Haftanın Özeti: 208

Genel Gündem

Suudi Arabistanlı muhalif gazeteci Cemal Kaşıkçı, 2 Ekim’de ülkesinin İstanbul Başkonsolosluğu’na girmiş ve o günden sonra kendisinden bir daha haber alınamamıştı. Uluslararası baskılar az da olsa sonuç verdi ve Suudi yönetimi Kaşıkçı’nın konsolosluk binasında öldürüldüğünü kabul etti. Yapılan açıklamada ölüm sebebi ‘konsoloslukta çıkan kavga’ olarak gösterildi ve cesedin akıbetine değinilmedi. Konuyla ilgili olduğu söylenen 18 kişi Suudi Arabistan’da gözaltına alındı. Bunların arasında üst düzey bir istihbarat şefi ve Veliaht Prens Muhammed bin Selman‘ın bir danışmanı da bulunuyor. Kaşıkçı’nın evlilik için gereken belgeleri ABD’deki büyükelçilikten almak istediği ama İstanbul Başkonsolosluğu’na yönlendirildiği iddia edilmişti.

Yukarıda bahsi geçen uluslararası tepkilerden biri de önümüzdeki hafta Riyad’da düzenlenecek yatırımcılar konferansına katılması beklenen kişilerden gelen iptal açıklamaları oldu. Fransa ve Hollanda maliye bakanlarının yanı sıra pek çok şirketin CEO’su da konferansa katılmayacağını duyurdu. Suudi Arabistan’ın açıklamasını inandırıcı bulduğunu söyleyen ABD Başkanı Donald Trump ise daha önce yapılan 130 milyar Dolar’lık silah anlaşmasının ‘bu mevzuya karıştırılmaması gerektiğini’ vurguladı.

DW Türkçe’ye göre Kaşıkçı olayı ve yine bu yıl İngiltere’de yaşanan Skripal olayı, istihbarat servislerinin operasyonlarının giderek daha görünür hale geldiğine işaret ediyor. Bunun amatörlük mü yoksa strateji mi olduğunu sorgulayan sitenin görüş aldığı bir istihbarat uzmanı, yaşananların amatörlük olmadığı görüşünde:İstihbarat servisleri amatörce çalışmıyor. Daha çok, benzeri olayların yaşanabileceğine dair şu mesajı gönderiyorlar: Yapabiliyoruz, yapıyoruz, yapmaya cesaret ediyoruz ve kimsenin de bizi durdurmasına izin vermiyoruz.

sky news

Büyükelçiliklerden, konsolosluklardan söz açılınca akla ilk gelen isimlerden biri Julian Assange. Hakkında açılan davalar sebebiyle yıllardır Ekvador’un Londra’daki elçilik binasında yaşamaya çalışan Assange’ın rahatı yerinde değil. Mart ayında internet bağlantısını kesen ve onu ‘bir şekilde’ Rusya’ya göndermek istediği öne sürülen Ekvador hükümeti bu kez de uzun dönemli misafirini ev halleri konusunda uyardı. Mevzunun merkezindeki kişi ise Asange’ın kedisi. Ekvador yetkilileri, Assange’ın kedisiyle yeterince ilgilenmediği ve kendi tuvaletini de temiz tutmadığı görüşünde. Assange ise temel haklardan yoksun bırakıldığı gerekçesiyle hükümete dava açıyor. Bu arada, sözü edilen kedi şu:

irish news

Sahte pasaport sektörünün faydalandığı önemli kaynaklardan biri de internette paylaşılan pasaport görselleri. Comparitech tarafından yayımlanan yeni raporda yasa dışı yollarla satılan taranmış pasaport görsellerinin siber suçlulara biyometrik çip ve hologram gibi güvenlik önlemlerinin etrafından dolaşma imkanı verdiği belirtiliyor. Bu görsellerde kişisel bilgilerin yanı sıra pasaportun 9 haneli özel numarası da görülebiliyor. Bu da sahte isimlerle banka hesabı açmak için kullanılıyor. Yanında sahibinin selfie’si olan pasaport fotoğrafları da yüksek fiyatlara ‘alıcı buluyor’.

Singapur Eğitim Bakanı Ong Ye Kung, çocuklara öğrenmenin bir yarış olmadığını göstermek amacıyla ilk ve orta dereceli okullarda önümüzdeki yıldan itibaren karnelerde çocuğun sınıftaki diğer öğrencilere göre durumunun paylaşılmayacağını açıkladı. Karnelerde artık sınıf ve seviye ortalaması, en düşük ve en yüksek notlar, altı çizili ya da farklı renkle boyanmış düşük notlar, yıl sonunda dersten geçildiği ya da kalındığı, dersin ortalama notu gibi ibareler yer almayacak. Bakanlık, değişimle birlikte her öğrencinin kendi öğrenim sürecine odaklanacağını ve karşılaştırmalardan kaçınılacağını söylüyor.

Kanada’da keyif amaçlı esrar kullanımı resmen yasallaştı. Başbakan Justin Trudeau‘nun 2015’teki seçim vaatlerinden biri olan yasanın yürürlüğe girmesiyle ülkedeki kenevir stokları tükendi. Esrar satışı yapan bazı internet siteleri yoğunluk sebebiyle çöktü. Mağazaların önünde uzun kuyruklar oluştu. Waterloo Üniversitesi tarafından yapılan bir araştırmaya göre piyasaya sürülen yasal esrarın miktarı 210 ton iken tahmin edilen talep 610 ton civarında. Bu hamle Kanada’nın komşusuna da sıçrayabilir zira elimizde Amerikalıların yüzde 62’sinin esrar kullanımının yasal hale gelmesini istediğine dair bir araştırma da var.

Orta Amerika’daki göçmen krizi derinleşiyor. ABD’ye doğru yola çıkan ve çoğunluğu Honduraslı binlerce göçmen, Meksika polisi tarafından önlerinin kesilmesi sebebiyle, geceyi Meksika ile Guatemala sınırındaki bir köprüde geçirdi. Meksika’nın sınıra polis gönderme kararında Donald Trump‘ın tehditlerinin etkili olduğu düşünülüyor. Trump, söz konusu kafilenin geri döndürülmesi için Honduras hükümetine seslenmiş, akdi takdirde yardımları kesmekle tehdit etmişti. Açıklanan rakamlara göre ABD 2016 ve 2017 yıllarında Honduras’a 175 milyon Dolar yardım göndermişti.

İnsanlığın sonunu getireceği düşünülen etkenlerden bahsedilirken salgınlar ilk sıralara koyulur. Sonumuzu getirmemiş olsa da dünyanın gidişatını önemli ölçüde etkilemiş salgınlar yaşandı. Onlardan biri de 1918’de başlayan İspanyol gribi salgınıydı. İspanyol gribiyle ilgili derin çalışmalar yapıldı ama henüz her şey aydınlatılmış değil. BBC, dünyayı değiştiren izler bırakan bu salgına dair 5 ilginç bilgi sıralamış. Örneğin dünya geneline yayılan hastalıkla en çok ölümün yaşandığı kıtalar Asya ve Afrika’ydı. Asya’daki bir hastanın ölme ihtimali Avrupa’dakinden 30 kat fazlaydı. Öte yandan kıtaların kendi içinde de farklılıklar görülüyordu. Danimarka’da ölüm oranı yüzde 0,4 iken Macaristan’da bu oran onun üç katıydı. Vakti olan için ibretlik bir derleme.

İnsanlığın sonundan bahsetmişken, Vox‘a göre sonumuzu getirmesi muhtemel 10 şey:

  • Nükleer savaş.
  • Biyolojik ve kimyasal savaş.
  • Yıkıcı iklim değişikliği.
  • Ekolojik çöküş.
  • Salgınlar.
  • Asteroidler.
  • Yanardağ patlamaları.
  • İklim değişikliğine karşı yapılan Güneş jeomühendisliği çalışmaları.
  • Yapay zeka.
  • Bilinmeyen riskler.

New York 25 yıl sonra ilk kez kimsenin vurulmadığı bir hafta sonu geçirdi. 12 – 14 Ekim arasında şehrin 5 bölgesinde de herhangi bir silahlı saldırı olayı rapor edilmedi. Aslında New York’un geçmişinde, silahlı saldırı yaşanmayan bir hafta sonu en son 25 yıldan daha uzun bir süre önce yaşanmış olabilir. Şehirde silahlı saldırıların kaydı 1993’te tutulmaya başlandı.

Bu arada Atlantic New York’un en ‘havalı’ bölgesi Manhattan’ın nasıl zengin bir hayalet şehre dönüştüğünü irdeleyen bir dosya hazırlamış. “Teorik olarak, iş dünyasının, ticaretin, kültürel hayatın başkentindesiniz ama pratikte mağazalar kapalı, ışıklar sönük ve camlar kiralık ilanlarıyla dolu” diye başlayan yazıda zengin hayalet şehir kavramının yarattığı kapitalist paradoksa dikkat çekiliyor ve gelecekte böyle manzaralarla daha çok karşılaşılacağı öngörüsünde bulunuluyor. Söz konusu boşluk da özellikle yüksek kiralara ve e-ticarete (Amazon etkisi) dayandırılıyor. Yazara göre hala sokakları şenlendiren dükkanların ortak özelliği, Amazon’la rekabet etmek gibi bir dertlerinin olmayışı: “İnternet benim saçımı kesemez.

Manhattan’a özenerek inşa edilen Çin şehirlerinin yaşadığı derin boşluğa değinmeden geçmek olmaz:

Türkiye İstatistik Kurumu (TÜİK) tarafından açıklanan verilere göre Türkiye genelinde konut satışları Eylül ayında bir önceki yılın aynı ayına göre yüzde 9,2 oranında azalarak 127 bin 327 oldu. Rapordan birkaç not:

  • İstanbul 20 bin 216 konut satışı ve yüzde 15,9 ile en yüksek paya sahip oldu.
  • İstanbul’u 11 bin 368 konut satışıyla Ankara, 6 bin 207 konut satışıyla İzmir izledi.
  • Konut satış sayısının en düşük olduğu iller sırasıyla 13 konut ile Hakkari, 15 konut ile Ardahan ve 71 konut ile Bayburt oldu.
  • Türkiye genelinde ipotekli konut satışları bir önceki yılın aynı ayına göre yüzde 72 oranında azalış göstererek 11 bin 330 oldu.
  • İlk defa satılan konut sayısı bir önceki yılın aynı ayına göre yüzde 14 azalarak 60 bin 219 oldu.
  • Yabancılara yapılan konut satışları bir önceki yılın aynı ayına göre yüzde 151,1 artarak 5 bin 615 oldu.
  • Eylül ayında Irak vatandaşları Türkiye’den bin 351 konut satın aldı.
  • Irak’ı 538 konutla İran, 360 konutla Kuveyt, 312 konutla Suudi Arabistan izledi.

Evle fazla meşgul olmadan “Yollar bize memleket” demek de bir tercih tabii:

KPMG Türkiye ve Türkiye İnsan Yönetimi Derneği (PERYÖN) tarafından yapılan bir araştırma, ülkedeki beyaz yakalı çalışanlarının profilini çıkardı. 533 kişiyle gerçekleştirilen “2018 Çalışan profili Araştırması” adlı çalışmadan birkaç not:

  • Yanıt verenlerin yüzde 40’ı işletme, yüzde 24’ü iktisat, yüzde 12’si ise mühendislik mezunu.
  • Yüzde 28’inin aylık net geliri 5 bin – 10 bin TL, yüzde 21’inin 3 bin – 5 bin TL, yüzde 18’inin 2 bin – 3 bin TL iken yüzde 14’ünün aylık net geliri ise 15 bin TL’nin üzerinde.
  • Yüzde 56’sının çocuğu yok.
  • Erkek müdürlerin yüzde 74’ü ön lisans / lisans, yüzde 21’i yüksek lisans mezunuyken, kadın müdürlerin yüzde 59’u ön lisans / lisans mezunu, yüzde 41’i ise yüksek lisans mezunu.
  • Müdür unvanına sahip çalışanların çoğunluğunun aylık net geliri 5 bin – 10 bin TL arasında.

Özetin bu bölümünü İzmir’in Kemalpaşa ilçesinde, Sibel Çağlar tarafından kurulan ve sahipsiz çiftlik hayvanlarına yuva olan barınakla kapatalım:

Hatırlatma: Hafta özetimiz toplam 5 sayfadan oluşuyor.Diğer kategorilere ait gelişmelere aşağıdaki listeden geçebilirsiniz.

Özet Başlıkları

  1. Türkiye ve dünyadan güncel gelişmeler.
  2. Bilim, teknoloji, yazılım, donanım.
  3. Dijital girişimler, yatırımlar, web siteleri.
  4. Dikkat çeken tasarımlar, inovatif ürün ve hizmetler.
  5. Sinema, TV, kültür/sanat gelişmeleri.

Yorum Ekle

Yorum yazmak için tıklayın

Yorumunuz: