Yuval Noah Harari ile insanlık ve geleceği üstüne söyleşi

Sapiens ve Homo Deus adlı kitaplarıyla gündeme gelen Tarihçi Yuval Noah Harari ile gerçekleştirdiğimiz özel (video) söyleşide insanın yolculuğuna baktık.

Haber Özeti

Tam Sürüm

Yuval Noah Harari, İsrail İbrani Üniversitesi’nde Dünya Tarihi dersi veren bir akademisyen. (Dünyanın önemli bir kısmı gibi) kendisinden haberdar olmam 2014 yılında raflarda yerini alan Sapiens (Hayvanlardan Tanrılara İnsan Türünün Kısa Bir Tarihi) ve 2016’da yayımlanan Homo Deus (Yarının Kısa Bir Tarihi) başlıklı -büyük bir iştahla okuduğum- kitapları sayesinde oldu.

Harari geleneksel ‘Tarihçi Akademisyen’ ezberimizi alabildiğine detaylı, tutarlı ve kışkırtıcı yöntemlerle bozarak ilk kitabı Sapiens’ta (sandığımızdan çok uzun bir maziye sahip) Dünya gezegenindeki yaşam savaşında Homo Sapiens olarak adlandırılan türümüzün bütün acizliğine rağmen nasıl gelip geldiğine bakıyor.

Bencilce bir hırs ve iştahla kazanılıp, teknolojiyle perçinlenen bu galibiyetin ardından gelen (ve gelecek) süreç ise Homo Deus (Tanrı İnsan) kitabının konusu. Homo Deus, teknolojinin en büyük meyvesi olarak kabul edilen yapay zeka ile donanacak sistemlerle insanın (ve ikisinin birleşiminden doğacak olası yeni bir ırkın) ilişkilerine göz atıyor (önemli bir tespiti olan ‘faydasız insanlar’ meselesine ayrı bir haberde bakmıştık).

Tarih insanın Tanrı’yı icat etmesiyle başladı ve Tanrı’ya dönüşmesiyle son bulacak. (Y. N. Harari)

Aşağıda izleyeceğiniz söyleşi, Harari’nin 25 Ocak 2017 tarihinde İstanbul’daki bir konuşmasının ertesi günü gerçekleştirildi. (Dünya Halleri’nin ilk özel video içeriğini de oluşturan bu buluşmayı mümkün kılan Sapiens ve Homo Deus kitaplarının Türkiye yayıncısı Kolektif Kitap‘a bu vesileyle teşekkürlerimi sunarım. Sanıyorum Dünya Halleri için daha güzel bir başlangıç olamazdı).

Tamamı yaklaşık 1 saat süren bu söyleşiyi 11 parçaya ayırdık. Hepsinin Türkçe altyazılı olduğunu hatırlatmak isterim (altyazı desteğiniz kapalıysa video oynatıcının alt çubuğundaki düğmesinden etkin hale getirebilirsiniz. Yeni içeriklerden haberdar olmak için Youtube kanalımıza abone olmayı ihmal etmeyin).

Sapiens ve Homo Deus kitaplarının özeti

Buğdayın suçu ne?

Genetik kumarda kim kazanacak?

Evrene miras olarak ne bırakacağız?

Teknoloji olmadan insanoğlu var olabilir mi?

İnsanı ‘insan’ yapan nedir?

Tanrı’ya dönüşen insan

Algoritmanın intikamı

Başka bir gezegende yaşam mümkün mü?

İnsanlığın dönüşümünü kim düzenleyecek?

Dinlerin geleceği

Konferans notları

Ek olarak Harari’nin konuşmacı benim de izleyici olarak katıldığım İnsani Gelişim Zirvesi kapsamındaki konuşmasından önemli bulduğum başlıkları da paylaşmak isterim. Yukarıda izlediğiniz ve kitaplarında değindiği konular ekseninde gayet tamamlayıcı olduklarını düşünüyorum.

  • İnsanlık tarihini üç şey tanımları: kıtlık, veba ve savaş.
  • Ölüm sebeplerimiz değişti. İntihar ederek ölenlerin sayısı suça bağlı ölenleri geride bıraktı. Açlıktan ölenlerin sayısı fazla yemekten ölenlerden az. Artık hastalıktan değil, yaşlılıktan ötürü daha fazla insan ölüyor. Bunlar tarihte ilk defa oluyor.
  • Artık doğal değil; politik kıtlık var. Kıtlık içindeki (Kuzey Kore ve benzeri) ülkeler doğal şartlarından ötürü değil; siyasi iktidarlarının tercihlerinden dolaylı açlık içinde.
  • Çocuk ölümleri yüzde 33’ten yüzde 5’e düştü.
  • Eskiden barış ‘savaşa ara verme’ anlamını taşıyordu. Bugün radikal örnekler haricinde dünya genelinde gerçek anlamıyla bir barış hakim. Ülkeler birbiriyle geleneksel anlamda savaşmanın mantıksızlığını anladı.
  • Savaşın daha az konuşulan ve daha düşük bir ihtimal olmasının en büyük sebebi savaş maliyetinin çok yükselmiş, kazancının düşmüş olması.
  • Bugünün büyük ekonomileri mal ve üründen çok bilgi ve hizmete dayalı. Örneğin Çin Silikon Vadisi’ni işgal ederek bir şey elde edemez (Silikon Vadisi’nde silikon madeni yok). Bugünün gücünü fikirler, beyinler belirliyor. Dolayısıyla ticari ve istihbari faaliyetler çok daha anlamlı.
  • 21. Yüzyılın hedefleri: savaşın dönüşü, iklim değişikliği, teknolojik ezber bozumu.
  • İnsanoğlu yeni tanrılara dönüşüyor. Ancak bunu gerçekleştirirken onların sorumluluğuna da sahip olmamız gerekiyor.
  • Bedenimizi de doğayı kullandığımız gibi kullanırsak (ki hakkında pek de bir şey bilmiyoruz) kendi iç ekolojik dengemizi bozabiliriz.
  • Teknolojiyle desteklenen yeni yarışta geri kalan ülke ve şirketler artık arayı asla kapatamayacak. Bu dönüşüm Sanayi Devrimi’ne benzemiyor.
  • İnsani sınıflar arasında şu ana kadarki bütün farklar maddi ve manevi değerlere bağlıydı. Artık biyolojik farklar belirleyici olacak.
  • Yeni seçkin sınıfın sağlık, eğitim ve toplumsal refaha yönelik yaklaşımı çok şeyi belirleyecek.
  • Faydasız bir insan kalabalığı oluşabilir. Bugün insanların çoğu askeri anlamda hiçbir işe yaramıyor. Saldırı ve savunma insana pek ihtiyaç duymayan teknolojilerle yürütülüyor. Otomasyon ve yapay zeka çağında insanlık ekonomik olarak da işlevsiz kalacak.
  • Makinelerin başarısı yüzünden fiziksel işleri onlara bıraktık. Bilişsel işleri de onlara bıraktığımızda üçüncü bir yeteneğimiz kalmayabilir.
  • ‘Süper Seçkinler’ ve (ekonomik ve askeri anlamda) faydasız insanlar arasında bir dünyaya kalabiliriz.
  • İnsanlardan algoritmalara geçiyoruz (biyometrik veri + bilişim gücü = seni senden daha iyi bilen bir ‘Googlevari’ yapı)
  • Artık en büyük müşteri insan değil; Google algoritması. Kitap özetleri bile SEO odaklı yapılıyor.
  • Uzay kolonileri için yeni bir insan ırkına ihtiyacımız var.

Katkı ve fikirlerinizi yorum bölümünde paylaşabilirsiniz.

Dünya Halleri'nin ilk video içeriğinde 2014 yılında yazdığı Sapiens ve 2016 yılında yazdığı Homo Deus adlı kitaplarıyla adından oldukça söz ettiren Tarihçi Yuval Noah Harari ile özel bir söyleşi gerçekleştirdik. Geçmişten bugüne; bugünden geleceğe insan türünün mücadelesi, erdemleri, zaafları ve muhtemel geleceğine yönelik söyleşide teknolojiden dine kadar uzanan geniş bir alana 11 soru başlığı altında bakmaya çalıştık.

23 Yorum

  • Ah be şeker abicim! hani bunun alt yazısı? Oxford vardı da biz mi okumadık;) Bir de aksanlı aksanlı konuşmuş muhterem.

  • Bugün gördüğüm en güzel haber bu olacak sanırım. Yeni Youtube kanalınız hayırlı olsun. Açıkcası bu kadar okuyan, araştıran birisi olarak sürekli çeviri haber ve onun üzerine küçük yorumlar, sizden beklentisi daha yüksek olan takipçilerinizi pek tatmin etmiyordu. Bu röportaj gibi daha seyrek ama özel içerikleri görmeyi kendi adıma tercih ederim. Hele ki videolu içerik söz konusuysa bu daha da çekici olur.

    Bundan sonra bu tarz videolarınızın geleceğinizi umarak Youtube kanalınıza da hemen abone oldum. Burada Startup Türkiye’deki konuşmalarınızı ve sizinle yapılan röportaj videolarınızı da ekleyebilirseniz güzel olur. Sizinle ilgili tüm içeriği tek bir noktada bulabiliriz.

  • Mehmet Serdar Kuzuloğlu’nun kıymetini bilin! Efsane bir içerik olmuş emekleri için ve böylesine yararlı içerikleri için teşekkür ediyorum.

  • Güzel söyleşiler olmuş. Tebrikler. Fakat es geçilen kısımlar var gibi. Bu da doğal herhalde :)

  • Serdar Bey, internette kaliteli içerik üretme konusunda çıtayı hep yükselttiniz daha da yükseltmeye devam ediyorsunuz. Bir kez daha teşekkürler. Sizin gibi okuduğunun üzerinden notlar alan ve bunları paylaşan, dinlediğini değerlendirip fikir oluşturan insanların daha fazla içerik üretmesi ve deneyimlerini aktarabileceği ortamların yaratılması lazım. Dünya Halleri’nin çıkış noktalarından birisi de bu olmalı diye düşünüyorum. Kaleminize, yüreğinize sağlık.

  • En acı taraf bu eşitsizlik kırılabilir değil, Süper insan ve useless mass kitleler arasında , kaybeden hep mass kitle olacak, biz de bu teknoloji dalgasını pass geçeceğiz , bilimi görmezden gelmenin ve yatırım yapmamanin maliyeti artık korkunç…

  • ‘Süper Seçkinler’ ve (ekonomik ve askeri anlamda) faydasız insanlar arasında bir dünyaya kalabiliriz.

    Bu gece Elysium adlı filmi izlemiştim; üstüne bu yazınıza denk geldim. Bu kadar.

  • Evet dünyamızda da en kıymetli yerler teknolojiden mahrum kalmış bölgeler olacaktır.

  • İnsanlığın gidişatı yine ana yoldan büyük kavşağa yaklaşıyor. Akışın içindeki insanlığın kavşakta hangi “organa” gideceğini insanlık karar vermeyecek. Çünkü seçilmiş frekanslı algı evreninde yaşıyor; ayrıca damarlarımızdaki akışın tarzıyla benzeşim yapmamız daha isabetli olacaktır.

  • 2 kitap içerisinde de farklı yerlerde 3 4 kere aslında Hristiyanlığı da Müslümanlığı da boş gören daha doğrusu din i boş gören yazar nedendir ki Yahudilik hakkında tek kelime etmiyor.. ya öyle görmüyor ya da Yahudiliği hiç din olarak da görmüyor….

    Mu acaba?

  • Elinize dilinize beyninize sağlık. Enfes bir söyleşi.Harari nin tüm düşüncelerinin özeti gibi

  • HANİ 21. YY SÖMÜRGE STRATEJİLERİ?

    ESKİ USULÜ SAVAŞLARIN ANLAMINI YİTİRDİĞİNİ GÜZEL SÖYLEMİŞ AMA DEVLETLERİN BİRBİRLERİNİ BU GEÇİŞ DÖNEMİNDE NASIL SÖMÜRME STRATEJİLERİ GELİŞTİRDİĞİNDEN BAHSETMEMİŞ

    KÜLTÜR İSTİLASINDAN, DEVLETİ YÖNETECEK LERİN UZAKTAN PROGRAMLANIP BAŞA GEÇİRİLMESİNDEN, DARBELERDEN. EKONOMİK BASKILARLA DEVLETLERİNİ YÖNETİMİNİ ELE GEÇİRİP MUTLU AZINLIKLARIN MİLYONLARI YÖNETİLMESİNDEN.

    HARARİ BUNU BİLİR AMA DİLLENDİRME MEZ

    ÇÜNKÜ SİYONİZMİN BAŞ ÜNİVERSİTESİ’NDE HOCA. HADİ BİRAZ DA SİYONİZMDEN BAHSETSİN, SİYONİZMİN EMRİNDEKİ YAHUDİ SERMAYESİNDEN BAHSETSİN, ÇÜNKÜ BU DÖNÜŞÜMÜN ESAS UNSURLARI ONLAR

    BAHSEDEMEZ. KİTAP SATMAYA DEVAM

Yorum yazmak için tıklayın

Yorumunuz:

e-Bülten Aboneliği