Klonlamanın başarısızlıkla imtihanı

Memelilerin klonlanması iyi sonuçlar vermiyor. Başarı oranı yüzde 10'dan düşük olan uygulamanın insanlar üzerinde gerçekleştirilmemesi gerektiği savunuluyor

Haber Özeti

Tam Sürüm

Memelilerin laboratuvar ortamında klonlanması bir süredir iyi sonuçlar vermiyor. Klonlanmış memeli embriyolarından %10’undan azı doğumla başarıya ulaşırken, geri kalan embriyolar implant sırasında veya hatalı plasentalar sebebiyle ölüyor.

Kaliforniya Davis Üniversitesi, profesörü Harris Lewin, 12 yıldır Amerikalı gen uzmanları ve Fransız klon ve üreme biyolojisi uzmanlarıyla çalışmalar yapıyor. Klonlanan ineklerinin RNA dizilimleri ve aktif DNA anlaşılması için yapılan çalışmaların sonunda, yanlış giden aşama ve sebebi araştırılıyor. 18. günün sonundaki sonuçlara göre sıkıntı yaşanan aşama, hücre transferi esnasında gerçekleşiyor. Gen bozuklukları da bunun bir sonucu olarak ölüm oranını yükseltiyor.

34. günde ise hayatta kalan embriyolar, plasentaya dönüşse de bütün bu transfere uygun olan ortam yine aynı sonucu veriyor. Fransız ekibinin başındaki Olivier Sandra, rahim ve oluşan (ekstraembriyonik) dokuların yerleştirme sırasında kritik bir önem taşıdığını çalışmayla doğruladıklarını söyledi.

Sarsıcı başarısızlık oranları

Dolly, 1996’da İskoçya’da başarıyla klonlanmıştı. Gerçi bu başarıya da, yaklaşık 277 denemenin sonucunda, sadece bir tanesinin taşıyıcı annede tutunmasıyla, yani birçok embriyonun çöpe atılmasıyla, ulaşıldı. Bu yüksek başarısızlık oranları, haliyle, insanların klonlanmasında da aynı şeylerin yaşanabileceğine işaret ediyor.

Profesör Lewin hayvan klonların neden başarısız olduğunu ya da hangilerinin süreç içerisinde gelişme sağlayacağını artık anladıklarını söylüyor ve “Hiçbir amaç için insan klonlanmaması gerektiği hakkında katı bir yasak getirilmesi gerekli gibi gözüküyor.” diyor. Fakat tam anlamıyla bir yasak getirilmeden bazı çalışmaların yürütülmesini de destekliyor.

Boston Üniversitesi’ndeki biyoetik uzmanı George Annas’ın Business Insider‘a yaptığı açıklamaya göre ‘ilaç ve yardımcı üreme endüstrileri‘ insan klonlamakla hiçbir alakaları olmadığını hemen dile getirdi. Bu oldukça önemli, çünkü bütün teknolojilerin kar etme dürtüsüyle sürdürüldüğü bir gerçek. 2005’te Birleşmiş Milletler Genel Kurulu insan klonlamasını, üreme veya tedavi sebebiyle bile olsa kesinlikle yasakladı. Bu da demek oluyor ki bilim adamlarının mükemmel sonuçlara ulaşmasından önce, etik ve yasalar ile ilgili tartışmalar yapmak için çok fazla vaktimiz olacak.

Kaynak: Futurism

Klonlama ile ilgili çalışmalar, Dolly'nin 1996'daki başarısından sonra hızlanarak arttı. Fakat bugün gelinen noktada son yapılan araştırmalar, klonlanan memelilerin %10'undan daha azının başarıyla hayata gelebildiğini gösteriyor. Bu konuyla ilgili olarak, 12 yıldır Amerika'da, Amerikalı ve Fransız bilim adamlarıyla sürdürülen çalışmaların sonucu, yüksek başarısızlık oranının insanlara kesinlikle yansıtılmaması gerektiğini söylüyor. İlaç ve yardımcı üreme endüstrilerinin insan klonlamayla ilgilerinin olmadığını söylemelerinin üzerine, klonlanmayı düşleyenlerin hayal kırıklığına uğraması söz konusu olabilir.

1 Yorum

Yorum yazmak için tıklayın

Yorumunuz:

e-Bülten Aboneliği