Macarlar ‘kölelik yasasına’ karşı

Binlerce Macar, Pazar günü dondurucu soğuğa aldırış etmeden bir hafta içinde dördüncü kez sokaklara dökülerek otoriter yönetimi protesto etti.

Haber Özeti

Tam Sürüm

Binlerce Macar, Pazar günü dondurucu soğuğa aldırış etmeden bir hafta içinde dördüncü kez sokaklara dökülerek otoriter yönetimi protesto etti. Sağcı milliyetçi Başbakan Viktor Orban’ın gittikçe daha otoriter bir yönetim uyguladığını söyleyen 10 bin civarı eylemci ellerinde Macaristan ve Avrupa Birliği bayraklarıyla Budapeşte’nin Kahramanlar Meydanı’na yürüdü. Yürüyüş “Mutlu Noeller Sayın Başbakan” olarak adlandırıldı. Bir televizyon stüdyosunun önünde toplanan eylemcilere polis göz yaşartıcı gaz sıkınca olaylar patlak verdi.

Eylem muhalefet partileri, öğrenciler ve ticaret birlikleri tarafından; özgür medya, zaman içinde artan işçi yasalarının kaldırılması ve bağımsız yargı talepleri ile gerçekleştirildi. Bir dövizde “Noel’de tek istediğim demokrasi” yazısı görüldü. Zırhlı ve kasklı yüzlerce polis eylemcileri dağıttı. Bu eylem, 2010 yılında iktidara gelen Orban’ın karşılaştığı en büyük eylem oldu. Orban meclisteki çoğunluğunu mahkemeleri, medyayı ve sivil toplum örgütlerini etkilemek için kullanmakla suçlanıyor.

‘Hristiyan kültürünün koruyucusu’

Başbakan kendisini, Müslümanların Avrupa’ya göçüne karşı Macaristan’ın Hristiyan kültürünün koruyucusu olarak konumlandırıyor ve son üç seçimden galip ayrılmayı başardı. Cumartesi günü Orban’ın partisi Fidesz, ‘sokaklardaki ayaklanmaların’ arkasındaki kişilerin ‘suçlular’ olduğunu ve bunların Macaristan doğumlu ABD’li milyarder George Soros tarafından organize edildiğini söyledi.

Orban’ın politikalarını sert şekilde eleştirdiği bilinen Soros iddiaları yalanlayarak başbakanın sahte bir dış mihrak yaratmaya çalıştığını söyledi. Pazar günü bazı muhalefet milletvekilleri, Budapeşte’deki devlet televizyonuna ulaştı ve bir imza kampanyasını okutmak istediklerini dile getirdi. Güvenlik personeli ise bunun mümkün olmadığını ifade etti.

Yeni yasalar tepki çekti

Protestocuların “Televizyon yalan söylüyor”, “Kirli Fidesz” gibi sloganlar attığı görüldü. Adını vermek istemeyen bir sosyoloji öğrencisi “Huzursuzluk artıyor. Bu hafta iki yeni kanun kabul ettiler ve bunlar Macar halkının çıkarlarına hizmet etmiyor.” dedi. Geçtiğimiz hafta kabul edilen yeni çalışma yasası, ‘kölelik yasası’ olarak görülüyor. Diğer yasa ise seçimler, protestolar ve yolsuzlukla mücadele için ayrı mahkemeler açılmasını öngörüyor.

AB ile politikalar konusunda sıkça çatışan Orban, seçim sisteminde Fidesz’in lehine değişikliğe giderek yandaşlarını önemli kurumların başına geçirdi ve Orban yandaşları bu dönemde kendilerini zenginleştirdi.

Muhalefet ise zayıf ve parçalara ayrılmış durumda olduğu için çok fazla etki gösteremiyor.

Kaynak: Reuters

Binlerce Macar, Pazar günü dondurucu soğuğa aldırış etmeden bir hafta içinde dördüncü kez sokaklara dökülerek otoriter yönetimi protesto etti. Sağcı milliyetçi Başbakan Viktor Orban'ın gittikçe daha otoriter bir yönetim uyguladığını söyleyen 10 bin civarı eylemci ellerinde Macaristan ve Avrupa Birliği bayraklarıyla Budapeşte'nin Kahramanlar Meydanı'na yürüdü. Protestocuların "Televizyon yalan söylüyor", "Kirli Fidesz" gibi sloganlar attığı görüldü. Eylemciler yeni kabul edilen iki yasayı protesto ediyor. Geçtiğimiz hafta kabul edilen yeni çalışma yasası, 'kölelik yasası' olarak görülüyor. Diğer yasa ise seçimler, protestolar ve yolsuzlukla mücadele için ayrı mahkemeler açılmasını öngörüyor.

4 Yorum

  • Hangi din olduğu farketmiyor, insanoğlunun bulunduğu çoğu bölgede benzer iktidarlar ve faşizm.

  • Para tüm inançlardan değerlidir. Yoksula hiçbir şey yok. Zengine hiçbir şey yok.Yoksul ve varsıl istediğini yapmakta özgür. Orta sınıf yeni dünya düzeninde köyün ortak eşeğidir. Devamlı denetlenirler. 7/24 denetlenen orta sınıflar gerçek polis olmayıp kendilerini polis sayan Dil Polisi ve Zevk Polisi olduklarını düşünen ortalık mahlukatı ahlak ve toplum kurallarını, kanuni hak ve özgürlükleri ve uluslar arası insan hakları beyannamesini fütursuzca çiğnerler, taciz ederler, yaşamını kontrol ederler. Bu hususta orta sınıfı koruyan mahkemeler ve kanunlar çağdaş koşullar doğrultusunda düzenlenmeli ve hangi sınıftan olursa olsun devlet ve iktidarlar vasıtası ile korunmalı ve kamuoyu teokratik inanç, şahsi yaşamın gizliliğine saygı, mezhep, dil, ırk, cinsiyet, felsefi düşünce, siyasi inanç ayrımı gözetilmeksizin eğitilmelidirler. Herkes çok yoksul olmak zorunda değil, çok zengin olmak zorunda da değil. Orta sınıf denge sınıfı olmak durumunda olduğu halde maskaralaştırılmaktadır. Yaşamı didiklenmekte, medyaya malzeme olmakta, bu korkunç ve ahlak kurallarına aykırı denetlenmelerden bir anlam çıkaramaz durumdadır ve çaresizdir. Mesele şu ki: Alt Sınıf ve Üst Sınıf kadar Orta Sınıfta kısıtlanmamalı. Bu Bilim Çağının farklı bir özelliğidir. Unutulan ve görmezden gelinen budur. Sevgiyle Kalın.

  • Orta Sınıf ve Prekarya henüz ülkemizde tartışılmıyor. Bu sınıfı İngiltere ilk fark etmiştir. 1913 yılında BBC ile Manchester Üniversitesi sınıf sistemi değişimi konulu araştırmalar düzenlemişlerdir. Orta Sınıf (Middle Class) üst ve işçi sınıfları arasında sıkışmış, verdiği yanlış bir sinyal sonucu kulüpten atılmaktan (orta Sınıftan atılmaktan) ödü kopan bir sınıf olarak tanımlanıyor İngiliz araştırmacılar tarafından. İngiliz orta sınıfı, kimliği üzerine en fazla kafa yoran, sürekli doğru adımı atıp atmadığından şüphe eden, kelimelerini seçerken kılı kırk yaran, hasılı kelam en pirpirikli ve en gergin, en gergin ve pirpirikli olduğu içinde en fazla dalga geçilen sınıf. Dört yönden çepeçevre çevrilen orta sınıf okumaları, seyretmeleri, giymeleri, hangi kafede oturmaları, hangi albümü dinlemeleri, mutfakta hangi marka alet kullanmaları, gerektiğini öğrenirler. Grayson Perry sınıf üzerine yaptığı belgeselde de belirtir; Üst ve Alt Sınıflar gelirleri izin verdiği limitler dahilinde nelerden keyif alıyorlarsa onu yapmakta, ağızlarından geldiği gibi konuşmakta (Aristokratlar ve işçi sınıfı gayet kolay küfreder) serbestken, orta sınıf dil ve zevk polisinin denetimi altındadır. Üst Sınıflar( Uper class) nefes nefese kendilerini takip eden orta sınıflara hemen izlerini kaybettirir. İşçi sınıfından kaçacak köşe ararken de “karbon kullanımlarını en azlara indirmek için ” tatillerde evde oturmanın ne kadar erdemli bir davranış olduğunu anlatan yazılar döşenirler. Fakat uper class-üst sınıf olma arzuları da daima gönüllerinin baş köşesindedir. Lacivert Dergisi-Kasım 1917 sayısını hayatı ciddiye alan insanların tümü okusunlar isterim ki. Sevgiyle Kalın.

Yorum yazmak için tıklayın

Yorumunuz:

e-Bülten Aboneliği