Minecraft günde 10 bin adet satıyor

Bilmeyenler için: Minecraft, her biri farklı amaçlara hizmet eden küp şeklinde bloklardan oluşan serbest dünyalı bir oyun. Oyuncular bu blokları kırıp, toplayıp yeni şeyler inşa etmek için başka amaçlarla kullanabiliyor. Dünya çapında en çok satan oyunlardan Minecraft, çocuklar için hayalgücüyle beslenen sınırsız bir oyun alanı oluşturuyor. 2014 yılında 2,5 milyar dolar karşılığında Microsoft tarafından satın alınan oyun böylece -bir anlamda- ‘arkasını sağlama alarak’ geleceğini de garantilemiş oldu.

Oyunun popülaritesi hafife alınacak gibi değil. Son açıklanan rakamlara göre satış rakamları günlük 10 bine ulaştı. Minecraft’ın 5 yıl önce piyasaya çıktığı göz önüne alındığında ise bu inanılmaz bir başarı. Çoğu oyun genellikle piyasaya çıktığı ilk birkaç ayda yüksek satış rakamlarına ulaşıyor daha sonra bu rakamlar hızlıca düşüyor. Dünya çapında bugüne kadar 100 milyon adet satılan Minecraft’ın bir çok platformda oynanabiliyor olması da bu popülaritesine katkıda bulunuyor.

Basit grafikleri ve yaratıcılığa imkan veren yapısı sayesinde bu oyunun çocuklar arasında da çok popüler olması sürpriz değil. Oyun hayatta kalma modunda oyuncuları doğa şartlarına karşı zorlarken, yaratıcı mod ise tüm kaynaklara erişim sağlayarak dilediğiniz her şeyi üretebilmenizi sağlıyor.

Programlamanın temellerini öğretiyor

Oyunun önemli özelliklerinden birisi de bilgisayarların çalışma prensibini çocuklara basit bir şekilde öğretmesi. Oyunda anahtar görevi gören bazı aletler, ‘kızıltaş‘ (redstone) adı verilen ve iletken görevi gören bir madenle birbirine bağlanabiliyor. Böylece anahtarlar kullanılarak 1’ler ve 0’lardan oluşan yapılar üretilebiliyor. Oyunda bu yöntemle çalışan işlemciler ve hesap makineleri üretenler bile var.

Bu özelliği sayesinde yeni nesillerin bilgisayarların yapısını öğrenmesine olanak sağlayan oyunun eğitim amaçlı bir versiyonu da Microsoft tarafından üretilecek. Bu versiyonun okullarda kullanılması ve öğrencilerin oyun oynarken derslerini öğrenmesi amaçlanıyor. Çocuklar oyunda kurdukları devreler çalışmadığında bunu üç boyutlu bir dünyada kontrol edebiliyor ve neyin çalışmadığını anlayabiliyor. Programlamayı bu yöntemle öğrenmek, okul sıralarında öğrenmekten çok daha etkili olabilir.