Robotların dünyayı ele geçirmeyeceğine inanmak için 5 neden

Uzmanlar insan benzeri robotların önümüzdeki 20 yıl içinde, insanların yerini alabilecek kadar gelişemeyeceğini söylüyor.

Haber Özeti

Tam Sürüm

Elon Musk ya da Jack Ma gibi teknolojinin tanınan figürleri robotların gelecekte insanların refahını tehdit edecek bir konumda olabileceğini söylüyor. Kimileri bu görüşlere hak veriyor ve zamanla işini robotlara kaybeden insanların büyük bir fakirlik içinde yaşamaya başlayacağını düşünüyor. Robotlara olumlu bakanlar ise robotların insanların yerini almasıyla çok daha kolay bir yaşama sahip olacağımız görüşünde. Her iki tarafın da haklı olduğu noktalar olsa da robotların günlük hayatımıza etkisi, bu ifadelerde bahsedildiği kadar net olmayacak. Güney Danimarka Üniversitesinden Prof. Norbert Krüger ve Ole Dolriis, en azından önümüzdeki 20 yılda robotların insanların yerini alamayacağını söylüyor. Uzmanların bu şekilde düşünmesinin beş sebebi var:

  1. İnsan benzeri eller

    Bugün robotlarda kullanılan ellerin yapısı, insan eline göre oldukça basit kalıyor. Laboratuvarda kullanılan en karmaşık robot eller bile insan elinin yapısının karmaşıklığına erişemiyor.

  2. Dokunma algısı

    İnsan ve hayvan derisinin dokunma algısı henüz robotlarla ya da herhangi bir elektronik cihazla taklit edilemiyor. Derideki algılayıcıların sunduğu kadar detaylı bilgileri sunacak sensörler henüz geliştirilemedi. Ayrıca bu sensörlerden gelen verileri okuyan yazılımlar da insan beyninin deriden gelen bilgileri okuma yeteneğine erişebilmiş değil.

  3. Nesne manipülasyonu kontrolü

    Robotlar bizim gibi ellere ve derilere sahip olsa bile nesneleri kontrol etme ve dilediği gibi hareket ettirme konularında uzmanlaşması çok zor. İnsan bebeklerin bu yetenekleri elde etmesi yıllar sürüyor ve bu sürecin tam olarak nasıl geliştiği henüz bilinmiyor.

  4. İnsan-robot ekileşimi

    İnsanlar arasındaki etkileşim konuşma ve nesne tanımanın yanı sıra dokunma, koku ve tat alma gibi hislerin de birleşimi ile gerçekleşiyor. Robotlar konuşma ve nesne tanıma alanlarında ciddi gelişmeler kaydetmiş olsa da hala kontrollü ortamlar dışında kullanılmaları oldukça zor.

  5. İnsan mantığı

    Yukarıda bahsi geçen tüm özellikler teknik olarak erişilebilir hale gelse bile insanlar bu tarz robotlar üretmemeyi ya da düzenlemelerle bazı özellikleri bilinçli olarak eksik bırakmayı tercih edebilir. Bir özelliğin robotlara verilmesi eğer toplum için bir tehdit oluşturuyorsa, bu özellikten vazgeçilmesi daha mantıklı bir hamle olacaktır.

Robotların insan gibi olmasına gerek yok

Uzmanlar, bakım evlerinde yaşlılara yardım etmesi için geliştirdikleri robotlarda ilk üç maddedeki problemleri çözmek yerine robotların kısıtlamalarını azaltmaya çalıştı. Burada amaç robotların birebir insan gibi hareket etmesi değil, insanların ihtiyaç duyduğu kadar yeteneğe sahip olması. Bir robot yaşlı birine su ikram edebiliyor ya da tuvalete gitmesine yardımcı olabiliyorsa, bunun için insan gibi görünmesine ya da hareket etmesine gerek yok. Bu işlemleri başarıyla gerçekleştirmesi yeterli.

Dördüncü madde için ise uzmanlar robotları daha gelişkin hale getirmenin aksine, aynı işlemleri tekrarlayan daha basit mekanizmalar üretmek için çalıştı. Robotların basitliği ve aynı eylemleri aynı yöntemle yapmaları tahmin edilebilir olmalarını sağladı. Böylece robotları kullanan kişiler, makinelerin yeteneklerini kolayca öğrenerek etkileşimi de buna göre şekillendirebiliyor.

Yani gelecekte robotların insanlarla birebir aynı özelliklere sahip olmasına gerek yok. Büyük ihtimalle hayatımıza girecek robotlar -insan şeklinde olsalar bile- insanların tüm özelliklerini barındırmayacak. Bu yüzden robotlar yüzünden insanlığın yok olmasından endişe etmemize gerek yok.

Kaynak: World Economic Forum

Uzmanlar insan benzeri robotların önümüzdeki 20 yıl içinde, insanların yerini alabilecek kadar gelişemeyeceğini söylüyor. Ayrıca teknoloji bu kadar gelişmiş robotları mümkün kılsa da bu robotların toplumu tehdit edecek konuma gelmesi durumunda üretiminin engelleneceğini söyleyen uzmanlar zaten insanların birebir insan gibi robotlardan ziyade, verilen işleri başarıyla yapabilen robotlara ihtiyacı olduğunu söylüyor. Uzmanlara göre robotların sahip olması çok zor olan insan özellikleri şunlar:

  1. İnsan gibi eller
  2. Dokunma duyusu ve bunu algılayabilecek beyin
  3. Nesne maniplasyonu kontrolü
  4. İnsanlarla doğal iletişim
  5. Ayrıca uzmanlar tüm bunlar mümkün olsa bile, yasal düzenlemelerin insan gibi robot yapmanın önüne geçeceğini düşünüyor.

1 Yorum

  • Bazı insanlar Ray Kurzweil’den etkileniyor ve insanları yanıltıyorlar. YZ muhakkak ki 4.Tür olacaktır. Bu süreçte 2300 yıllarını insana ilham ediyor. Bu türden gülünç endişeler taraflı üretiliyor. Onlar insan gerçekliklerine bu günkü çatra-patra ortamlarda dahil olamazlar. Bu yüzden 4.tür ya da YZ bazı işlerde insanlara elbette yardımcı olacaktır. Dünya yöneticileri de insanın geleceğini ve yaşamını garanti eden önlemleri alırlar diyorum. Sigorta, vatandaşlık hakkı vb önlemler muhakkak ki düşünülecektir. Politikalar ve siyaset stratejileri de yeni baştan düzenlenir diyorum. Finlandiya ve İsviçre bazı uygulamalara başlamış deneme-yanılmalarla daha sonra genellenebilir insan hak ve yükümlülükleri. Bir robot yapıp çalışanını sokağa atacaksın dersek dünya çığırından çıkar. İnanıyorum ki sorun güncel bir vaziyet oluşturduğunda liderler sağduyuya ve insanın onur ve haysiyetine değer vereceklerdir. Endişeler henüz doğmamış çocuğa don biçmek gibi. İnsan soyunu korumak dünyanın başta gelen sorumluluğundadır. İnsan en yüce değerdir. Genetik zorunluluk insanın devamıdır. Bir tarihlerde Amerikalı masumlar Marslılar dünyayı işgal ediyorlar denilerek şaka yapılmıştı. YZ tartışmalarıda böylesi şaka versiyonları taşımaktadır benim tahminimce. Her toplumda provokatör kişiler vardır. Ruhsal tatminsizlik ve endişeleri var. Cahil, okumayan, araştırmayan, medyanın dolduruşlarına kapılanları devletlerin ilgilendiren kurumları eğitmelidir. Hollywood ve Silvester Stallon filmleri halkı birazcık ürkütmüş. İleri teknolojili uygarlık karşıtları bu duyguları pompalıyor ve abartıyorlar. Sevgiyle kalın. 28.09.2018

Yorum yazmak için tıklayın

Yorumunuz:

e-Bülten Aboneliği