Mutfağın geleceğinde yapay zekanın rolü

Mutfak, evimizde en çok zaman geçirdiğimiz alanlardan birisi. Yemek yaparken, yerken, bulaşıkları yıkarken ya da satın aldığımız yiyecekleri yerleştirirken mutfakta çok fazla zaman geçiriyoruz. Hayatın her alanında insanlara yardımcı olması beklenen yapay zeka da mutfağa el atmaya başlıyor. Günümüzde yemek tarifleri sunmak ya da azalan malzemeleri internet üzerinden sipariş etmek gibi küçük görevler üstlenen yapay zeka gelecekte bu alanda hızlı bir gelişme kaydedebilir. Yakın gelecekte bu alanda gerçekleşecek gelişmeleri ilk elden yaşamamız da oldukça muhtemel.

İnovasyon parayı takip eder

Mutfağı yenilemek, yeni teknolojilerle entegre hale getirmek pahalı bir iş. Ancak bir evi satılığa çıkardığınızda, yenilenmiş bir mutfak evin fiyatında yüzde 70 ila 120 oranında artış anlamına gelebiliyor. Bu yüzden ev sahipleri mutfağı yenilerken yapacakları masrafın boşa gitmesinden endişe etmiyor. Teknoloji şirketleri de bu durumun farkında olduğu için yeni mutfak teknolojileri geliştirirken ellerini korkak alıştırmıyor. Daha fazla kaynak ayrılması, teknolojinin de daha hızlı gelişmesi anlamına geliyor.

Küçük mutfak aletlerinin gelişimi

Akıllı ev aletleri ve cihazlar, mutfakta yapay zekanın en somut uygulamaları konumunda. Samsung ve KitchenAid gibi öncü teknoloji şirketleri, akıllı buzdolapları, fırınlar ve bulaşık makineleri geliştirmeye devam ediyor. Ayrıca Hello Egg gibi küçük şirketlerden ilginç yeni cihazlar da görmeye başladık. Bu şirket Eggspert adlı uygulama üzerinden kullanıcıların yemek planı yapmasını ve mutfaktaki yaşamlarını yapay zeka destekli çözümlerle organize etmesini sağlıyor. Amazon Echo ve Google Home gibi cihazlar da kullanıcılarına mutfakta her geçen gün daha fazla yardımcı oluyor.

Kişiselleştirilmiş yemek deneyimleri

Yapay zeka sadece evimizdeki mutfaklarda değil, restoranların mutfağında da önemli bir rol oynayacak. Her endüstride olduğu gibi restoranlarda da kişiselleştirilmiş ürünler ön plana çıkmaya başladıkça, müşterinin zevklerine ve taleplerine uygun menüler oluşturulduğunu görmeye başlayabiliriz.

Yazılımcı Andrew Burst, “Menüler ayrıca müşterilerin alerjisi olan yiyeceklere dair sağlanan verilere göre düzenlenebilir. Böylece pek çok ailenin dışarıda yemek yemekten çekinmesine sebep olan ciddi bir problem ortadan kaldırılabilir.” diyor. Yine de bu teknolojileri tüm restoranlarda görmemiz mümkün olmayabilir. Bu gibi seçenekleri lüks restoranları diğerlerinden ayıran farklar olarak karşımıza çıkabilir.

Daha akıllı tedarik zincirleri

Restoranlar ve ticari mutfaklar, yapay zekayı stratejik olarak kullanırken akıllı tedarik zincirlerinden de faydalanabilir. Kurumsal kaynak planlaması (ERP) sistemleri bulut tabanlı stok yönetimi çözümleri ve satış noktası sistemleri ile entegre hale geldiğinde şirketlerin gelecekteki talebi öngörüp buna göre planlama yapması da mümkün olacaktır.

New York City’de altı adet restoranı bulunan Westville adlı şirket bu uygulamayı şimdiden hayata geçirmiş durumda. Westville Operasyon Müdürü Shawn Peled, “Bizim için en büyük değişim, siparişlerimizi sağlamlaştırmak oldu. Şimdi de sistemin raporlama ve uyarılar hazırlama gibi diğer faydalarını keşfediyoruz. Farklı ayların çizelgelerini karşılaştırarak satın almanın nasıl değiştiğini görebiliyoruz. Böylece fazla siparişin ve israfın önüne geçiyoruz. Bu konular her restoran için oldukça önemli” diyor.

Kurumsal kaynak planlaması, stok ve satış noktası çözümleri zaman içinde geliştikçe daha fazla restoranın benzer stratejiler izleyerek masraflarını azalttığını ve yiyecek israfını minimuma düşürdüğünü görebiliriz. Böylece müşteriye yiyecek servis etmeye daha fazla odaklanan restoranlarda müşteri memnuniyetinin ve kârlılığın da artacağını görmemiz mümkün.

Kaynak: Venture Beat