Haftanın Özeti: 205

Tasarım, İnovasyon

Peş peşe yeni telefon modellerinin duyurulduğu bir dönemdeyiz. Hemen hepsi en az bir konuda ‘en iyi’ oldukları iddiasıyla geliyor. Fast Company, şöyle biraz geçmişe de giderek tüm zamanların en iyi telefon tasarımlarını derlemiş. Katılıp katılmamak sizin elinizde tabii. Nokia 5110 da onlardan biri.

BAE Systems geleceğin savaş uçağı kokpitini daha basit bir yer haline getirmek için sanal gerçeklikten faydalanmayı planlıyor. Giyilebilir kokpit adı verilen teknolojide, kokpitteki butonların, kolların ve göstergelerin yerini göz takip mekanizması bulunan bir sanal gerçeklik başlığı alacak. Böylece pilot sadece bakarak ve el hareketleriyle uçağı yönlendirebilecek. Altıncı nesil savaş uçaklarında sadece hayati önem taşıyan göstergeler ve kontroller fiziksel olarak yer alacak, diğer tüm özellikler sanal gerçeklik üzerinden gösterilecek.

Yapay zekalı robotlar ya da otonom araçlar haberlerde çok fazla yer alıyor olabilir ancak Google’a göre teknolojideki bir sonraki büyük adım ses hizmetlerinden gelecek. Google’ın arama biriminin başındaki isim olan Ben Gomes sıradan dilin daha iyi anlaşılmasının internetin geleceği için çok önemli olduğunu söylüyor. “Konuşma algılama ve dili anlama yetenekleri arama ve bilginin geleceğini oluşturuyor. Ancak bu alanda çok zorlu problemler var. Örneğin bir zamirin nasıl çalıştığını, ‘o’ dendiğinde cümlede kimden bahsedildiğini bilgisayara anlatmak oldukça güç. Bu, çözmemiz gereken milyonlarca problemden sadece birisi” diyen Gomes’e göre bu çalışmalar okuma yazma oranının veya alışkanlığının düşük olduğu ülkelerde başarı elde etmek için de olmazsa olmazlardan biri.

Norveç’in Bergen şehri yakınlarında, sıfırdan inşa edilen Lyseparken adlı kasabaya, çevredeki işletmelere ısı sağlayacak bir veri merkezi kuruluyor. Bölgede yeni iş imkanları oluşturmak isteyen ve Os Belediyesi adına projeyi yönetmekle görevli Fredrik Seluissen’e göre öncelikli amaç geri dönüştürülebilir kaynakları kullanarak kendi kendine yetebilecek bir alan oluşturmak. Bu problem teorik olarak çözülebilirse, sıfır karbonlu bir sistem kurmaya vesile olabilir. Merkezin tasarımını yapan Snøhetta mimarlık ofisinden Rune Veselgard’a göre ıssız bir çölde hayal bile edilemeyecek miktarda enerji harcayan devasa bir endüstriyel yapıdan, geleceğin veri merkezi olan Spark’a geçiş etkileyici bir dönüşüm olacak.

Dünyanın ilk otonom tramvayı Almanya’nın Potsdam şehrinde test sürüşlerine başladı. Siemens‘in bilgisayar bilimcileri, mühendisler, matematikçiler ve fizikçilerden oluşan 50 kişilik ekibinin tasarladığı tramvay radar, LİDAR ve kamera algılayıcıları ile donatılmış durumda. Bu teknolojiler sayesinde rayları ve çevrede olup bitenleri gözetleyen tramvay, yol üzerinde bir engel olduğunu belirlerse kendi kendine duruyor ve engel yoldan çekilmeden yeniden harekete geçmiyor. Tabii her ihtimale karşı bir sürücü de kabinde bekliyor ve yol durumunu gözetliyor. Üreticiler bu ürünün henüz ticari olarak uygulanabilir olmadığını ancak otonom sürüş alanında önemli bir kilometre taşını temsil ettiğini söylüyor.

Renault Ez-Pro konseptiyle otonom elektrikli araçları konvoy halinde kullanarak şehirlerde ürünlerin ve hizmetlerin dağıtılma yöntemini değiştirmek istiyor. Her bir teslimat servisi, otonom bir lider kabinden ve diğer robo-kabinlerden oluşuyor. Bu kabinler birbirini takip ederek tek sıra halinde ya da bağımsız olarak hareket edebiliyor. Her iki tür araçta da paket taşınabilecek ancak robo-kabinler aynı zamanda taşınabilir mağaza ya da yiyecek standı olarak da hizmet verebilecek. Bu kullanımı mümkün kılan şey robo-kabinlerin modüler tasarımı. Her biri standart bir temelin üzerine yerleştirilen farklı ünitelerden oluşuyor. İnsan görevli lider kabinde oturacak ve sürecin sorunsuz işlemesi için gerekli kontrolleri yapacak. Renault “Araç kullanmanın gerekliliklerinden kurtulan görevli yol planlamasını ve robo-kabinleri kontrol ederek birebir teslimat ya da hassas ürünlerin özel olarak teslim edilmesi gibi etkili müşteri hizmetleri sunabilirdiyor.

 

24 metre uzunluğundaki elektrikli yat SolarImpact okyanusta seyahat edebilen ve güneş enerjisiyle çalışan ilk konsept yat olma özelliğini taşıyor. 800 kWh bataryası araca 10 saatlik gezinti kapasitesi sunuyor. Yatın üzerinde güneş oldukça bu kapasite artırılabilir. Güneş olmadığı durumlarda ise yedek dizel motorlar devreye sokulabiliyor. SolarImpact düşük bir hızda kullanıldığında, sadece güneş enerjisinden yararlanarak hiç durmadan seyahat edebiliyor.

Volkswagen’in Diesel skandalına rağmen Alman markaları hala dizel otomobiller üretmeye devam ediyordu. Ancak artık üreticilerin baskılara dayanamadığı görülüyor. Porsche dizel araçların üretiminden vazgeçen ilk Alman otomobil şirketi oldu. Yapılan açıklamada artık bu teknolojiyi kullanan araçlar üretilmeyeceği belirtildi. Aslında bu açıklama çok şaşırtıcı değil. Şirket en son bu yılın Şubat ayında dizel araç üretmişti. Yeni açıklamayla birlikte bu teknolojiye geri dönülmeyeceği netleşmiş oldu.

Hatırlatma: Hafta özetimiz toplam 5 sayfadan oluşuyor.Diğer kategorilere ait gelişmelere aşağıdaki listeden geçebilirsiniz.

Özet Başlıkları

  1. Türkiye ve dünyadan güncel gelişmeler.
  2. Bilim, teknoloji, yazılım, donanım.
  3. Dijital girişimler, yatırımlar, web siteleri.
  4. Dikkat çeken tasarımlar, inovatif ürün ve hizmetler.
  5. Sinema, TV, kültür/sanat gelişmeleri.

Yorum Ekle

Yorum yazmak için tıklayın

Yorumunuz: