Sundance 2017’de yüzü gülen 7 film

Sinemanın endüstrileşmesi hemen herkesin sıkça yakındığı bir husus. Yatırımcıların ticari kaygıları dahilinde filmlere henüz yaratım sürecinde müdahale etmesi, sektörün sanatla olan bağını oldukça zayıflatıyor. İşte bu sistemin dışına çıkmaya çalışan yapımlar için Sundance Bağımsız Film Festivali her yıl bir nevi hayaller sahnesi inşa etmekte. Utah Eyaletinin Park City kentinde düzenlenilen Sundance, bağımsız sinemanın Birleşik Devletlerdeki en büyük etkinliği. Kendilerine dağıtımcı arayan yapımlar izleyicilerin beğenisine sunulurken, havuzun en büyük balıkları da ellerini çek defterlerine götürüyorlar.

Sundance, her yıl sayısız yeteneğin sektörde kendisine yer bulmasını sağlıyor. Bağımsız yapımlarıyla kendilerini tanıtmaya gelen birçok genç sanatçının, birer usta yönetmene dönüşme hikayeleri de Park City’de başladı.  The Usual Suspects, 1995 yılında festivale damgasını vurup, Bryan Singer‘ın kariyerinin de başlangıcı olmuştu. Quentin Tarantino ise, yalnızca 1 Milyon Dolara mal ettiği Reservoir Dogs ile, yine bu sahnede kendisini dünyaya tanıttı. Spot ışıklarının Christopher Nolan‘a çevrilmesi de, 2000 yılında Memento‘nun Sundace gösterimi sırasında gerçekleşti.

En büyük yatırımcı Netflix oldu

Beyaz perdenin diğer tarafında, yalnızca sinemaseverler bulunmuyor elbette. Film sektörünün devleri, bağımsız yapımları birer avcı misali izlemekte. Her yıl olduğu gibi, oyunun en büyük oyuncuları da Sundance’teydi. Cömert tekliflerin havada uçuştuğu festivalde, söz konusu filmlerin dağıtımcısı olabilmek adına 120 Milyon Dolar değerinde kontrat imzalandı. Netflix, 11 yapıma toplamda 40 Milyon Dolar harcayarak festivalin en büyük yatırımcısı oldu. İkinci sırayı 23 Milyon Dolar ile Amazon takip ederken, üçüncülüğü de 16 Milyon Dolarlık anlaşmalarla Sony göğüsledi.

Elbette işler her zaman yolunda gitmiyor. Sundance 2016’nın, uzun süre kırılamayacak bir rekora ev sahipliği yaptığını hatırlatalım. Fox Searchlight, sansasyonel yapım The Birth Of A Nation’a, tamı tamına 17.5 Milyon Dolar ödemişti. Lakin film, yönetmeni Nate Parker’ın 1999 yılında bir cinsel saldırı olayına karıştığı iddialarının gölgesinde kaldı. Geniş kitlelerce protesto edilen The Birth Of A Nation, her ne kadar ırkçılık gibi derin bir konuyu cesur bir dille ele alsa da, gişede deyim yerindeyse karaya oturdu.

Mudbound

Sundance 2017’de en pahalı kontrata imza atan yapım, kadın yönetmenlerin bağımsız sinemadaki en büyük temsilcilerinden Dee Rees’in elinden çıkma. Hillary Jordan’ın büyük ses getiren romanından uyarlanan Mudbound, İkinci Dünya Savaşının bitimiyle evlerine dönen iki genç adamın ırkçılık ile mücadelesini anlatıyor. Filmin başrolündeki Garret Hedlund ismini not edin. Casey Affleck’in geçtiğimiz yıl yaptığı çıkışı, bu sene Hedlund’dan bekliyoruz (Netflix, 12 milyon Dolar).

The Big Sick

Silicon Valley ile hatırlayacağınız Kumail Nanjiani, hayatından otobiyografik bir kesit sunuyor. Pakistan doğumlu komedyen, Amerikalı kız arkadaşı Emily’yi kabullenmekte zorluk çeken ailesini ve iki kültür arasına sıkışmış insanları yansıtıyor. The Big Sick, toplumsal gerçekçiliği ön plana çıkaran bir komedi. Kumail Nanjiani, azınlıkların Birleşik Devletler’de yaşadığı çıkmazları, muazzam bir şekilde ortaya koymuş (Amazon, 12 milyon Dolar).

Patti Cake$

Geremy Jasper, yönettiği kısa filmlerle kendi ait tarzını hali hazırda ortaya koymuştu. Lakin Sundance 2017’den, sekiz sıfırlı bir çekle ayrılacağını kimse beklemiyordu. Patti Cake$, beyaz bir genç kızın, Hip Hop camiasında başarılı olmak gibi, sosyal normlara meydan okuyan macerasını anlatıyor. Film, her ne kadar ilk bakışta bir komedi gibi görünse de, karşınızda ağır bir dram var (Fox Searchlight, 10,5 milyon Dolar).

To The Bone

Lily Collins, potansiyeline bir türlü ulaşamayan genç aktrisler listemizin başında bulunuyordu. Lakin makus talihini, To The Bone’da ortaya koyduğu özveriyle değiştirecek gibi görünüyor. Anokresik bir genç kızı canlandırdığı yapımda, Keanu Reeves’in hayat verdiği, kendine özgü metotları olan bir doktorla birlikte, bu sendromu yenme mücadelesi veriyor (Netflix, 8 milyon Dolar).

A Ghost Story

Sundance 2017’deki en iddialı kadro A Ghost Story’nin arkasındaydı. Geçtiğimiz yıl, Pete’s Dragon ile kendinden söz David Lowery’yi yönetmen koltuğunda görüyoruz. Başrollerde ise 2016’nın en iyi performansını ortaya koyan Casey Affleck ile iki Oscar Adaylığı bulunan Rooney Mara var.  A Ghost Story, klasikleşmiş hayalet hikayelerini, sonsuza dek değiştirmeye gelen, psikolojik bir drama (A24, 6 milyon Dolar).

Thoroughbred

Anya Taylor-Joy, henüz 21 yaşında olmasına rağmen, korku-gerilim türüyle kariyerini özdeşleştiren bir yetenek. Çocukluklarını beraber geçirmiş iki genç kızın, yıllar sonra yollarının tekrar kesiştiği hikayede Olivia Cook ile birlikte başrolleri paylaşıyor. Lakin bu giriş sizi yanıltmasın, eleştirmenlerce yaratıcılığı övgülere boğulan yapım, bir cinayet filmi (Focus Features, 5 milyon Dolar).

Brigsby Bear

SNL, bir yetenek fabrikası. Bünyesinden çıkan son isim ise Yönetmen Dave McCary. Brigsby Bear, uzun süredir devam etmekte olan çocuklara yönelik bir televizyon programıdır. Kyle Mooney ise bu şovun kalan son hayranı James’i canlandırmakta. James’in hayatta sevdiği tek şey olan Brigsby Bear için vereceği mücadele, Mark Hamill ve Claire Danes gibi yıldızlara da yer veriyor. (Sony Pictures, 5 milyon Dolar).

[alert type=white]Bu yazı Dünya Halleri içerik ortağı TINQ‘in editörleri tarafından yazılmıştır.[/alert]