Haftanın Özeti: 217

Bilim, Yazılım, Donanım

2018 Avrupa Teknoloji Raporu verilerine göre kıtada 1 milyar Dolar’ın üzerinde değerlemeye sahip 61 teknoloji şirketi var. Tamamını şuradan indirebileceğiniz rapordan birkaç not:

  • Teknoloji alanında çalışan profesyonel geliştirici sayısı 5,7 milyon. Bu rakam geçen yıla göre 200 binlik bir artış anlamına geliyor. Amerika’daki profesyonellerin sayısı ise 4,4 milyon.
  • 23 milyar Dolar’lık sermaye yatırımı yapıldı. Bu alanda liderliği elinde bulunduran ülke İngiltere.
  • Bu alanda faaliyet gösteren en fazla şirket ve iş gücüne ev sahipliği yapan şehirler sırasıyla Londra, Berlin ve Paris.
  • LinkedIn verilerine göre teknoloji alanında çalışanların sayısı, önceki yıla göre yüzde 4 arttı.

Teknolojinin başa bela olduğu durumlar da yok değil tabii. Londra’daki Gatwick Havalimanı’nda izinsiz uçurulan iki dron krize yol açtı. Yüzlerce uçuşun iptal edilmesine sebep olan ve 30 saatten fazla süren krizden yaklaşık 120 bin kişi etkilendi. Dronların operatörü olduğundan şüphelenilen iki kişi gözaltına alındı. İngiltere’de havalimanlarının 1 kilometre yakınında dron uçurulması yasak. Uçuş güvenliğini tehlikeye atmak da 5 yıla kadar hapisle cezalandırılıyor.

Google Asistan uçakların rötar yapma ihtimaline dair yolcuları bilgilendirecek. Google’ın rötar tahmininin yeni bir özellik olmadığını belirtmekte fayda var. Şirket bu özelliği ilk kez Ocak ayında kullanıma sunmuştu. Ancak o dönemde uçuşun rötar yapacağına dair bir bildirim gelmiyordu. Öncelikle uçuşunuzu aramanız gerekiyordu. Google çoğunlukla, geçmiş uçuş verileriyle eğitilmiş makine öğrenimi algoritmasından faydalanarak gecikmeleri tahmin ettiğini söylüyor. Başka verileri de inceleyerek yakındaki uçuşlarda gecikme olup olmayacağını tespit ediyor.

Apple’a iPhone X serisi telefonlarının özellikleri konusunda yalan söylediği gerekçesiyle dava açıldı. Kaliforniya’da açılan davada Apple’ın iPhoneX, iPhone XS ve iPhone XS Max cihazlarının boyutları ve piksel sayıları hakkında yanlış bilgi içeren reklamlar yayımladığı ifade edildi. Davada ekran olmayan kenar bölgelerinin de ekran olarak sayıldığı ifade edildi. 55 sayfalık dava dosyasında, iPhoneX’in 5,8 inç olması gereken ekranının aslında 5,6875 inç olduğu gibi iddialara yer verildi. Apple konuya ilişkin bir açıklama yapmadı.

Son yıllarda o kadar çok teknolojik gelişmeyle karşı karşıya kaldık ki, bir nevi doygunluğa ulaştık. Her yeni gelişme beraberinde yeni sorunları da getiriyor. Alışkanlıklarımız değişiyor, uyum sorunları yaşıyoruz, yeni bağımlılıklar geliştiriyoruz, dikkatimiz kolay kolay toplanmamak üzere dağılıyor. Öte yandan Northwestern Üniversitesi’nden Robert Gordon “The Rise And Fall of American Growth” adlı kitabında günümüzde teknolojinin üretkenliğe eskisi kadar etki etmediğini söylüyor. Hayatımızı gerçekten değiştiren teknolojilerin zaten 1970’lerden beri bizimle olduğunu söyleyen Gordon, elektrik, uçak, klima ve televizyonun etkisinin günümüzdeki teknolojilerden çok daha büyük olduğunu iddia ediyor. Tabii bu görüşün karşı tarafında, yapay zekanın en az ateşin bulunması kadar önemli olduğunu söyleyen Google CEO’su Sundar Pichai var.

“Hakikaten ya, teknoloji filan da bir yere kadar” diyenlerdenseniz, Fast Company daha huzurlu bir yıl için silmemiz gereken 16 uygulamayı sıraladı. İsim verip rencide etmek istemiyorum ama liste şu alt başlıklardan oluşuyor:

  • Bizi depresyona sokan uygulamalar.
  • Her şeyimizi takip eden uygulamalar.
  • Mahremiyetimizi gözeteceğini söyleyen ama bu sözünü tutmayan uygulamalar.
  • Bizi ürüne dönüştüren uygulamalar.
  • Vaktimizi boşa harcayan uygulamalar.

Reuters Gazetecilik Çalışmaları Enstitüsü (RISJ) tarafından yapılan yeni bir araştırma Birleşik Krallık’ta yapay zekanın medyadaki temsilinin önemli bir kısmının endüstrideki ürünlerden ve yöneticiler tarafından yapılan açıklamalardan oluştuğunu gösteriyor. Gazeteciler ve yorumcular yapay zekanın muhtemel etkileri konusunda yapılan tartışmalara çok az değiniyor. Çalışmada, yapay zekanın genellikle pek çok alanda iyi bir çözüm olarak konumlandırıldığı ancak bu teknolojinin gerçekten sorunlarımızın en iyi çözümü olup olmadığı ya da gerçekten ne kadar etkin olacağı gibi alanlarda nadiren yayın yapıldığı belirtiliyor.

Nvidia’nın son çalışması makine öğrenimi meraklılarını epey heyecanlandıracak, distopya meraklılarını da endişelendirecek cinsten. Nvidia, daha önce kullanılmayan bir yöntemle, gerçekte var olmayan insanların görüntülerini üretiyor. Yapay zeka ürünü bu görüntülerin ‘üretilmiş olduğunu’ anlamak oldukça zor. Bunları evdeki bilgisayarla yapmak da aynı derecede zor tabii. Araştırmacılar, her biri binlerce Dolar değerinde olan 8 adet Nvidia Tesla grafik işlemciyi bir hafta boyunca çalıştırarak bu sonuçları elde etti.

Google, yüz tanıma teknolojisinin kötüye kullanımını engelleyecek kullanım şartları belirlenmeden bu sistemi bulut API’ları üzerinden kullanıma sunmayacağını açıkladı. Şirket yapay zekayı etik standartlara uygun şekilde geliştireceğini söylemiş ancak bu teknolojiyi ABD ordusuna sunduğu için tepki toplamıştı.

Ordu demişken araya sıkıştıralım. Perşembe günü ABD Adalet Bakanlığı tarafından açılan davada, Çinli hacker’ların 100 binden fazla ABD Donanması personelinin bilgilerini çaldığı iddia edildi. Suçlamaya konu olan iki hacker’ın, Çin’in ana istihbarat kurumuyla bağlantılı gruplarla birlikte çalıştığı belirtiliyor.

3D yazıcılarla bir insanın kafasının gerçek boyutlu bir kopyasını üretmek mümkün. Forbes muhabiri Thomas Brewster kendi kafasının üç boyutlu bir modelini yaparak, telefonların yüz tanıma sistemlerini test etti. Dört Android modeli ve bir iPhone X’i deneyen Brewster, Android telefonların 3D kafa modeliyle açılabildiğini gördü. Sadece iPhone X bu saldırıya karşı koyabildi.

Washington Üniversitesi araştırmacıları kablosuz iletişim platformu oluşturmak için yepyeni bir yöntem buldu: Yaban arılarını kullanmak. Ekip başlangıçta dron kullanarak bir sensör ağı oluşturmaya çalıştı. Ancak dronların bataryası çok hızlı bittiği için istedikleri sonuçları elde edemediler. Böylece, canlı arıları kullanarak mobil bir şeylerin interneti platformu kurmaya karar verdiler. Yaban arıları sensörleri taşımak için çok iyi bir tercih çünkü kendi vücut ağırlıkları kadar yük taşıyabiliyorlar ve saatlerce uçabiliyorlar. Akıllı tarım alanında kullanılacak olan sensörler, ürünlerin durumu, bölgenin topoğrafyası, havadaki ve topraktaki nemlilik seviyesi gibi verileri topluyor.

MIT bilimcileri özel hazırlanmış nesnelerin hacmini bin kat azaltabilen bir küçültme sistemi geliştirdi. Öncelikle emici poliakrilat malzemeden oluşan polimer yapılar, lazer kullanılarak özel bir hidrojelin içinde oluşturuluyor. Daha sonra bilimcilerin ‘iç patlama üretimi’ adını verdiği teknikle tüm yapı asidik bir karışımla küçültülüyor. Böylece jel her yönde bin kat küçülüyor. Bu teknolojinin ilk kullanım alanlarından biri, ışığın özelliklerini incelemek için nesneler oluşturmak olabilir. Daha sonra akıllı telefon kameraları ve tıbbi ekipmanlar için daha gelişmiş lensler üretilebilir. Yeni metodoloji, nano yapılar üretmek için kullanılan mevcut teknikleri birkaç açıdan geliştiriyor. Bu hem daha hızlı hem daha basit hem de üç boyutta da işe yarıyor.

Wisconsin-Madison Üniversitesi mühendisleri tarafından geliştirilen, vücuda yerleştirilebilen yeni bir cihaz, obeziteyle mücadele için yeni bir yöntem sunuyor. Mideyi beyne bağlayan bir sinir ucunu hafifçe uyaran cihaz, beyne midenin dolu olduğuna dair sinyal gönderiyor. 2015’te Amerikan Gıda ve İlaç Dairesi (FDA), obezite kontrolü için vagus sinirini uyaran ilk cihaza onay vermişti. Maestro adı verilen bu cihaz etkili olmasına rağmen oldukça büyüktü ve çalıştırılması zordu. Yeni geliştirilen cihaz ise Maestro’dan çok daha büyük bir adım atıyor. Bataryaya ihtiyaç duymayan cihaz, oldukça küçük ve elektriksel uyarımlar için midenin gerçek zamanlı hareketlerinden faydalanıyor. Cihaz henüz insanlarda test edilmedi ancak farelerde yapılan bir testte ilk 18 günde yüzde 35 zayıflama gözlendi. Cihaz çıkarıldığı anda hayvanlar normal yeme düzenlerine geri döndü.

Geçtiğimiz ilkbaharda, Dünya Sağlık Örgütü (WHO) her yıl olduğu gibi yüksek risk taşıyan bulaşıcı hastalıkların listesini çıkardı. Bu hastalıklar tedavisi ya da aşısı olmadığı için kısa sürede salgına dönüşme riski barındırıyor. Uzmanlar listeye bir de X Hastalığı ekledi. X Hastalığı aslında şu anda yok. Ama WHO mevcut yöntemlerle tespit edemediğimiz ya da tedavi edemeyeceğimiz bir patojenin ortaya çıkması riskine karşı bu var olmayan hastalığı da listeye ekledi. ABD’de ortaya çıkan yeni bir hastalığın ‘X’ olmasından endişe ediliyor. Akut Flasid Omurilik İltihabı ya da kısaca AFM olarak adlandırılan ve çocuk felci benzeri etkileri olan bu hastalık çok zor tespit ediliyor.

İnsan saçından daha ince bir iğnenin ucuna çok küçük bir kamera yerleştirilerek, beyin ameliyatı sırasında daha dikkatli hareket etmeyi sağlayan bir uyarı sistemi geliştirildi. Mevcut görüntüleme sistemleri, beyindeki küçük kan damarlarını tespit edebilecek kadar yüksek çözünürlüğe sahip değil. 11 hastada başarıyla test edilen yeni iğne ise kan damarlarını yüzde 98’e varan isabet oranıyla tespit edebiliyor.

52 ülkeden bin 200 bilimciyi bir araya getiren uzun soluklu bir araştırmayla, milyarlarca mikroorganizma içeren bir yeraltı ekosistemi keşfedildi. Aşırı sıcağa, ışık yokluğuna, sınırlı miktarda besine ve yoğun basınca rağmen var olan bu ekosistem bilim dünyasında heyecan yarattı. Tennessee Üniversitesi’nden Karen Lloyd’a göre bu yeryüzünde yepyeni bir yaşam havzası bulmak gibi bir şey. Lloyd, bazı organizmaların binlerce yıl boyunca var olabilmesine dikkat çekiyor: “Metabolik olarak aktifler ama hayatı desteklemenin mümkün olduğunu düşündüğümüzden daha az düzeydeki bir enerjiyle, bir çeşit durağanlık halindeler.”

Dünyanın en derin noktası Mariana Çukuru’nda araştırma yapan bilimciler, yüzeydekinden dört kat daha fazla mikroplastikle karşılaştı. 11 kilometre derine uzanan çukurda basınç çok yüksek, su sıcaklığı çok düşük ve hiç ışık yok. Tüm bu olumsuz koşullara rağmen burada da canlılar mevcut. Mikroplastikler, birbirini yiyen deniz canlıları aracılığıyla besin zincirinde tırmanabilir. Yani çöpe attığımız her plastik, çok küçük parçalar haline gelip hem çevreye zarar veriyor hem de dönüp dolaşıp vücudumuza giriyor.

New Atlas 2018’in en etkileyici uzay fotoğraflarını derledi. ‘Oraları’ sevenler için 26 fotoğraftan oluşan, hakikaten etkileyici bir derleme.

Bu da Dünya’nın doğuşunun uzaydan çekilen ilk renkli fotoğrafının hikayesi:

Hatırlatma: Hafta özetimiz toplam 5 sayfadan oluşuyor.Diğer kategorilere ait gelişmelere aşağıdaki listeden geçebilirsiniz.

Özet Başlıkları

  1. Türkiye ve dünyadan güncel gelişmeler.
  2. Bilim, teknoloji, yazılım, donanım.
  3. Dijital girişimler, yatırımlar, web siteleri.
  4. Dikkat çeken tasarımlar, inovatif ürün ve hizmetler.
  5. Sinema, TV, kültür/sanat gelişmeleri.

7 Yorum

Yorum yazmak için tıklayın

Yorumunuz: