Laboratuvarda yeni bir yaşam formu yaratıldı

Dünya’da yaşam var olduğu sürece sadece dört adet harfle kodlanmıştı: G, T, C ve A (guanin, timin, sitozin, adenin). Bu azotlu bazlar, bilinen tüm canlı varlıkların temelindeki kodları oluşturuyordu. Ancak bilimciler X ve Y adını verdikleri iki yeni sentetik baz kullanarak yeni bir bakteri türü oluşturdu. Bu bakteri, şimdiye dek bildiğimiz tüm yaşam formlarından daha farklı DNA dizilimine ve dolayısıyla daha farklı özelliklere sahip.

Sentetik biyolojinin temeli atıldı

Araştırmacılar bu işlemle birlikte sentetik biyoloji alanında ilk adımı attıklarını söylüyor. Gelecekte sentetik biyolojinin yeni yaşam formları ve işlevler üretmek için kullanılabileceği düşünülüyor.

Şu anda bu teknolojinin uygulama alanı çok kısıtlı. Sadece tek hücreli canlılarda kullanılabiliyor. Ancak bu uygulama alanı bile işlevsel olabilir. Araştırmacılar, hastalıkların tedavisine odaklanan tek hücreli canlılar geliştirerek, bugüne dek benzeri görülmemiş ilaçlar üretebilir.

Çalışmalar 2014’te başlamıştı

Aslında X ve Y adlı DNA harfleri yeni bir buluş değil. Bu araştırmayı gerçekleştiren Prof. Floyd Romesberg ve iş arkadaşları 2014 yılında bu sentetik bazları üretmiş ve bir E. coli bakterisinin genetik koduna bu harfleri yerleştirmişti. Ancak o bakteri bir süre sonra, içinde bu harfler bulunan genleri devre dışı bırakıp, geleneksel dört harfli genoma geri dönmüştü.

Yeni çalışmada ise araştırmacıların bakteriye yerleştirdikleri yeni bir sistem sayesinde, içinde X ya da Y harfi bulunmayan DNA dizileri reddediliyor. Böylece yeni harfleri barındırmayan diziler, bakterinin bağışıklık sistemi tarafından yok ediliyor. Bu da doğal olmayan harflerin genom içinde korunmasını sağlıyor. Bilimciler bu işlemle birlikte, yaşamın en temel sürecinin değiştirilebileceğini kanıtlamış oldu.

Prof. Romesberg, “Artık yaşamın ışığının kalıcı olmasını sağladık. Bu da yaşamın tüm aşamalarının düzenlenebileceği anlamına geliyor.” şeklinde konuştu. Şu anda düzenleme işlemi sadece tek hücreli canlılarla kısıtlı ve daha karmaşık canlılarda kullanılamıyor. Ayrıca şimdilik uygulama yapılamadığı için sadece konsept kanıtı olarak karşımıza çıkıyor. Ancak araştırmacılar bu yeni genetik kodu RNA’ya da yazma konusunda çalışmalar gerçekleştiriyor.

Kaynak: Independent