Liberteryen ütopyası için kaynak arayışı başladı

Seasteading Institute, okyanus üzerine 300 adet ev inşa ederek dünyanın ilk yüzen şehrini hayata geçirmeye hazırlanıyor.

Haber Özeti

Tam Sürüm

Milyarder Peter Thiel‘in yaklaşık 10 yıl önce kurulmasına öncülük ettiği “Seasteading Institute” adlı kurum bugün dünyanın ilk yüzen şehrine dönüşmeye hazırlanıyor. Enstitü Mayıs ayında Fransız Polinezyası‘nda bir pilot proje oluşturmak için harekete geçti. 2022’ye kadar bir adaya 300 adet ev inşa etmeyi amaçlayan grup kendi yönetimine ve Varyon adlı kripto paraya sahip olacak.

Perşembe günü Varyon’un ön satışları başladı. Satın alanlara yüzde 5 ila 15 arasında bonuslar sunuluyor. Ön satışlar 14 Temmuz’da sona eriyor.

Vergilerden ve yükselen sulardan kurtulmak için

Başlangıçta şehrin kurucuları burayı bir liberteryen ütopyası olarak düşünmüş, her türlü yasa ve vergiden bağımsız özgür bir toplum hayal etmişti. Enstitü Başkanı Joe Quirk ekibin vizyonunun bunun ötesine evrildiğini söylüyor. Proje artık yükselen deniz seviyesine rağmen de yaşanabilecek bir şehir olarak da görüyor. Söz konusu ekip bu yüzyılın sonuna kadar deniz seviyesinin 1,8 metre yükselmesini bekliyor.

2017’nin başlarında Fransız Polinezyası yönetimi Seasteading Institude’e ülkenin sularında test yapma izni vermişti. Testlerin sonunda şirket 300 adet ev inşa edeceğini açıkladı. Peter Thiel başlangıç aşamasında büyük katkılarda bulunduysa da şu anda kendisinin projeyle direkt bir ilişkisi bulunmuyor. 2009’da yazdığı bir makalede Thiel “Siber alan ve uzay arasında bir yerde, okyanuslara yerleşme ihtimali de bulunuyor” ifadesine yer vermişti.

Yapay ada kıyıdan 800 metre uzaklıkta olacak. İnsanlar adaya feribotla gidip gelecek. İlk binalar, daha sonra oluşturulacak geniş şehrin merkezinde yer alacak.

Enerji, su ve gıda ihtiyacı

Şehir için birçok farklı tasarım önerildi. Bunlardan biri, binaların kümeler halinde oluşturulmasını ve her bir kümede güneş panelleri ve rüzgar tribünleri yer almasını hedefliyor. Başka bir tasarımda ise binaların at nalı şeklinde dizilmesi ve daha fazla yeşil alan oluşturulması öneriliyor.

Ekip kendi yiyeceğini kültür balıkçılığı ve su tarımından çıkarmayı planlıyor. Enerji ihtiyacı ise rüzgar ve güneşten karşılanacak. Okyanus suyu arıtılacak ve kullanılan sular geri dönüştürülerek yeniden kullanılacak.

Quirk’in yeni girişimi Blue Frontiers adaların inşasını ve bakımını üstlenmeyi planlıyor. Quirk bir düzine adanın 60 milyon Dolar’a mal olacağını düşünüyor. Bu meblağın da kripto paranın halka arzıyla toplanması amaçlanıyor. Quirk, “Mars’tan çok önce okyanuslarda yaşamaya başlayacağız” diyor.

Benzerleri sonuca ulaşamamıştı

Plan oldukça iddialı. Teknoloji sektöründen gelecekle ilgili liberteryen ütopya fikirleri çıkması alışılmadık bir durum değil. HBO‘nun Silicon Valley adlı dizisinin bir bölümünde de benzer bir konu işlenmişti. San Francisco Körfezi’ne yüzen bir şehir inşa etme fikri de 2010’da ortaya atılmış ancak uygulamaya geçmemişti. Ancak yükselen deniz seviyeleri düşünüldüğünde yüzen bir şehir inşa etmek bu sorunun üstesinden gelmek için uygun bir yöntem olabilir.

Quirk “Yüzen adalar dünyadaki en büyük iki problemi çözüyor: Deniz seviyesinin yükselmesi ve yönetimlerin girişim inovasyonu eksikliği” diyor. Enstitü yüzen şehri hayata geçirmeyi başarırsa bir sonraki hedef konut inşası olacak.

Quirk ayrıca şehrin dalgadan enerji üretimi, yüzen güneş panelleri, malzeme bilimi, alg tabanlı gıda ve yakıt, deniz suyu ile iklimlendirme, deniz suyu arıtma ve deniz yaşamı eğitimi konularında bir kuluçka merkezi olarak da faaliyet göstermesini istiyor.

Kaynak: Business Insider

Seasteading Institute dünyanın ilk yüzen şehri olmaya hazırlanıyor. Mayıs ayında enstitü, Fransız Polinezyası'nda bir pilot proje oluşturmak için harekete geçti. 2022'ye kadar bir adaya 300 adet ev inşa etmeyi amaçlayan grup kendi yönetimine ve Varyon adlı kripto paraya sahip olacak. Enerjisini güneş ve rüzgardan, suyunu ve yiyeceğini denizden elde etmeyi planlayan proje sadece yaşamak için değil aynı zamanda özgür bir ortamda teknoloji geliştirmek için de kullanılacak. Hiçbir yasal düzenleme ve vergilendirmeye tabi olmayacak olan şehir bir liberteryen ütopya olarak tanımlanıyor. Şehir ayrıca deniz seviyesinin yükselmesi tehlikesine karşı bir alternatif oluşturması bakımından önemli.

1 Yorum

Yorum yazmak için tıklayın

Yorumunuz:

e-Bülten Aboneliği