Obezite Paradoksu ve iyileşme sürecindeki etkisi

Kilolu kişilerin bazı hastalıkları daha kolay atlatabildiğine dair örnekler olsa da Obezite Paradoksu hâlâ tartışmaya açık.

Haber Özeti

Tam Sürüm

15 yıl önce, kronik böbrek hastalığı nedeniyle hemodiyaliz tedavisi gören hastalarda genel kanının aksi bir durum tespit edildi. Çeşitli çalışmalarda, aşırı kilolu veya hafif obez hastaların hayatta kalma oranının normal kilolu olanlara göre daha fazla olduğu ortaya çıktı. Bu fenomen “obezite paradoksu” olarak adlandırıldı ve 10 yıldan fazla bir süre boyunca bu duruma neyin sebep olabileceği tartışıldı. Son dönemde Avrupa Obezite Kongresi‘nde sunulan bazı yeni çalışmalar, obezite paradoksu hipotezine daha fazla önem vermek suretiyle, çeşitli koşullarda obezite ve hayatta kalma oranları arasında ilginç birkaç korelasyon olduğunu gösterdi.

İlk çalışmada, genellikle enfeksiyon şikayetiyle başvuran hastalara odaklanıldı. Danimarka’da dört yıl boyunca 18 bin kişinin uzun süreli takibinin yapıldığı çalışmada, taburcu olduktan sonraki 90 gün içinde, normal kilodaki hastaların ölme olasılığının daha yüksek olduğu tespit edildi.

Avrupa Obezite Kongresi’nde sunulan iki farklı çalışmada, pnömoni ve sepsis (enfeksiyona karşı vücudun verdiği cevabın organlara zarar vermesi) nedeniyle hastaneye başvuran kişilerin ölüm oranları incelendi. Her iki çalışmada da ABD’deki binden fazla hastaneden elde edilen büyük bir veri izleme havuzu incelendi.

Hastanede tedavi gören 1 milyon 690 bin 760 hastadan alınan verileri içeren pnömoni çalışmasında, obez ve aşırı kilolu olanların, normal kilolulara göre mevcut hastalığından ölme olasılığının yüzde 20-30 oranında daha az olduğu bulundu. Sepsis ile ilgili çalışmada ise, hastaneye başvuran 3,7 milyon hastadan toplanan veriler incelendi ve kilolu hastaların diğerlerine göre hayatta kalma olasılığının yüzde 20 daha fazla olduğu ortaya çıktı.

Son çalışma, diğerlerinden çok daha küçük çaplı ama obezite paradoksunu açıklamaya yardımcı olabilecek durumda. Bu araştırmada, yoğun bakıma muhtaç olan kritik hastalarda kas kaybı oranı incelendi. Sadece 26 hasta üzerinde çalışıldı, ancak sonuçta hafif obez grupta, obez olmayan gruba göre belirgin olarak farklı bir kas erimesi olgusu gözlemlendi.

Ortaya sürülen hipotez, kritik bir bedenin, hastalığın akut bir evresine girmesiyle birlikte hiper-katabolizma denen bir evreye girmesidir. Bu evre, vücudun hayati organlarında enerji üretimi için fazladan yakıt arandığında bu enerjiyi yağ dokusundan hemen elde etmesiyle sonuçlanır. Obez olmayan hastalarda vücut, enerji için yağ haricindeki dokuyu parçalar ve genellikle kas erimesi oluşur. Bu çalışma, kilolu hastaların, diğerlerine kıyasla daha düşük oranda kas kaybı ve daha yüksek kas kalitesi indeksi gösterdiklerini ortaya koyuyor.

Bu araştırmaların hiçbirinde -obezite bir dizi hastalığın da sebebi olduğu için- vücut kitle endekslerinin değiştirilmesine yönelik genel bir öneri sunulmuyor. Ancak, ilginç obezite paradoksu fikri, bazı gözlemsel çalışmalarda hala yer almakta ve herhangi bir nedensel bağlantı henüz açıklanamıyor.

Bristol Üniversitesi’nden David Carslake, yeni araştırmalarının zorunlu olarak obezite ile belirli koşullar için daha yüksek hayatta kalma oranları arasında bir nedensel bağ olduğu anlamına gelmediğini, bunun yerine bu paradoksal sonuçlara neden olan çeşitli başka ölçülmemiş faktörlerin olabileceğini öne sürüyor.

Diğer araştırmalar, obeziteyi sadece vücut kitle indeksiyle ölçmenin çarpık ve şüpheli sonuçlara yol açabileceğini düşündürüyor. 2013’te yapılan bir çalışmada, obezite ile ilgili diğer veriler dikkate alındığında, bel çevresi (WC) ve belden kalça oranı (WHR) gibi, obezite paradoksunun bazı belirtilerinin çalışmanın sonuçlarında görülmediği tespit edilmiştir.

Deakin Üniversitesi’nden Anne Peeters, bilimsel dergilerin vücut kitle indeksi ile ölüm oranı arasında ilişki olduğunu gösteren çalışmaları yayınlamaması gerektiğini ileri sürerek, bu durumun insanlarda, obezitenin faydalı olabileceği gibi yanlış bir inanca sebep olabileceğini belirtiyor.

Obezite paradoksu tartışmasını ortaya atan bu yeni çalışmalara rağmen hiç kimse, kilo almanın herhangi bir hastalığın iyileşme olasılığını artırdığını ileri sürmüyor.

Kaynak: Newatlas.com

Obezite son yıllarda çok yaygın olarak görülmeye başlanan halk sağlığı sorunlarının başında gelmekte. Bununla birlikte obezite tedavisine yönelik bilimsel çalışmaların yanı sıra problemin sebebine yönelik birçok çalışma da yapılmakta. Bu yapılan çalışmaların bazılarında obezite ile hastalık sonucunda hayatta kalma oranları arasında bir ilişki bulunmuş. Obez olan kişilerin obez olmayanlara kıyasla böbrek, pnömoni ve sepsis gibi hastalıklarda hayatta kalma oranının daha yüksek olduğu bu duruma "obezite paradoksu" adı verilmiş. Tabi bu durum, obezitenin bazı hastalıklarda sağlık için faydalı olduğu sonucunu çıkarmıyor. Bu konudaki tartışmalar bu günlerde devam eden  Avrupa Obezite Kongresi'nde de tartışılıyor.

Yorum Ekle

Yorum yazmak için tıklayın

Yorumunuz:

e-Bülten Aboneliği