Haftanın Özeti: 200

Tasarım, İnovasyon

Science dergisinde yer alan bir rapora göre, tuzlu su filtrelemede kullanılan pürüzlü malzemelerin daha pürüzsüz hale getirilmesi, temiz su üretiminin maliyetini azaltabilir. Tüm dünyadaki tesislerde genellikle tuzlu suyu polyamidden yapılan ince tabakalardan geçirerek tuzu sudan ayırıyor. Polyamidin küçük delikleri su moleküllerinin geçmesine izin verirken sodyum iyonlarını durduruyor. Ancak organik maddeler ve suda bulunan kalsiyum sülfat gibi diğer maddeler bu tabakaların yüzeyinde birikerek bir süre sonra suyun deliklerden geçmesine engel oluyor.  Tesis görevlileri tabakaları sık sık değiştirmek ya da onları tıkayan maddelerin bu noktaya erişmeden ayrıştırılması için pahalı ekipmanlar kullanmak zorunda kalıyor. Connecticut Üniversitesi araştırmacıları, istenmeyen parçacıkları toplayan küçük çukurları bulunmayan, süper pürüzsüz bir filtre geliştirdi. Böylece temiz su üretim maliyeti azaltılabilir ve tuzsuzlaştırma çok daha geniş çevrelerde erişilebilir hale gelebilir.

Günümüzde kullanılan filtrelerin yüzeyi (solda) ve yeni üretilen filtrelerin yüzeyi (sağda)

Hollanda merkezli Beladon adlı şirket, Rotterdam‘ın Merwehaven limanında kıyının açıklarında dünyanın ilk yüzen çiftliğini inşa etti. Başlangıçta tesiste robotlar tarafından sağılan 40 tane inek olacak. Okyanus tabanına demirli olan ve üç seviyeden oluşan Beladon çiftliğinin 2018’in sonunda açılması ve günde 800 litre süt üretmesi bekleniyor. Beladon’da çalışan mühendis Peter van Wingerden, bu fikri 2012 yılında New York’taki Hudson Nehri’nde yüzer ev projesi üzerinde çalışırken buldu. Wingerden orada çalışırken Sandy Kasırgası yaşanmıştı. Bu esnada dükkanlarda taze yiyecek bulmak iyice zorlaşmıştı. Wingerden “Kasırganın sebep olduğu yıkımı görünce besinin tüketiciye mümkün olduğunca yakın bir yerde üretilmesi gerektiğini fark ettim” diyor. Yerleşim alanları çiftlik işletmek için mantıklı yerler gibi görünmese de ürünün tabağa ulaşmadan önce kat ettiği yolu azaltmak ulaşım kaynaklı hava kirliliğini azalttığı için daha çevreci bir yaklaşım olarak görülüyor.

Enerjiyi üretmek kadar onu depolamak da problem. İsviçre merkezli Energy Vault adlı girişim çözümü enerjiyi betona gömmekte bulmuş. Beton bloklardan oluşan aşağıdaki kule, İsveç’teki 2 bin evin günlük elektrik ihtiyacını depolayabiliyor. Şirket ilk ticari ürününü 2019’da piyasaya sürmeyi planlıyor.

Geçmişte güneş enerjili dörtdönerlerin (quadcopter) yerdeki güneş panelleriyle şarj edilen bataryalarla uçtuğunu görmüştük. Şimdi ise mühendislik öğrencileri, enerjisini direkt olarak üzerindeki güneş panellerinden alan ve güneş gördükçe uçabilen bir dron geliştirdi. Singapur Ulusal Üniversitesi öğrencilerinin geliştirdiği ve karbon fiberden yapılan dron sadece 2,6 kilogram ağırlığında. Dronda herhangi bir batarya ya da enerji depolama sistemi bulunmuyor. Bunun yerine 148 adet silikon güneş hücresi toplamda 4 metrekarelik bir alanda topladığı güneş enerjisiyle pervaneleri çalıştırıyor.

11’inci yılını kutlayan Cuprinol Shed of the Year (Yılın Barakası) listesinde 2 bin 971 başvuru arasından özenle seçilen 24 tasarım var. Üzerinde müzik aletleri bulunan yüzen kulübe, ekstra bir yatak odası olarak kullanılan klasik taksi, döner merdivenli lüks bir yurt… “Böyle de oluyormuş” dedirten tasarımlar şurada.

Infiniti yeni tek kişilik elektrikli süper otomobilini Kaliforniya’da düzenlenen Pebble Beach Concours d’Elegance etkinliğinde tanıttı. Hong Kong merkezli lüks otomobil üreticisine göre, Prototype 10 bugünle geleceğin elektrikli spor otomobilleri arasında bir köprü görevi görüyor. Prototype 10, Infiniti’nin Japon tasarım merkezini, Birleşik Krallık‘taki dijital tasarım ekiplerini ve Kaliforniya‘daki üreticileri bir araya getiren küresel bir çalışma. Infiniti, 2021’den itibaren piyasaya çıkacak tüm yeni modellerinin elektrikli motor teknolojisi kullanacağını söylüyor. Yani bu araçların motorları ya tam elektrikli ya da hibrit olacak.

Audi de yeni elektrikli spor otomobil konseptini tanıttı. Yarış ve gündelik sürüş tekniklerini tek çatı altında toplamayı başaran PB18 e-tron üç adet elektrikli motora sahip. Tek seferde 500 kilometre yol katedilmesini sağlayan bataryanın toplam 15 dakikada şarj edilebilmesi de gelecek adına ümit verici.

Rus silah üreticisi Kalaşnikof, 1970’lerin nadir bir otomobil modeli olan Izh-Kombi‘den ilhamla geliştirdiği yeni elektrikli aracın, Elon Musk’ın Tesla‘sına alternatif olacağını iddia ediyor. Perşembe günü Moskova’daki savunma fuarında tanıtılan retro görünümlü mat mavi prototipin adı CV-1. Tek şarjla 350 kilometre gidebilecek olan araç Kalaşnikof’un ürün yelpazesini genişletme çabasının bir sonucu. Şirket daha önce de cep telefonu kılıfı, şemsiye ve kıyafet gibi ürünler denemişti.

Hatırlatma: Hafta özetimiz toplam 5 sayfadan oluşuyor.Diğer kategorilere ait gelişmelere aşağıdaki listeden geçebilirsiniz.

Özet Başlıkları

  1. Türkiye ve dünyadan güncel gelişmeler.
  2. Bilim, teknoloji, yazılım, donanım.
  3. Dijital girişimler, yatırımlar, web siteleri.
  4. Dikkat çeken tasarımlar, inovatif ürün ve hizmetler.
  5. Sinema, TV, kültür/sanat gelişmeleri.

1 Yorum

Yorum yazmak için tıklayın

Yorumunuz: