Haftanın Özeti: 213

İnternet, Girişimler

Black Friday indirimleri e-ticaretin firmalarının da en büyük gelir kalemlerinden biri haline geldi. Son bir haftada ‘indirim günü alabileceğiniz en iyi 10 ürün’ temalı yüzlerce içeriğe maruz kaldık. Yapılan alışverişin hacmine dair rakamlar henüz paylaşılmadı, muhtemelen önümüzdeki haftanın özetinde elimizde daha detaylı bilgiler olacaktır. Türkiye’den de e-ticaret platformlarının katılım gösterdiği Black Friday, geçen yıl olduğu gibi tartışmalara da konu oldu. Sırf mübarek Cuma gününe hakaret etmek amacıyla uydurulmuş bir tanımlama olduğunu düşünenler bir tarafa, çoğu markanın indirim yapmadan yapmış gibi gösterdiğini savunanlar da tepkilerini dile getirdi. Hatta Ekşi Sözlük’te “Black Friday’in hakkını veren markalar” başlığı açma ihtiyacı hissedildi. ‘İndirime giren’ ürünlerin yüzde 87’sinin, yılın farklı zamanlarında Black Friday fiyatından daha ucuza bulunabildiğini gösteren bir araştırma da var.

Alışverişe dair en ‘zorlu’ anılardan liste yapılsa, mobilya ve ev tekstili için dükkan dükkan gezilen o fırtınalı günler ilk üçteki yerini alır muhtemelen. Yeni ev kuran çiftlerin bu süreçte yaşadığı gerilimi uzun uzun anlatmaya gerek yok, herkes konuya hakim diye düşünüyorum. Problemin kökenini anlamak isteyen Article adlı mobilya şirketi, Amerika’da yaşayan 2 bin yetişkine mobilya alışverişiyle ilgili sorular sordu. Meselenin çoğunlukla pahalı ürünlerden çıktığını gösteren araştırmaya göre ortalama bir çift, mobilya alışverişi sürecinde 72 kez tartışıyor. Bunların sadece 8’i mobilya dükkanında gerçekleşiyor. Çiftler evde, dekorasyonun nasıl olacağına karar verirken 15 kez, yolculuk sırasında 4 kez, arkadaşların ya da aile üyelerinin önünde de yine ortalama 10 kez tartışıyor. Araştırmanın sunduğu alışverişi beraber yapmama önerisi pek randımanlı olmayabilir zira kavga daha uzun döneme (senelere) yayılabilir.

Mobil cihazlarda çoğu yapay zeka işlemleri bulut sunucular üzerinden yapılıyor. Bu da Google ve Amazon gibi şirketlerin kullanıcıların taleplerini incelemesini sağlıyor. Ancak mahremiyete önem veren Apple, yapay zekayı direkt olarak kendi cihazlarına yerleştirmenin yolunu arıyor. Şirket bu amaç doğrultusunda Silk Labs adlı girişimi satın aldı. Silk Labs, 2016’da kitle fonlamayla geliştirmeye başladığı Sense takip kamerasıyla biliniyor. Bu proje birkaç ay içinde durdurulmuş ve yatırımcılara paraları iade edilmişti. Silk Labs, projenin altında yatan teknolojinin Apple’ın ilgisini çektiğini belirtiyor. Kısaca açıklayacak olursak, cihaz üzerinde çalışan yapay zeka insanları, yüzleri, nesneleri ve sesleri tespit edebiliyor. Yani bu işlem için bulut sunuculara bağlanmasına gerek kalmıyor. Yerel yapay zekayla desteklenen bir cihaz, video akışında tespit edilen kişi ve nesnelere göre herhangi bir uygulamayı çalıştırabilir. Örneğin odaya köpek girdiğinde belirli bir videoyu oynatabilir ya da odaya giren kişiyi tanıyıp onun sevdiği müzikleri çalabilir.

Apple CEO’su Tim Cook, teknoloji devlerinin kaçınılmaz yasal düzenlemelere hazırlıklı olmaları gerektiği görüşünde. Cook Facebook‘un kullanıcı bilgilerini sızdırmasının ardından, teknoloji şirketlerinin kişisel verilerin kötüye kullanımını engellemek için ABD’nin yeni yasalar koymaya başlayacağını düşünüyor. Genel olarak serbest piyasanın gücüne inandığını hatırlatan Cook, bunun işe yaramadığını kabullendiğini ve belli seviyede yasal düzenlemelerin kaçınılmaz olduğunu vurguluyor. Yıllardır Facebook ve Google gibi şirketlerin kullanıcılardan topladığı verilere dikkat çekmeye çalışan Cook, bu platformları “Sizin hakkınızda bulabildikleri tüm bilgileri topluyorlar ve bunun üzerinden para kazanmaya çalışıyorlar” şeklinde tanımlamıştı.

Söz kişisel verilerden açıldığında sıkça duyulan bir cümle var: “Benim gizli saklım yok ki…” Bu davranışı, kendisi aç olmadığı için açlık çeken insanları önemsemekle denk tutan The Next Web yazarı Boris Veldhuijzen van Zanten  mahremiyetin önemini anlamaya yardımcı olacak 4 basit nokta olduğunu düşünüyor. Van Zanten’in yazısından bir bölüm: “Birisi ‘benim saklayacak bir şeyim yok’ diyorsa, telefonunu 10 dakikalığına size vermesini söyleyin. Fotoğraflarını, sosyal medya hesaplarını ve mesajlaşma uygulamalarını inceleyin. Eğer rahatsız oluyorsa saklamak istediği bazı şeyler var demektir. Bunlar her zaman kötü şeyler olmayabilir ama bazen sevdiklerimizle yaşadığımız anları kendimize saklamak isteriz.”

Pazar araştırması şirketi GfK Türkiye Çocukların Dijital Dünyayla İlişkisi başlıklı araştırmasının sonuçlarını Çocuk Haklarını Koruma Platformu’nun düzenlediği toplantıda açıkladı. 15 ilde 1-17 yaş arası toplam 802 çocuğu olan 537 ebeveynle yapılan araştırmadan birkaç not:

  • Çocukların akıllı telefon, tablet veya bilgisayarda geçirdikleri süre günde ortalama 2 saat 42 dakika. 1-3 yaş arası çocuklarda bu sürenin 1 saat 42 dakika olması ayrıca düşündürücü.
  • Yüzde 18’i ise internette hemen hemen hiç vakit geçirmiyor.
  • “Çocuğunuz interneti ne amaçla kullanıyor?” sorusuna verilen cevaplar sırasıyla şunlar: Oyun oynamak (yüzde 79), ödev ve eğitici faaliyetler (yüzde 76), video izlemek (yüzde 57), arkadaşlarıyla iletişimde olmak (yüzde 36), dizi / film izlemek (yüzde 28), fotoğraf / video paylaşmak (yüzde 24).
  • Türkiye’de çocuğu internette vakit geçiren ebeveynlerin yüzde 8’i sakıncalı sitelere karşı program / uygulama kullanırken, yüzde 14’ü böyle bir koruma kullanıp kullanmadığının farkında değil.
  • Sosyal medya hesabı olan çocukların yüzde 26’sının profili herkese açık durumda ve çocukların yüzde 40’ı özel yaşamlarıyla ilgili paylaşım yapıyor.

YouTube Ekim ayında ABD’de başlattığı ‘Filmler ve Diziler’ servisine ücretsiz izlenebilecek filmler yüklemeye başladı. Yaklaşık 100 adet -nispeten eski- film ve dizi içeren servis bu içerikleri reklamlı olarak yayınlıyor. Legally Blonde (Bu Nasıl Sarışın?), Terminatör filmi gibi bugünlerde para kazanma ihtimali pek olmayan filmlerin yer aldığı liste çok çekici görünmese de bu filmleri internette ‘yasal yollardan’ izlemek isteyen kişilerden para kazanmak için ideal. Henüz deneme aşamasında diyebileceğimiz bu servisin yaygınlaşıp yaygınlaşmayacağını bilmiyoruz tabii.

YouTube demişken, Acemi Filozof adlı kanalda başlayan yeni ve ilginç bir seriden bahsetmekte fayda var. İngilizce Makale Okuyoruz adlı seride akademik makaleler kelime kelime, detaylı şekilde okunuyor. Amaç, İngilizcesini geliştirmek veya İngilizce akademik makale okumak isteyenleri cesaretlendirmek.

Instagram sahte beğeni, takip ve yorumlarla mücadele etmekte kararlı. Herhangi bir hesabın üçüncü parti uygulamalar kullanarak eklediği sahte beğeni ve yorumlar, Topluluk Kuralları‘na uymadığı gerekçesiyle silinecek. Platform, hangi hesapların bu servisleri kullandığını belirlemek için makine öğreniminden faydalandığını ve ilgili içerikleri otomatik olarak kaldıracağını söylüyor. Bu arada Instagram, tasarımda yeni değişiklikler test ettiğini duyurdu.

“… platformuna hikayeler özelliği geliyor” cümlesindeki boşluğu doldurma görevi bu kez LinkedIn’de. Şimdilik sadece ABD’deki öğrencilerin kullanabildiği özellik benzerlerinden biraz farklı. Student Voices (Öğrenci Sesleri) adı verilen uygulama, öğrencilerin kendi olumlu ve ilginç özelliklerinden bahsettikleri videolardan oluşuyor. Bir hafta içinde silinen videolara, kişinin profil sayfasında yer alan ‘son etkinlikler’ kısmından erişilebiliyor. Zaman içinde daha fazla kişinin kullanımına sunulması beklenen özellik, LinkedIn’in genç kullanıcıları çekmek ve kariyerleri boyunca platformda tutmak için çalıştığını gösteriyor.

İçerik siteleri yeni gelir kalemleri aramaya devam ediyor. BuzzFeed News okurlarına haberciliği desteklemek için yeni bir yöntem sunuyor: Aylık ya da yıllık abonelik planı. Ortaya koyduğu içerik tarzıyla çokça eleştiriye de maruz kalan BuzzFeed, yakın dönemde ‘daha ciddi’ haberlere de el atmaya karar veren BuzzFeed, Ağustos ayında okurlarından 5 Dolar ile 100 Dolar arasında değişen tek seferlik bağış toplamaya başlamıştı. Bu dönemde ortalama bağışın 20 Dolar’ın üzerinde olduğunu söyleyen şirket, bazı kullanıcıların da devamlı bağış yapmak için ayrı bir yöntem talep ettiğini belirtiyor. Geçtiğimiz yıl hedeflediği cironun yüzde 20 altında kalan Buzzfeed’in abonelik sitemine geçmesi şaşırtıcı değil.

Paylaşım ekonomisinin öncülerinden, kısa süreli ev ve oda kiralama platformu Airbnb Batı Şeria bölgesindeki İsrail yerleşimlerindeki ilanları platformdan kaldıracağını açıkladı. Bölgede 200 adet oda, müstakil ev ya da apartman dairesi artık Airbnb üzerinden kiralanamayacak. Filistinli insan hakları gruplarının yıllarca süren baskılarının ardından alınan karar, bu gruplarca zafer olarak kabul edildi. İsrail yönetimi ise -tahmin edileceği üzere- boykot çağrısıyla karşılık verdi.

The Guild adlı girişim ise Airbnb ve butik otel arası bir deneyim sunma iddiasında. Şirket şehir merkezinde bir apartman dairesi kiralıyor ve bu daireyi lüks bir otel odasına çeviriyor. Böylece ziyaretçiler hem şehrin imkanlarından yararlanabiliyor hem de evlerindeki rahatlığı başka şehirlerde de bulabiliyor. Üstelik Airbnb gibi hizmetlerin bazı bölgelerde yasalarla yaşadığı problemlerle karşılaşmaktan çekinmeye de gerek yok çünkü şirket tüm daireleri için otel lisansı alıyor. Böylece başka birinin evinde değil gerçek bir otelde konaklamış oluyorsunuz. The Guild şimdilik sadece ABD’nin Austin, Dallas, Miami ve Cincinatti şehirlerinde hizmet veriyor.

Elektrikli scooter girişimleri büyümeye ve yatırım almaya devam ediyor. Son olarak, 2017’de Berlin’de kurulan Wind Mobility 22 milyon Dolar; İsveç merkezli VOI Technology ise 50 milyon Dolar yatırım aldı. Şehir planlamacılarının ve yöneticilerinin e-scooter’a dair endişeleri de aynı oranda büyümeye devam ediyor:

Fransa’da önümüzdeki Ocak ayından itibaren büfelerden Bitcoin ve Ethereum almak mümkün olacak. Ülkedeki 27 bin tütün büfesini temsil eden Fransa Tütün Satıcıları Federasyonu’nun onayını alan uygulamanın 3 bin noktada başlaması ve daha sonra tüm ülkeye yayılması planlanıyor. Müşteriler büfelerde nakit ödeme yapacak ve bir kod satın alacak. Bu kod daha sonra KeplerK platformunda kullanılabilecek. Kripto paralar KeplerK dijital cüzdanlarında depolanacak.

Fırat Demirel’in “Geleceği Görenler: Türkiye’nin İlk İnternet Girişimleri” kitabı raflardaki yerini aldı. Yemeksepeti, Ekşi Sözlük, Pilli Network gibi girişimlerin hikayelerine odaklanan kitap, hazırlık ve basım süreci için Arıkovanı’nda 54 bin TL destek toplamayı başarmıştı.

Visual Capitalist adlı ajans, bu okuduğunuz kategorideki haberlere konu olan hemen herkesin ucundan yakalamak istediği 80 trilyon Dolar’lık dünya ekonomisini tek tabloda özetlemiş:

Hatırlatma: Hafta özetimiz toplam 5 sayfadan oluşuyor.Diğer kategorilere ait gelişmelere aşağıdaki listeden geçebilirsiniz.

Özet Başlıkları

  1. Türkiye ve dünyadan güncel gelişmeler.
  2. Bilim, teknoloji, yazılım, donanım.
  3. Dijital girişimler, yatırımlar, web siteleri.
  4. Dikkat çeken tasarımlar, inovatif ürün ve hizmetler.
  5. Sinema, TV, kültür/sanat gelişmeleri.

4 Yorum

  • merhaba, “75 desibel olarak (bir araba kapısının kapanma sesi kadar)” cümlesinde yanlışlık var.

    Konuşma sesi 40-60 dB
    Bağırma sesi 80-90 dB
    Uçağın kalkışı 120-140 dB
    Tüfek patlaması (yakın Mesafe) 130 dB dir.

  • Evet, haberi okuyunca zihin yaklaşık olarak şu kıvama geliyor daki linki yanlis olabilir cunku komik bir resim beklerken yine haberin linki geliyor

Yorum yazmak için tıklayın

Yorumunuz: