Gözden Kaçanlar: Ege’nin bir köyüne yerleşip e-ticaretle uğraşmak

Malum hayali gerçekleştirenlerden biri olan Atakan Uslu'ya köy hayatını ve e-ticareti sorduk.

Haber Özeti

Tam Sürüm

Gözden Kaçanlar” serimizde fotoğraftan kripto paraya, sinemadan gen düzenlemelerine kadar, akla gelebilecek her alandan farklı isimlere gözden kaçanlar hakkında 4 soru sorup kısa ve net cevaplar alıyoruz.

Bu kez konu -yaz mevsiminin de etkisiyle- ani bir kararla işinden ayrılıp bir köye yahut sahil kasabasına yerleşmeyi düşünenleri ilgilendiriyor. Editörlük yapan Atakan Uslu, babasının da öğretmenlikten emekli olmasıyla, Aydın‘ın Yenipazar taraflarına yol almış ve e-ticaret girişimi Ege Usulü‘nü kurmuş. Benzer hayaller kuranlar adına sorduk:

“Ege’nin bir köyüne yerleşme” hayali kurarken, o hayalin heyecanıyla gözden kaçırdığınız şeyler neler olabilir? İyi hesaplayamadığınız, öngöremediğiniz ne gibi zorluklar çıktı?

Picasso‘nun dediği gibi, hayal edebildiğiniz her şey gerçektir. Bize düşen tek şey bu noktada sabırlı olmak oluyor. Çünkü biliyoruz ki güzel şeyler zaman alıyor. Aklımıza gelmeyen, iyi hesaplayamadığımız ya da öngöremediğimiz şeyler her zaman oluyor. Ancak buradaki yaşantımızı olumsuz etkileyecek ya da hayati önemi taşıyan herhangi bir zorlukla karşılaşmıyoruz. Küçük eksiklikleri de internet ortamında ya da ulaşım kolaylıkları sayesinde kolayca giderebiliyoruz. Temel ihtiyaçlarımızı ise bulunduğumuz ortamda en doğal bir şekilde, doğrudan üreten insanlardan, tanıdıklarımızdan temin edebiliyoruz. Bunun yanı sıra şehirden ziyaretimize gelen dostlarımız da düşündükleri ihtiyaç malzemeleriyle -sağ olsunlar- elleri dolu dolu bir şekilde geldikleri için herhangi bir ihtiyaç kalmıyor :)

Aynı şekilde “bu kadarını hayal bile etmemiştim” dediğiniz güzellikleri neler?

O kadar çok ki… Buraya yerleştikten sonra bize alışan ve her sabah bizi uyandıran Bulut ile 5 yavrusuna birden sergilediği, her gün şahit olduğumuz annelik duygularından bahsederek başlayabilirim mesela. Ya da sık sık bahçemizde dolaşan kirpi ve kaplumbağalardan… Burada en çok doğadaki dostlarımızı görüyoruz. Geceleri afiyetle salatalık fidelerimizi sürgün yerlerinden yiyen kaplumbağalarla aramız biraz limoni olsa da şikayetçi olmaya hakkımız olmadığını düşünüyoruz. Neticede onlar bizim değil, biz onların yaşam alanını işgal ediyoruz. Ayrıca akşam üzeri şehrin aksine arada hiçbir bina olmadan güneşi doğrudan görebiliyor olmak, bize gerçek zenginliği hissettiriyor. Ya da akşam serinliğinde toprakla uğraşmak ve doğaya karşı balkonumuzda yaptığımız bir sabah kahvaltısı paha biçemediğimiz güzelliklerin en başındalar. Gecelerin huzur verici sessizliğine de değinmeden geçmek istemem.

E-ticarette tutunmak için aştığınız, hâlâ aşmaya çalıştığınız engel ve zorluklar neler?

E-ticaret alanımız “gıda” olduğundan neredeyse her ürünümüz için ayrı ayrı üzerinde kafa yormamız gereken ambalaj konusu var. Çoğu şeyi deneyerek kendimiz çözüme kavuşturduk. Her ürünün ayrı bir saklanma ve kargo gönderimi için ambalajlanma biçimi oluyor. Bu da söz konusu gıda olduğu için, kesinlikle basite indirgenecek bir konu değil. Bazen resmi yükümlülükler hakkındaki bilgilere kolayca ulaşamıyor olmak da bizi zorlayabiliyor. Neticede babamın emekliliğinin öncesinden gelen bir hayalimiz, doğa merakımız, toprakla uğraşma isteğimiz ve bu bölgedeki ürünlerimizi dışarıya ulaştıracak e-ticaret planımız vardı. “Yapacağız” diyorduk, “Bize 4 mevsim birbirinden doğal ürünler veren bu topraklara karşı bir sorumluluğumuz olmalı” diye düşünüyorduk ama nasıl olacaktı? Araştırdık, uğraştık, deneyimledik, çözüme kavuşturduk. Bir düzen ortaya çıkardık. Bize ulaşan her sipariş bildirimi için koşturmanın sonrasında Türkiye’nin farklı şehirlerinden edindiğimiz dostlarımızdan gelen ve yeri geldiğinde tekrar tekrar sipariş verenlerin ilettiği teşekkür mesajları, bizim için her şeye değdiğinin en net ve en güzel göstergesi oluyor.

Bugünkü şartlarda “Tamamdır, burada tutundum, dönmek gibi bir ihtimal yok” diyebiliyor musunuz? Korku, endişe, örneğin şehre özlem oluyor mu?

Kesinlikle herhangi bir ‘şehir özlemi’, korkumuz ya da endişemiz olmuyor. Şehirdeki hareketlilikle kirli havanın aksine buradaki sessizlik ve temiz hava, “iyi ki buradayız” dedirtiyor. Ancak aynı zamanda e-ticaret faaliyetleri şehirle bağlantıyı tamamen kesmememizi, sık sık kargo gönderimi için şehre gidip gelmemizi gerektiriyor. Bu görev de tabii aile şirketimizin görünen yüzü olarak bana düşüyor :) Bu macerada unutmuyoruz ki hayat, fırsatları bekletmek ve hayallerimizi ertelemek için fazla kısaArkanıza yaslanın, hayalinizi kurun ve gerçeğe dönüştürün. Biz öyle yaptık.

"Gözden Kaçanlar" serimizde fotoğraftan kripto paraya, sinemadan gen düzenlemelerine kadar, akla gelebilecek her alandan farklı isimlere gözden kaçanlar hakkında 4 soru sorup kısa ve net cevaplar alıyoruz.

Bu kez konu -yaz mevsiminin de etkisiyle- ani bir kararla işinden ayrılıp bir köye yahut sahil kasabasına yerleşmeyi düşünenleri ilgilendiriyor. Editörlük yapan Atakan Uslu, babasının da öğretmenlikten emekli olmasıyla, Aydın'ın Yenipazar taraflarına yol almış ve e-ticaret girişimi Ege Usulü'nü kurmuş. Benzer hayaller kuranlar adına sorduk.

1 Yorum

Yorum yazmak için tıklayın

Yorumunuz:

e-Bülten Aboneliği