çalışan herkese çok teşekkür ederim (İki hafta önce bir sosyal deney olarak usulca yan tarafa yerleştirdiğim bağış düğmesine ilgi gösterenlere de teşekkürü borç bilirim. O ayrı bir yazının konusu olacak).

Haydi başlıyoruz!

Genel Gündem

  • Gündemi videolu takip etmek istiyorsunuz. İngilizce biliyorsunuz ve iPhone sahibisiniz. Reuters’ın yeni hizmetine bir bakın derim.
  • Fast Company iyimser insanların 7 ortak özelliğini sıralamış: şükran ifade etmek, zaman ve enerjisini başkalarıyla paylaşmak, başkalarıyla ilgili olmak, çevresini olumlu insanlardan oluşturmak, her şeye itiraz eden kötümserlere kulaklarını tıkamak, bağışlamak ve gülümsemek. Detaylar şöyle.
  • Almanya’nın Nuremberg şehri geçen hafta dünyanın en büyük oyuncak fuarı olarak kabul edilen Spielwarenmesse‘ye ev sahipliği yaptı. Teknolojiyle bezeli binlerce yeni oyuncak arasında benim ilgimi en çok yeni LEGO setleri çekti. Özellikle Spaceport adlı uzay serisi. İzleyerek avunalım.

  • Bu hafta 57. Grammy Ödülleri sahiplerini buldu. Adaylar arasında internette kitle fonlama marifetiyle hayata geçmiş 7 başlık olduğunu gözden kaçırmayalım.
  • ABD’den bir haber daha verelim. Ülkede ihtiyaç sahiplerine en büyük maddi bağış yapan 50 kişilik listenin büyük bir bölümünü teknoloji girişimcileri oluşturuyor. Aralarındaki en taze zenginlerden biri de Whatsapp’ı Facebook’a 22 milyar dolara satan Jan Koum556 milyon dolar bağış yapmış. Bu yıl ne kadar olacak göreceğiz. Şimdi sorayım: siz yapar mıydınız?
  • Gençlik ve Spor eski Bakanı Suat Kılıç’ın Twitter hesabı hack edildi (Sayın Kılıç blogumu okusaydı bunlar olmazdı).

suat-kilic

  • Fransa da Charlie Hebdo saldırısı bahanesiyle internet sansürünü yasalaştırmaya çalışıyor. François Hollande terör ve çocuk pornografisi içeren sitelere 24 saat içinde erişim engelleme getirilmesini talep ediyor. (bu tip girişimlerde araya çocuk pornosu sokmadan olmaz. Çünkü o varken kimse itiraz edemez, ‘diğer esas mesele’ de arada kaynar).
  • Diğer yandan son dönemde özellikle Ukrayna politikası yüzünden Avrupa ve ABD’nin hedefine oturan Rusya, sosyalizm dönemi sonrası en büyük ekonomik krizini yaşıyor. Politik manevralar da cabası. Tam bu dönemde Pravda kaynaklı bir haber kesinlikle ilginç. Buna göre Rusya 2001 yılında ABD’de gerçekleşen 11 Eylül saldırıları hakkında elindeki uydu görüntülerini de içeren delilleri paylaşacak. İddiaya göre bu belgeler saldırıların ABD istihbaratının bilgisi dahilinde ve kontrollü saldırılarla taşeron örgütlere yaptırılmış.
  • Benim gibi tekne meraklılarına müjde: Boat Show 2015, İstanbul CNR Fuar Merkezi’nde kapılarını açtı. Ziyaret için son gün 22 Şubat. Hepimizi heyecanlandıran motorun yaptığı dalga… Köpürtmesi… ANLAYAMAZSINIZ!

https://www.youtube.com/watch?v=H3hskbuFtVI

  • Geçen hafta Twitter en çok sansür talebi yapan ülkeleri sıralamıştı. Bu hafta da Facebook paylaştı. Neyse ki bu sefer listede Türkiye yok (şaka şaka).
  • Media Freedom, dünya sansür haritası oluşturdu.
  • Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın sınır tanımamakla suçladığı Sınır Tanımayan Gazeteciler Örgütü ise dünyada medyaya yönelik baskıların küresel haritasını yayımladı (Meraklısına: Türkiye 180 ülke arasında 149. sırada. En özgür Finlandiya birinci, en tutsak Eritre ise yüz sekseninci).
  • Bu hafta kabul edilen torba kanun uyarınca Başbakan ya da ilgili Bakanlar mahkeme kararı olmadan internette istediği içeriği Telekomünikasyon İletişim Başkanlığı üstünden erişime kapatabilecek. Kişisel veri gizliliği konusunda da düzenlemeler yer alıyor.
  • 131 ülkedeki 5 bin 692 fotoğrafçının gözünden 97 bin 912 kare arasından seçilen 2014’ün en iyi haber fotoğrafları bu sene de sahiplerini buldu. Singles kategorisinin birincisi Berkin Elvan’ı anma eylemlerinden bir kareyle Fotoğrafçı Bülent Kılıç oldu. Tebrikler.
Halk için emniyet, adalet için hizmet.
Halk için emniyet, adalet için hizmet.
  • Dünyanın ikinci büyük bankası HSBC’nin İsviçre hesapları bir grup gazeteci tarafından deşifre edilince ülke liderlerinden uyuşturucu kaçakçılarına kadar pek çok kişinin de kirli çamaşırları ortalığa dökülüp saçıldı. Türkiye 3 bin 105 kişiye ait 3,5 milyar dolar içeren mevduatla dünya sıralamasında 23. oldu (elbette bu 2007 yılındaki ve sadece HSBC’de açılmış hesaplardaki tutar. Toplamını varın siz hesap edin).
  • Deep Web denen internetin karanlık sokaklarının en büyük batakhanesi olarak kabul edilen Silk Road‘un kurucusu olduğu iddia edilen Ross Ulbricht çıkarıldığı mahkemede kendisine yöneltilen bütün ithamlardan suçlu bulunmuştu. Şimdiki soru şu: Ulbricht’in kimliği nasıl açığa çıktı? İşte ‘hain’ teknolojiler! (İpucu: sebep teknolojiden çok sarsaklığı)
  • İngiliz istihbarat kurumlarından GCHQ‘nun 7 yıl boyunca yasadışı yöntemlerle milyonlarca kişiyi dinleyerek, dijital ortamda takip ederek fişlediği ortaya çıktı. Kullanılan yöntem ve araçlar mahkeme kararıyla yasaklandı. Karar kurumun sitesinde de yayımlandı.
  • ABD Gizli Servisi dünya liderlerinin psikolojik tahlillerini yapıp fişlemiş. Açığa çıkan belgelerdeki tabirler ilginç.
  • Türkiye’de trafiğe kayıtlı araç sayısı 18 milyon 828 bin 721’e yükseldi.
  • Sürücüsüz araçlar İngiltere’de test sürüşlerine başladı.
  • Müzik ruhun gıdası derler ama yaşlılarda olay pek öyle değilmiş. Gençken ne dinlediyseniz yanınıza kar kalacak!
  • Dijitalleşen dünya bizi sarhoşa çevirdi ama analog tarafın keyfinde de eksilme yok. The Guardian oyuncaklardan plaklara fiziki objelerin dönüşüne yönelik güzel bir derleme yapmış (Bazı sunumlarımda da değindiğim gibi ‘artık sevdiğimiz çok az şeye dokunabiliyoruz’. Bu doğamıza aykırı!).

Bilim / Teknoloji / Yazılım / Donanım

  • Ay’a ayak basan ilk insan Neil Armstrong 2012 yılında hayatını kaybetmişti. Ohio’daki evini boşaltan ailesi dolabında Armstorng’a ait bir çanta buldu. İçinden Ay serüveninde kullandığı bir dizi alet edevat çıktı! Dileyen ABD’deki Ulusal Hava ve Uzay Müzesi’nde inceleyebilir.

ArmstrongPurseContent_final

  • 2007 yılındaki bir yazımda en kabadayısı 20 yıllık ömre sahip CD’lere kaydedilen fotoğraf ve videoların bir sonraki kuşağa nasıl aktarılacağını sormuştum. Fiziki anılarımızı bile korumakta zorlanıyorken hele. İnternetin Kurucu Babalarından (ve 2005’ten bu yana Google’ın Başkan Yardımcısı olarak görev yapan) Vint Cerf de bu haftaki bir röportajında aynı dertten yakındı ve bu dönemin gelecek kuşaklar için bir kayıp yüzyıl olabileceğinden bahsetti.
  • BTK verilerine göre Türkiye’de 2014 yılı Ocak ayında 69 milyon 797 bin olan mobil telefon abone sayısı, yılsonu itibariyle 71 milyon 888 bine yükselmiş. Aynı dönemde 3G abone sayısı 49 milyon 727 binden 58 milyon 329 bine, genişbant abone sayısı ise 33 milyon 318 binden 41 milyon 216 bine ulaşmış. Cep telefonundan internete bağlanan sayısı aynı dönemde yüzde 35 artışla 23 milyon 285 binden 31 milyonun üzerine çıkmış. Gerileyen tek rakam sabit telefon tarafında. 13 milyon 317 binden 12 milyon 340 bine düşüş söz konusu.
  • CISCO, 2014-2019 dönemine ait öngörü ve tespitlerini içeren raporunu yayımladı. Buna göre mobil internet trafiğinin ulaştığı aylık hacim 24,3 eksabayt. Dünya nüfusunun yüzde 69’u (5,2 milyar kişi) cep telefonu kullanıyor. Akılı telefon sayısı 4,6 milyar, standart cep telefonu sayısı ise 3,1 milyar adet olarak kayıtlara geçti. Devamı araştırmanın sayfalarında.
  • Google otomatik tamamlama hizmeti her boş vaktimde incelemek için kullandığım ve notlar çıkardığım bir mucize. Birileri de oturmuş ve Google’ın her harf için ilk hangi şirketi tavsiye ettiğini araştırmış. A: Amazon, Z: Zara. Arada kalanlar da burada.
  • Kredi kartı boyutundaki bilgisayar Raspberry Pi’ın yeni versiyonu Türkiye’de satışa sunuldu (112TL).
Raspberry Pi 2
Raspberry Pi 2
  • Cep telefonu dünyasının karının yüzde 93’ünü tek başına Apple alıyormuş.
  • Bu kadar gelir yetmemiş olacak ki Apple sızan bilgilere göre lisanssız aksesuar üretenlere karşı küresel bir operasyon başlatmış.
  • ABI Research tarafından yayımlanan bir rapora göre Android satışları bu yıl ilk defa düşüşe geçmiş (-%5).
  • Apple ayrıca bu hafta First Solar ile imzaladığı anlaşmayla taşınmaya hazırlandığı yeni şirket merkezinin enerjisini güneş panellerinden elde etme kararı aldı. Bedeli 850 milyon dolar (bir Türk olarak ister istemez kaç yılda amorti edeceğini düşündüm. Ciro / kar hesabı yapmadan duramayan milletin evlatlarıyız. Bu sohbetlerin olmazsa olmazı da “zenginin malı, züğürdün çenesi” klişesini patlatmak için fırsat kollayan kişidir).
  • Apple güneşe bel bağlar da Google durur mu? O da rüzgara yelken açıyor.
  • Adını anmışken değinelim; ABD’li yatırımcı Carl Icahn Apple’ın gerçek değerinin 1 trilyon dolar olduğunu iddia etti (kendisinin 6,5 milyar dolarlık Apple hissesine sahip olduğunu da ekleyeyim).
  • Şimdiye dek 400 dolar fiyatla sunulan Google Earth Pro bu hafta tamamen bedava olarak hizmete geçti (yükledikten sonra giriş için email adresinizi, şifre olarak da GEPFREE kodunu kullanmalısınız).

google-earth-pro

  • Hangimiz Coca-Cola’yı tavada kaynatıp içine iPhone atmadık ki? YOKSA SİZ YAPMADINIZ MI? En azından seyredin de öğrenin heyecandan bihaber pis fakirler!

  • Tencerede telefonu herkes kaynatır. Uçaktan Macbook Air atabilir misiniz peki? Yapmışlar (ve düştükten sonra hala çalışıyormuş).
  • Cep telefonlarımızla profesyonel (DSLR) kalitesinde fotoğraf performansı alabilir miyiz? Bunun için teknik olarak tek eksik lens: bir seçenek de Olympus Air.
  • 10 yıldır bilgisayarlarında Intel işlemcilerini kullanan Apple’ın yavaş yavaş -iPhone ve iPad’de olduğu gibi- kendi mimarisine geçmek istediği biliniyor. Intel yöneticileri buna “akıllı ol Apple sonra pişman olursun” şeklinde bir tepki verdi.
Aşkın kanununu yeniden yazalım mı tatlı qıs?
Rich Lee ile geri dönüşü olmayan bir yola var mısın tatlı qıs?
  • İnsanın en temel içgüdüsü olan cinsellik teknolojiden de nasibini alıyor. 32 yaşındaki Rich Lee’nin parmağındaki mıknatıs manyetik alanları tespit etmesini sağlıyor. Kulağına taktığı mıknatıslarla duyma yeteneğini arttırmış. Daha ötesindeki tavsiyelerle de cinsel ilişki performansını geliştirmiş. Biyolojik hack hareketinin en şehvetli temsilcisiyle tanışın.
  • Merakla beklediğim telefonlardan biri Samsung’un Galaxy S6 serisi. Ünlü teknoloji haber sitesi CNET’in Asya versiyonu Edge ve S6’ya ait olduğu iddia edilen fotoğraflara ulaştı ve yayımladı.

samsung

  • Ubuntu işletim sistemini kullanan ilk cep telefonu BQ Aquaris E4,5 teknoloji sitesi CNET tarafından incelendi.
  • Microsoft cep telefonları için Windows 10’un ön izleme sürümünü dağıtıma sundu.
  • Yeni nesil akıllı araçlar güncel teknolojilerden nasibini aldıkça sorunları da beraberinde getiriyor. ABD’li bir milletvekili tarafından yönetilen araştırmada kablosuz teknolojilerle donatılan 16 markaya ait modellerin kişisel bilgilerin çalınmasından uzaktan yönetilmeye kadar uzayan pek çok güvenlik açığına sahip olduğu ortaya çıktı.
  • Geçen sene Google tarafından satın alınan Boston Dynamics şaşırtıcı (ve bence ürpertici) robotlar üretmeye devam ediyor. Bu hafta Spot adlı model tanıtıldı. Her şey güzel ama istisnasız her yeni robot videosunda bir şey dikkatimi çekiyor. Kardeşim bu robotları niye tekmeleyip duruyorsunuz? HASTA MISINIZ? Denge mevhumunu anlatmanın başka yolu yok mudur? O aletlerin intikamı fena olur; demedi demeyin.

  • Robot demişken bu hafta Güney Kore’nin başkenti Seul’de yaşanan -hayli garip- bir olayı da kayıtlarımıza geçirelim. Bir ev hanımı dinlenmek için yere uzanır. Bundan habersiz otomatik elektrik süpürgesi evi süpürmeye başlayınca kadının saçlarını kapar (ve bırakmaz). Can havliyle (ve kafasında süpürgeyle) polisi arayan kadını kurtarmak için büyük bir ekip epey uğraşır. Basacaksın kıçına tekmeyi o robot süpürgenin bakalım bir daha yapıyor mu? Fakat kadınınki de nasıl bir uykuymuş ki yaklaşan süpürgeyi duyup uyanmamış? Haberin fotoğrafına güldüğümü itiraf ediyorum. Ayrıca o polis çağrısının ses kaydını istiyorum.
Robotların insanlığa yönelik kayıtlara geçen ilk saldırısının belgesi.
Üç Robot Yasası’ndan habersiz bir süpürgenin ettikleri. Makinaların ilk fırsatta insanlığa karşı ayaklanacağına inanmayanlara tokat gibi bir cevap.
  • Nikon’un 36.3 megapiksellik D810A modeli kızılötesi filtresi ve 15 dakikaya kadar enstantane ayarı başta olmak üzere gökyüzü fotoğrafçılarına has birçok özellik barındırıyor. 3 bin 700 euro.

0639508320.0.0

  • Sony’nin bu hafta tanıttığı cep telefonu Experia E4, tasarımı kadar 2 gün idare ettiği iddia edilen piliyle de dikkat çekiyor.
  • HD, Full HD, Ultra HD, 4K, 8K… Bitti mi diyorsunuz. ELBETTE HAYIRR! Buyrun 10328 x 7760 piksele. Yani 10K. Tam ekran yapıp izlemekte fayda var.

  • İnternetin mucidi DARPA yasadışı faaliyetleri takip edebilmek adına ‘deep web’ için özel bir arama motoru geliştirmiş.
  • Mobil cihazlardan ödeme yapma olayına önce Google el attı ama kaymağını Apple yedi. Google’ın şimdiki hedefi sesle ödeme. Siz yeter ki para harcamaya karar verin, gerisi kolay.
  • Microsoft bu hafta Windows 365 ismini tescil ettirdi. Haydi hayırlısı bakalım.

İnternet / Web Siteleri / Girişimler

  • Bu hafta çok garip bir araştırmaya denk geldim. İnsanlara neden Facebook kullandığını sormuşlar önemli bir kısmı cevap verememiş. Öyle ki Facebook’a girenlerin yüzde 11’i internete girmediğini belirtmiş (Facebook’u ne sanıyorsa artık?). Yine önemli bir kısım için internete girmek Facebook’a girmek anlamına geliyormuş (yani Facebook ve içinden çıkanlar dışında hiçbir şey bilmiyor). Gerçekten garip. Derya içre deryadan habersiz balık.
  • Özel video içeriği üretme konusundaki en yeni oyuncu cidden en beklenmedik olanı: Bittorrent.
  • Cameron Moll adlı bir tasarımcı (dünyanın en güzel köprülerinden) Brooklyn Köprüsü’nü 3 yıl boyunca inceler ve ilginç bir fikirle bezeyerek poster haline getirmeye karar verir. Bu hayali gerçeğe dönüştürmek için ihtiyaç duyduğu 10 bin doları toplamak için kitle fonlama sitesi Kickstarter’da bir proje açar. Epey de ilgi görür ve 587 destekçiden 65 bin dolara yakın para toplar. Buraya kadar hikaye enteresan değil. Ama sonrasında paraların ne olduğunu ayrıntılarıyla yazar. İşte bu pek görmediğimiz ve son derece faydalı bir kaynak. 65 bin dolar toplayıp sadece 5 bin dolar kar edebilmek nasıl olabilir görelim.
  • Esperanto’dan hayli ümitliydik ama görünen o ki evrensel dilimiz emoji olacak. Bu ebedi sürece bir katkı da dünyanın en büyük mobilya üreticilerinden biri olan IKEA’dan geldi.

  • Benim için müzik dinlemek çok bireysel bir eylem ama müziği temel alan sosyal ağları düşününce azımsanmayacak sayıda kişi için topluca da anlam ifade ettiği ortaya çıkıyor. Bu konuda Türkiye kökenli (fakat İngilizce) bir girişim de Listen Like Me.
  • Müzik merkezli, iyi düşünülmüş bir diğer yerli girişimse Radiooooo (Şahsi yorumum: Bir girişimin bu kadar zor adresi olmamalı. Dahası müzik merkezli dünyada küçük oyunculara artık yer yok. Maliyet hep artıyor, gelir hep düşüyor. Şahsi tavsiyem -uzun süre yakacak çok çok çok paranız yoksa- bu kategoriye enerji harcamayın)
  • Türk internetinde 1 milyar dolarlık bir satış mümkün mü? Doların son dalgalanmalarını düşününce cevabının daha da merak uyandırdığı bir soru.
  • Erhan Erdoğan Türkiye internetinin en etkin isimlerini bir listede derlemiş (derlemeye de devam ediyor). Aklınızda bulunsun, gün gelir lazım olur.

Screenshot-2015-02-09-13.37.17

  • Twitter bu hafta Curator adlı yeni bir içerik editörünü tanıttı. Daha önceden hizmete aldığı Timeline özelliğinin Storify tarzıyla güçlendirilmiş hali olarak da düşenebiliriz (henüz genel kullanıma açık değil ama Grammy için hazırlanan bir örneği inceleyebilirsiniz).
  • Bir diğer içerik oluşturma ve okuma seçeneği de Flipboard’dan geldi. Tablet ve telefonların vazgeçilmez uygulaması artık web üzerinden de kullanılabilecek.

  • Birçok yabancı site hakaret içerdikleri, faydasız oldukları ya da troll artığı içerdiği gerekçesiyle yorum özelliğini kapatmaya başladı (bizde de gazete siteleri kibirli yazarlarını bu şekilde -güya- koruyor). İsrailli bir e-dergi ise bambaşka bir şeyi deniyor: ücretli yorumlar! Yorum yapabilmek için günlük 2, aylık 18 ya da yıllık 180 dolar vermeniz gerekiyor.
  • Fast Company de 2015’in en inovatif 50 şirketini listelemiş. Elbette Apple ilk sırada (MI SANDINIZ?) Hayır efendim!
  • Cep telefonuyla mesaj göndermek mümkün. Peki duygu göndermek mümkün mü? TactSpace öyle olduğunu iddia ediyor.
  • Netflix bu hafta doğru dürüst interneti olmayan Küba’ya bile girdi ama Türkiye’ye giremedi. Telif haklarını temsil eden kurumları yarattıkları hak mahrumiyeti sebebiyle mahkemeye versek yeridir.
  • Dünyanın en büyük e-ticaret sitelerinden Alibaba, Çin’in akıllı telefon üreticisi Meizu‘ya 590 milyon dolarlık yatırım yaparak azınlık hissedar oldu.
  • Popüler bittorrent sitelerinden Kick Ass Torrents’in Somali’ye kayıtlı .so uzantılı alan adı yasaklanarak erişilemez hale geldi. Ben zaten .to uzantılı olanı kullanıyordum.
  • Dünyanın en değerli alan adlarına sahip olan ancak hiçbirini satmayan bir adam: Gary Millin. Hikayesi ilginç.
Cenk Uygur
Cenk Uygur
  • Cenk Uygur ismini hiç duydunuz mu bilemiyorum. Kendisi ABD / Los Angeles’ta yaşayan -İstanbul göçmeni- bir Türk. Young Turks (Genç Türkler) adlı video programı ve TYT Network adlı sitesiyle yıllardır kendi üslubunda bir habercilik yürüten, CNN, NBC gibi dev markalara kafa tutan, hakkında belgeseller çekilen, dünyanın en çok izlenilen haber yorumcusu; bir yeni medya virtüözü (bir ABD ziyaretimde tanışacaktım ama olmadı). Uygur yüzünü Facebook’a çeviriyor. Bu önemli gelişmenin olası etkilerini The Wall Street Journal incelemiş.
  • Bitcoin takas borsası olarak hizmet veren Hong Kong merkezli MyCoin sitesi 387 milyon doları buhar etti diyorlar. Bu ülkedeki ikinci vaka.
  • Yeryüzündeki en vahşi canlı türüyüz. Yayılmayı seviyoruz, kaynakları paylaşma konusunda isteksiziz ve beklentilerimize yönelik benciliz. Bunun doğal sonucu olarak doğal dengeyi bozuyor ve canlı türlerini yok ediyoruz. Birileri de bunu bir iş fikrine dönüştürüp yok olmaktaki canlıları dünya gözüyle görmemizi sağlıyor.
  • MIT (Massachusetts Institute of Technology) ilhamıyla geliştirilen Social Textiles yakın zamanda gördüğüm en ilginç girişimlerden biri oldu. Şeylerin interneti ile beşeri ağların karışımı gibi düşünebilirsiniz. Özetle giydiğiniz kıyafetler profiliniz oluyor ve uyumlu giysiler giren diğer insanlarla etkileşime geçiyor.

  • Sosyal ağlar hayattayken kolay ama ölünce işler değişiyor. Geçen haftaki özetlerde hatırlattığım ‘ölüm sonrası sosyal ağ sahipliği’ konusuna Facebook pratik bir çözüm getirdi: hesap varisi. Ölmeden belirleyeceğiniz bir başka Facebook kullanıcısı vefatınızın ardından hesabı devralarak kapatabilecek.
  • Sahi düşündünüz mü hiç o kaçınılmaz sonu? Şairin de dediği gibi “ne ölümden korkmak ayıp, ne de düşünmek ölümü”. Candy Chang’e kulak verelim mi?

  • Bir devrin sonu: Rapidshare kapanıyor! (linkler kurbağa olacak beyler).
  • Anahtar teslim kendi haftalık özetinize sahip olmak ister miydiniz? Körün istediği bir göz, Allah verdi iki göz: Revue!

Tasarım / İnovasyon

  • İnovatif fikirlere yönelik sürekli güncellenen bir Quora gönderisi. En inovatif fikirler en basit olanlar gibi geliyor bana. Aşağıdaki gibi (bu derdi ancak çeken bilir).

metro-merdiven

  • 3D yazıcıların yeni bir kullanım alanı daha var: kuyumculuk.
  • Türkiye’de tasarlanıp üretilen bir 3D yazıcımız da olduğunu biliyor muydunuz? Sizi R23D ile tanıştırayım. Hiç de fena görünmüyor. Sahip olmak isterseniz kullanım eğitimiyle beraber 3.850 TL.
  • İngiliz Posta Hizmeti’nin 3 boyutlu yazıcılarla üretilmiş ürünlerine de bir bakın derim.
  • Bu kategorinin başlığını oluşturan tasarım ve inovasyonun bir markanın algısı adına ne kadar önemli olduğunu Toyota’nın 3 tekerlekli (elektrikli) aracı i-ROAD‘u incelerken bir kere daha anladım. Kendini dengeleyerek düşmeyi engelleyen ve her türlü engebeli yolda ilerleyebilen bu yenilikçi araç şehir telaşında motosikletin pratikliğinin üstüne birkaç katman konfor ve güvenlik eklemiş. Bu ilk sürümü 3 saatte şarj oluyor ve 50 kilometre yol alabiliyor. Bir tanesine sahip olmayı kesinlikle isterdim.

  • Peki karda ulaşım için kızaklı bir bisiklete ne dersiniz? Ankaralı endüstriyel tasarım şirketi Venn tarafından tasarlanan Sno Bike‘a buyrun.

VENN-SNO-bike-designboom01

  • Dünyanın en küçük elektrikli scooter’ına ne dersiniz? ElectricMood‘a bir bakın derim. Ah bir fiyatı 995 dolar olmasaymış.

20150210153644-ELECTRICMOOD_with_brand

  • “Bana doğru dürüst şeylerle gel” diyorsanız buyrun size Feline. 155 kilo, 179 beygir. Ve sadece 280 bin dolar (Titanyum ve karbon-fiberi basınca böyle oluyor elbet).

  • Bu da yetmediyse bu hafta İsviçre’de düzenlenen Geneva Motor Show’da ortaya çıkan Quant F ile devam edelim. Elektrikli bir otomobilde 1.000 beygir güce ve 800 km menzile sahip olmak yeterince sıradışı olmalı. Saatte 300 km sürati de notlarımıza ekleyelim. 2,3 tonluk ağırlık ve 3,1 metre uzunlukla bunlar cidden şaşkınlık verici rakamlar.

QUANT-e

  • Dört tekerlekli dünyadan bir diğer inovatif haber de BMW’den. Alman üretici su püskürtme / enjeksiyon tabanlı yenilikçi motor bloğu soğutmasıyla performansta belirgin bir artış gerçekleştirmiş (BMW geçen ay CES’te de güneş enerjisine yönelik yeniliğini duyurmuştu). Bu motor ilk olarak bu yılki MotoGP yarışlarındaki M4 model güvenlik aracında kullanılacak. Gayet açıklayıcı bir kesit animasyonu da var. İzleyelim.

  • 9. hafta özetinde bahsettiğim 3D yazıcılarla otomobil üreten Local Motors şirketi bu hafta ABD’de düzenlenen Uluslararası Üretim Teknolojileri Fuarı‘nda ilk aracını izleyicilerinin önünde üretti. 44 saatte tamamlanan ve toplam 7 bin dolara mal olan imalat sonucunda ortaya 240 km menzilli ve saatte 65 km hız yapabilen bir araç çıktı. En ilginç ayrıntılardan biri aracın toplam 40 parçadan oluşmasıydı. Geleneksel otomobiller ortalama 20 bin parçadan oluşuyor.
  • Esas bomba: Apple otomobil üretecek diyorlar. Her aracın içine yerleşecek bir Apple ürünü bana daha mantıklı geliyor nedense (bir diğer çarpıcı iddiaysa Apple’ın müzik yapım şirketi kurma niyeti. Amazon yayınevine dönüşüyorsa bu da gayet olası).
  • Hayata geçmek için 2014 Haziran’ında Indiegogo sitesinde fon toplayan ancak hedeflediği 30 bin paunda ulaşamayan The Observatory adlı inovatif yaşam alanı tasarımı neredeyse hiç ilgi görmeyerek kitle fonlama tarihine karışmıştı. Meğer arkasındaki isimler pes etmemiş ve bir tanesini inşa etmiş ve İngiltere’nin South Downs Milli Parkı’na yerleştirmiş. Sibirya Kara Çam ağacından dış cephesi Japonların meşhur Shou Sugi Ban tekniğiyle işlenmiş. Oturduğu çelik konstrüksiyon üstünde istediğiniz yöne çevirebiliyorsunuz. Çatısındaki panellerle enerjisini güneşten kendi üretiyor. Banyosu, tuvaleti; hatta şöminesi bile var. Daha ne olsun?
Ağaç ev Dom'up kurulduğunda böyle bir görünüme sahip oluyor.
Ağaç ev Dom’up kurulduğunda böyle bir görünüme sahip oluyor.
  • Hangimiz çocukluğunda bir ağaç evin hayalini kurmadı? Hollandalı Bruno de Grunne ve Nicolas d’Ursel tarafından geliştirilen Dom’up adlı tasarım bunu mümkün kılıyor. Üstelik alabildiğine cazip bir halde. Galvaniz çelikten gövde, ahşap parke döşemesiyle gayet dayanıklı. 2 günde kuruluyor ancak 5 yılda bir yenilenmesi gerekiyor. Günahı 25 bin euro.
  • Taşınabilir cihazların doğal yuvası olan çantalarımız da yavaş yavaş akıllanıyor. İçindekileri şarj eden bir çanta hiç de fena olmaz, değil mi? Leoht tam da onu yapacak.

original_3

Kültür / Sanat / Sinema / TV

  • Sadece halkaları kullanarak film afişlerini yeniden tasarlamak mümkün mü? Nick Barclay denemiş. Fena da olmamış. Birkaçına bakalım.

  • Philip K. Dick tarafından yazılan ve 2002 yılında Steven Spielberg tarafından sinemaya uyarlanan Minority Report (Azınlık Raporu) filmi bu yıl dizi formatında ekrana gelecek.
  • İnsanın sanattaki serüvenine az-çok aşinayız. Peki teknolojinin ürettiği sanat nasıl olur? Bunu ayrıca bir yazıda derleyeceğim ilk fırsatta ama o zamana kadar 300 Android cihazın Beethoven icrasına kulak verelim. Yer Japonya’nın Başkenti Tokyo’daki Omotesando Tepesi.

  • Bu hafta Optimist Kitap’ın Obje serisine ait Motosiklet kitabına başladım. Motosikletin sadece kökeni ve tasarımını değil; yarattığı kültürü ve yan unsurlarını da işliyor.
  • Bu hafta bitirdiğim bir diğer kitap da Volkan Dalyan tarafından yazılan Katil Slaytlar adlı kitap oldu. Sunum yapanlar, yapacaklar için ekrana yansıtılacak içeriğin nasıl olması ve olmaması gerektiğini anlatan, başlangıç seviyesindekiler için son derece faydalı olduğunu düşündüğüm bir kaynak olmuş. Küçük dokunuşların ne kadar fark yarattığını göstermesi açısından güzel (kendi birikimlerimin bir kısmını ayrı bir yazıda paylaşmıştım).
  • Şu ara 1990’da aramızdan ayrılan İtalyan Mucit ve Tasarımcı Bruno Munari‘nin Design as Art kitabını okuyorum. Tasarım meraklıları için her sayfası ayrı derecede lezzetli.
  • Birçok listede sinema tarihinin en iyi filmi seçilen (ki boşuna değil) 1941 yapımı Orson Welles imzalı Citizen Kane (Yurttaş Kane) filminde içinde geçen bütün Kane’leri sıralayan ilginç bir montaja denk geldim.

  • Uzun zamandır beklediğim Atari: Game Over belgeselini bu hafta ancak izleyebilidim. Bir Atari efsanesini kafaya takan bir avuç nerd’ü konu alıyor. 1982 yılında Atari büyük başarı kazanan E. T. filminin oyun hakkını 22 milyon dolara satın alır. Herkesin çılgınca oyun satın alacağı Noel’e yetişsin diye 5 hafta gibi inanılmaz bir sürede yazdırır. Fakat oyun (Yönetmen Steven Spielberg’ün de onayını almış olmasına rağmen) o kadar başarısız olur ki şirket satmak için ürettiği kartuşların tamamını çöle gömer (kelime anlamıyla). Oyunun geliştircisi bunalıma girerek kariyerini sonlandırır ve emlakçılık yapmaya başlar. Atari yüz milyonlarca dolar zararla iflasa sürüklenir. Birçok değerlendirmede E. T. tarihin en kötü oyunu olarak kayda geçer. İşte bu belgesel bu olayı gururuna yediremeyenlerin öyküsü. Belirlenen hedef gömüldüğü yeri bulup özel izinle kazı gerçekleştirip gömülen kartuşları yer üstüne çıkartmaktır. Oyun tarihi, seksenli yıllar, Atari, kapitalizm, girişimcilik ve (ABD dışında neredeyse hiçbir yerde karşılığı olmayan) gerçek nerd ruhunun belgesi. Seyredin!

https://www.youtube.com/watch?v=rIaWAyHIqok

  • Bu kadar Atari deyince kendimi tutamadım.
  • Yıllar önce ‘paylaşım vergisi’ başlığı altında belirli bir bedel karşılığında her içeriğe yasal olarak ulaşacağımız yapılardan söz etmiştim. Dijital içeriğin yeni halleri neredeyse bu yapıyı standartlaştırdı. Aldığı yatırımlarla ses getiren Scribd ayda 9 dolara sınırsız sesli kitap ve çizgi roman sunmaya başladı (buna üye kaldığınız süre boyu kiralama modeli olarak bakabilirsiniz). Deneme süresi olarak belirlenen ilk ay bedava. Korsandan dert yananlar böyle çözümler geliştirmeli işte.
  • Bu kategorinin konusu değil ama yıllık abonelik falan deyince denk düştü. ABD’de bir hamburgerci 144 dolar karşılığında yıl boyunca her gün 1 hamburger menüsü veriyor. Gerçek karşılığı 4 bin 380 dolarmış. Abonelikle yemek meselesi ilginç (bizde daha çok diyet ve detoks için kullanılıyor).
  • Daft Punk başarısını neye borçlu dersiniz? Elbette bu klavyeye! (kodlara göz atmanızı tavsiye ederim).
Seviye Tespit Sınavı

İlk haftadan beri özetleri ilgiyle takip eden ve tavsiyelerini esirgemeyen Özgür Alaz, denk geldiği bir sayfadan aldığı ilhamla güzel bir fikir verdi. 10 soruluk küçük bir test var sırada. Bakalım henüz bitirdiğiniz konuların ne kadarı aklınızda yer etmiş?

  1. Grammy Ödülleri’nde kitle fonlamayla hayata geçmiş kaç müzik albümü yer alıyordu?
  2. HSBC’nin İsviçre’deki gizli hesaplarında Türkiye kökenli müşterilerin toplam mevduatı ne kadardı?
  3. Google otomatik tamamlama hizmetinde I harfine karşılık gelen şirket hangisiydi?
  4. Ubuntu işletim sistemini kullanan ilk cep telefonunun markası neydi?
  5. 1 milyar dolar değerle satılma ihtimali olan Türk sitesinin ismini hatırlayan?
  6. Fast Company’nin en inovatif şirketler listesinde ilk sırada hangi marka vardı?
  7. Toyota’nın 3 tekerlekli yeni aracının ismi?
  8. Atari oyununu yapmak için E.T. filmi için ne kadar telif ödemişti?
  9. En özgür basına sahip ülke hangisiydi?
  10. Elektrikli otomobil Quant F’nin menzili kaç kilometreydi?

Şimdi performansınızı (yani cevapları) merak ediyorsunuz, değil mi? Hepsi yukarıda satır aralarında! Tembellik yok!

Bilgisayar efekti denen sanatın ulaştığı noktaya dair ibretlik bir belgeyle kapatıyoruz.

https://www.youtube.com/watch?v=TGI4oz1QnZo

Bu derleme hoşunuza gittiyse hemen altta yer alan sosyal medya düğmeleri aracılığıyla paylaşarak ilgilenebilecek dostlarınızı haberdar edebilirsiniz. Yeni yazılardan öncelikli haberdar olmak için yine aşağıda yer alan ‘yeni yazılardan ilk sen haberdar ol’ bölümüne e-posta adresinizi girmeniz yeterli.

Fikirlerinizi, katkılarınızı ve gözümden kaçan gelişmeleri yorumlarınızda beklerim.

Hepinize iyi Pazarlar.

44 Yorum

  • Serdar Bey, “şeylerin interneti” ve “nesnelerin interneti” çeviri kargaşasında ilk “şeyler” çevirisini desteklediğinizi görüyoruz. Ancak Google’da tırnak içi arama sonuçlarında nesnelerin 38,500’e 6,330 gibi bir üstünlüğü var. Sanki sektör daha çok “nesnelerin interneti” çevirisini kullanıyor. Benim kulağıma da nesneler daha hoş geliyor. Evdeki objelerin internete girmesi olayında da nesnenin kullanılması daha mantıklı duruyor gibi geldi bana. Sizin bu konudaki fikriniz nedir?

    • ‘Thing’ teriminin Türkçede karşığı ‘şey’dir. Nesnenin karşığı ise ‘object’tir. Internet of Objects demeyi emin olun onlar da bilirdi ama ‘things’ denmesinin bir sebebi var. Her şey bir obje değil ama her şey bir ‘şey’ nihayetinde.

      Google 1 trilyon sonuç getirse de ‘Internet of Things’ kelime anlamıyla ‘Şeylerin İnterneti’dir. Gerisi umrumda değil.

      Her ‘şeyi’ kulağa anlamlı, gösterişli hale getirme telaşımız daha ne garipliklere sebep olacak bakalım.

  • Özetlerinizde 3D yazıcılara yine denk gelince 3D tarayıcılarla ilgili bir güzellik hatırladım. ikizin.com adresinde görebileceğimiz, bizi 3D tarayıp biblomuzu yapıyorlar. Güzel muhafaza edebilirsek eğer kendimize 10 sene sonrası için güzel bir hediye de olur. (Bu arada site ile ilişkim 0, reklam sanılmasın lütfen. )

  • Her paragrafın altına paylaş / eposta gönder imkanı olsa süper olur. Bilgi paylaşarak yayılır. Teşekkürler harika yazı için.

  • Bağış butonu güzel olmuş da siteye reklam almak daha güzel olabilir bence. Mesela ben sevdiğim bazı Android uygulamalarının reklamlarına ölçüyü kaçırmayacak şekilde düzenli olarak tıklıyorum. Bir Android geliştiricisi olarak da kendi uygulamamın kullanıcılarından da bunu bekliyorum. Siteninin düzenli okuyucularından biri olarak AdBlock’u durduracağıma söz verebilirim.

    • Gerçekte ilgilenilmeyen reklamlara hayır amaçlı tıklamak mecraya (ve internet reklamcılığına) uzun vadede zarar verir. Reklamveren şirket o sitede tıklanan reklamlar satışa dönmedikçe tarifesini düşürür; hatta uzun vadede reklam için tercih etmemeye başlayabilir.

      Yayıncıya katkıda bulunmak, destek olmak için bağış çok daha doğrudan ve kontrollü bir yöntem. Reklamın hedefiyse tüketiciyi haberdar etmek ve bilgilendirmek.

  • yahu bu yazı bitince üzülüyorum. Pazar günleri yaptığım en anlamlı en olumlu şey sizin yazınlarınızı okumak heralde..

  • Amim yine çok güzel olmuş özet zihninize sağlık. Şunlarıda belirtiyim;
    – TDK ne derse desin, ben ” ˆ ” ve benzeri uzatma işaretleri, anlamı açıklaştıran kuvvetlendiren simgelerin kullanımından yanayım. (dünyasının karının yüzde 93’ünü )
    – TYT’yi iki yıldır takip ediyorum önce VICE sonra TYT, onlarda birbirlerini takip ediyorlar zaten, birbirini gözeten iki güzel girişim, tabi VICE aldı yürüdü.

  • PayPal konusu açılmışken yazmak istedim. ben uzun süredir paypal i kullanıyorum çok aktif kullandığımı söyleyemem ama kullanıyorum. hemen hemen ilk çıktığı dönemden itibaren google wallet i de deniyorum bir iki kitap almak google voice ye para yüklemek dışında adını bile unutturuyor açıkçası benim için, apple pay i denemedim bilemiyorum ama ödeme işlemlerinin daha farklı olmasını umuyorum. Amirim sizinde belirttiğiniz gibi insanın dokunmaya ihtiyacı var ben bu noktada afrikadaki gsm operatörleri aracılığıyla yapılan fiziksel ve dijital karışımı ödeme sistemlerini daha yakın buluyorum kendime, hala kredi kartı kullanmamakta ısrar eden biri olarak yeni bir ödeme şeklinin geliştirilmesini umuyorum daha özgür, kolay, insanın binlerce yıldır oluşturduğu alışveriş kültürüne hitap eden,,,

  • Yazının başında bahsettiğiniz kanun tasarısı henüz yasalaşmadı. Yalnızca komisyonda kabul edildi. Tabi bu demek değil ki yasalaşmayacak. Önümüzdeki 1 ay içinde meclisten de geçer. ancak şimdi sıra “iç ‘güvenlik’ paketi”nde..

  • Uzun ve yine doyurucu yazı için teşekkürler Amirim. Bir tür hayır işi yapıyorsunuz, sanal dünyaya özgü. Torba kanun ile ilgili bir şey eklemek isterim. Tasarı, teknik olarak henüz kanunlaşmadı. Yalnızca komisyonda bir metin kabul edildi. Yasa haline gelmesi için TBMM Genel Kurulu’nda görüşülerek kabul edilmesi gerekiyor. Yayın organları, “torba yasa kabul edildi” diyerek yanlış yönlendiriyorlar.

  • Elinize sağlık, çok güzeldi. Ancak özellikle İngilizce içerikleri İngilizce bilmeyen takipçileriniz için biraz daha açıklayıcı bilgi ile servis ederseniz harika olur. Elinizden geldiğince elbette.

  • Pockete atıp beklemeye almadığım nadir yazılardan bu seri, severek okuyoruz (ailecek değil)

    Test için cevaplarım: dilimin ucunda :)

    böyle devam ederse change.org’da satır arası yorumlar için bir imza kampanyası başlatacağım bilginiz olsun.

    Türkiye’deki yerli teknoloji girişimlerimizin multi milyonluk -olursa milyarlık- satışlarını iyi bir başarı olarak görmüyorum. Ekosistemin daha güçlü olabilmesi için dünyada söz sahibi tamamı satılmamış yerli girişimlerin büyümesi gerektiğini düşünüyorum.

    Bir süredir kickass.so ya erişemiyordum işin garibi hiç araştırmadım. to uzantısından devam ederim artık, teşekkürler.

    öldükten sonra sadece sosyal ağlar değil internetteki varlığımız için komple bir yönetim aracına ihtiyaç var. Tam olarak bunun karşılığı var mı bilmiyorum ama bunun için ücretli bir hizmet girişimi şu zamanlar olmasa da daha sonra çok tutar gibi. Misal bir twitter fenomeni hesabı, boğazda yalının boşa çıkması gibi bir şey olur.

    Tek kişilik arabaları kesinlikle destekliyorum, birçok araç çoğunlukla tek kişi tarafından biniliyor. trafikten öte, üretim ve tüketim masrafları büyük israf.

    Uzun yorum yapmayayım diyorum ama tutamıyorum kendimi, aynı performansı blog tutmak için sergilesem güzel olur.

    Konu dışı: not tutmak için bir yazınız var mı? ya da yazmayı düşünüyor musunuz? O konuya dair bir yazınızı bulamadım zira.

    Bir tavsiye: her hafta okuduklarınız arasından bir kitap önerisi de yapsanız güzel olmaz mı? illa o hafta okumuş olmanıza gerek yok, eski okuduklarınız da olur. Bu kısa(!) yazıları okumaya alıştırdınız, kitap alışkanlığı oluşturmanız da olası.

  • Ekipler amirim yine güzel bir derleme yapmışsınız.
    Jan Koom Whatsapp’ın tam 40’da 1 zekatını vermiş. Müslüman mı yoksa başka inanışlarda da 1/40 uygulaması mı var bilemiyorum.
    En iyi haber fotoğrafları ödülüne -O.Pamuk’un nobeli gibi- keşke siyasi yönü olmadığını düşünerek sevinebilseydim. Bir tane de ülke itibarını olumlu etkileyen şeye ödül verselerde sevinsek.
    Yazının kalanındaki inovasyonlar bölümü son derece keyifliydi. Deneyebileceğimiz bir ürün de olsa iyiydi.

  • Yine dünya akıp gitmiş biz de böyle bakmışız gibi. Yerel pek dişe kovuğa takılır bi şey yok bizim adımıza. Aslında olay zaten global düşünüp sonra bölgesel almakta. Lakin, Sidar Şahin’i bilirsiniz. O bi röportajında “mahalleden dünyaya açılmak” demişti. Kendi oyunlarını da öyle pazarladığını söylemişti. Şimdi biz global mi başlayalım, yöresel mi o girişim aklımı karıştırdı. Neyse. Şimdilik imkanlarımız diyelim ve sonraları için dua edelim, güzel ümitler besleyelim, güzel şeyleri düşünüp yapmaya çalışalım… Bu arada “haberdar ol” eklentisi mi kullanıyorsunuz bilmiyorum ama öyle bi şeyi nasıl yapabilirim? Siteye giren uçup gidiyor. Bilgilendirirseniz sevinirim. İyi bloglamalar.

  • Merhaba. Mobilden bağlanıyorum. Çoğu video hacking videosu olarak görülüyor. Bilginize.

    Bu arada, uzun yıllardır sizi takip ediyorum. Az önce Wolverine izliyordum da Hugh Jackmam i andırıyorsunuz valla.

  • Merhaba internet amirim; 16. Haftanın özetinde yorumumu yazarken şu değerli bloğuna ücretli yorum aldırmadığın için panik havasında teşekkür ediyorum. 10 soruluk testin 8’ini rahatlıkla cevapladım. ödül beklemedim desem yalan yolur :)

    bağış yapar mıydınız diye sormuşsun? aslında ihtiyaç fazlası para diye bir şey yoktur ama hayatımız da kum saati gibi parayı mezarda toprak kaymasın diye tuğla niyetine kullanacak değiliz ya, elbetteki bağışlayacağız.

    çocuğa 100.000 avroluk tekne aldırıyorlar ben üniversiteye gitmek için bazı günler üniversiteye gidemedim bırakın girişimcilik fonlarını:) ama para sabun gibidir, siz anlayamazsınız:)

    bakanların kanun üstü site kapatma yetkilerini adil bulmuyorum, zaten kim sordu ki:))

    Bir revue hesabı edindim ama ne yazsam ki amirle rekabet edilmez şimdi! :)) ‘bir sigara versene’ & ya da ‘kane’ olayı var ya ‘Bir tanesine sahip olmayı kesinlikle isterdim.’ diye biten bütün özetlerini gözden geçirebilirim bak:)))

    aslında 3D yazıcılarla mobilya işine girebilirdim az da olsa autocad kullanabiliyorken:)

    300 android cihazın icsasından sonra alkış çalmak benim youtubeda ki her parça için ıslık çalarak alkış tutmama benzamiş:)

    yüz efektlerine bayıldım horro film: face hacking

  • Bu haftaki özet için teşekkür ederim.
    Amirim, izninizle kısa süre önce dinlemeye başladığım iki tane Türkçe podcast önermek istiyorum. Sizin podcastleri sevdiğinizi biliyorum. Ben de sizin gibi bir podcast delisiyim. Amerika’da podcast çılgınlığı yaşansa da ne yazık ki bize sirayet etmedi. Radyoların tekrar yayını niyetine kullandıklarını dışarıda bırakırsak eliyüzü düzgün Türkçe podcastler bir elin parmağını geçmiyor. Sizin bir ara podcast yapma niyetiniz vardı. Duyduğumda çok sevinmiştim ama zamansızlıktan iptal ettiniz sanırım.

    Podcastlerden biri “Bilim Kazanı”: Adından da anlaşılacağı gibi bilimsel konularda yayın yapan bir podcast. Alanlarında uzman, Harvard’da doktora çalışmalarını yapan 3 kişi tarafından hazırlanıyor. İkisi kısa süre önce doktoralarını aldılar gerçi.

    https://itunes.apple.com/us/podcast/bilim-kazani/id597080362?mt=2

    İkincisi “Gerisi Hikaye”: Korkunun edebiyat ve siema gibi mecralardaki izdüşümlerini inceliyorlar. Bilim Kazanına göre daha düzenli yayın yapıyorlar. Her ne kadar hazırlayanlardan birinin baskın olma hevesi olsa da dinlenebiliyor. Sümerlerdeki bir olgunun günümüze kadar kimlik değiştirerek nasıl geldiğini anlatan bölümleri de var.

    https://itunes.apple.com/us/podcast/gerisi-hikaye-korku-konusmalar/id946065430?mt=2

    Bu iki yayınla ilgim yok. Buradan görüp de podcastleri takip etmeye başlayanlar olur diye yazdım. Daha çok dinlenirlerse daha şevkle yeni podcastler hazırlayabilirler. Belki onları görüp podcast hazırlayacak yeni insanlar da çıkabilir (umarım.)

    • Bilim Kazanı’nı çok eskiden dinlediğimi hatırlıyorum. Hala devam ettiğini bilmek hoşuma gitti. Diğerini de ilk fırsatta inceleyeceğim. Konusu gayet keyifli geldi.

  • Amirim sizinle şu haftalık özet format işini konuşabilir miyim ? Ben 1. haftadan beridir takip ediyorum, yani aslında bloğu hep takip ediyordum, hatta şu instagrama attığınız yemeklerden de dargınım, gelin bir yemek yiyelim öğrenci mekanında ama ben ısmarlayayım internet konuşalım.(Hisarüstü)

  • Okumayı Pazartesi’ye bırakmakta fena olmuyor doğrusu. Okuma, izleme ve dinlemeyi internette (tv izlemeyenler) zaman geçirenler için sunduğunuz ortam/içerik pek zevkli, sanıyorum en can alıcı noktası, bir medya ekibi tarafından değil de bir kişi tarafından ele alınması olabilir mi? Sanki öyle. Bir başınıza çok mesai ayırdığınızı düşünüyorum, emeğinize sağlık. Anket için: Tüm yazılarınızı okudum, hepsini hatırlıyorum.

  • amirim, eski i3 bilgisayarım sizin yüzünüzden kapanıp duruyor:)
    Şu format işine bir düzenleme getirseniz de kapanmayan,donmayan ve yavaşlamayan özetler okuyabilsek.

  • Abi neler olmuş böyle bir hafta içinde?
    Bu kadar çok gelişmeyi takip etmek şöyle bir yana dursun, hepsini hatırlamak bile güç/zor oluyor.

    Şu tekmelenen robot olayı, benim de aklıma gelecekte alınacak intikamın görüntüleri gelmedi değil.
    Bir de yüreğim burkuluyor sanki. :)

  • Sevgili Serdar Abi,

    Cep telefonları için harici optik lens üreten ilk çözüm Olympus’a ait değil. Yaklaşık iki yıl kadar önce Sony sony QX10 lens ailesi ile bunu yaptı. Gayet de başarılı.

  • Yazıları kopyalamak istediğim zaman twitterda paylaşma sayfası açılıyor. Bu gerçekten benim gibi yazıları devamlı bu şekilde yaparak okuyanlar için büyük işkence.

    • Bana da yazıları kopyalayarak okuma işkence gibi geldi açıkçası. Bunun için her yazının altında Pocket linki bulunuyor. Kesinlikle tavsiye ederim.

  • O zaman da yorumlar kısmı gözükmüyor doğal olarak bence herkes kolaylıkla yazıyı kopyalayıp twitterda paylaşabilir ve bu şeklide kendimiz google da aramak istediğimiz birşey olduğunda da büyük sıkıntı oluyor. Hiç düşündünüz mü bilmiyorum ama bu çocuklar bu yazıları nasıl kopyalayacak? Ayrıca tavsiyeniz için teşekkürler bundan sonra kopyalamadan okumaya çalışacağım bu beni fazla yavaşlatıyor olabilir ve şöyle bir düşününce gereksiz.

    • Yazıları siteden gayet rahat okuyabiliyor, pocket’a atıp başka zaman okuyabiliyor, sağ tıklayarak kopyalayabiliyor (seçtikten sonra ctrl+C) ve Google’da arama yapabiliyorum. Denemek için yüklediğim o eklenti bunların hiçbirine engel değil. 1 hafta sonra benzer başka biriyle devam edeceğim. Belki onda başka pratikler olur.

  • Motosiklet kitabına başladığınızı öğrenince, haddim olmayarak size bir kitap tavsiye etmek istiyorum. Gerçi kitap demeye bin şahit ister, gerçek bir yaşam formu.
    “Zen ve Motosiklet Bakım Sanatı-Değerlerin Sorgulanması.”
    Okumuş olma ihtimaliniz çok yüksek ama benim için bahsinin geçmesi bile heyecan verici.
    Ayrıca ilgilenenler için yeni bir ufuk olabilir.

    • Çok eskiden okumuştum. Kullanım kılavuzlarıyla ilgili bölümü hala aklımdadır. Yine de teşekkür ederim hatırlatma için. Belki bu yorumları okuyan diğerlerine katkısı olur.

Yorum yazmak için tıklayın

Yorumunuz:

e-Bülten Aboneliği