Haftanın Özeti: 199

Bilim, Yazılım, Donanım

Her yeni teknoloji gibi dronların da hayatımızda daha çok yer kaplayacağı günler yaklaşıyor. Özellikle otonom dronların şehirlerde nasıl hareket edeceği, insanların bu araçlarla nasıl etkileşim kuracağı gibi sorular henüz yanıtlanmış değil. Bir yerden başlamak gerektiğini düşünen Fast Company Isaac Asimov‘un meşhur 3 robot yasasından hareketle 3 dron yasası hazırlamış. Açıklamalarını şurada bulabileceğiniz 3 madde:

  • Görünür olmalı.
  • Topluma yardımcı olmalı.
  • İnsanları değil çevreyi gözetlemeli.

Siber güvenlik şirketi Trustwave sosyal medya platformlarında isim ve profil fotoğrafı eşleştirmesi yaparak çok sayıda insanın profil bilgilerini toplayabilen açık kaynaklı bir araç geliştirdi. Social Mapper adlı araç Facebook, LinkedIn, Instagram gibi belirli sosyal ağlara bağlanarak sitenin arama ve açık kaynaklı yüz tanıma özelliklerini kullanıyor. Böylece listede adı ve fotoğrafı bulunan kişilerin profillerine erişiliyor. Kötü amaçlı olarak kullanılabileceği ya da mahremiyeti ihlal edeceği gerekçesiyle eleştirilen Social Mapper, sosyal medya kullanıcılarının başkalarının eline geçme ihtimalini düşünmeden paylaştığı bilgileri toplayabilir. Facebook son zamanlarda bu tarz otomatik hesap verisi toplama uygulamalarının önüne geçmek için sitede telefon numarasıyla ya da e-posta adresiyle profil arama özelliğini iptal etti. Trustwave yetkilisi aracın güvenlik amaçlı olduğunu vurgulayarak kendini savunuyor.

Geçtiğimiz haftalarda düzenlenen Black Hat siber güvenlik konferansında otomobillerin ya da uçakların siber saldırıya uğrama ihtimaliyle ilgili sunumlar ilgi çekiciydi ancak birçok sunumda göze çarpan tema zihin sağlığı oldu. Kaygı bozukluğu ve depresyon gibi konular aslında siber güvenlik alanına uzak değil. Stresin yoğun şekilde hissedildiği bu alanda profesyoneller uzun saatler boyunca, önemli ağları korumak için çok ciddi baskı altında çalışıyor. Siber saldırılar sonrası bu alanda çalışanların yaşadığı travma sonrası stres bozukluğu, sahada savaşan askerlerin yaşadıklarına benzetiliyor. Black Hat’in yeni odak noktasının artık teknolojiden ziyade insanlar olması endüstride daha geniş değişiklikler yaşanmasını sağlayabilir.

Uydu iletişim sistemleri bilgi gönderip almamızı sağlıyor; internet, televizyonlar, telefonlar, radyolar hatta askeri operasyonlar bu sistemler sayesinde çalışıyor. Bugün Dünya’nın yörüngesinde 2 binden fazla iletişim uydusu bulunuyor. Siber güvenlik şirketi IOActive‘e göre bu sistemlere izinsiz giriş yapmak rahatsız edici derecede kolay. Black Hat etkinliğinde sunum yapan şirket yetkilisi iletişim uydularına yapılabilecek saldırıların olası sonuçlarına değindi. IOActive benzer bir çalışmayı 2014’te de yapmıştı ancak aynı açıklar sistemlerde görülmeye devam ediyor. Örneğin, saldırganlar uçak içi WiFi sistemlerine erişim sağlayıp bu sistemleri uzaktan durdurabilir ya da değiştirebilir. Uçuş ekibinin ve yolcuların cihazlarına saldırabilir ve iletim sistemlerini kontrol edebilir.

ABD’nin Florida eyaletinde güvenlik güçleri, başkalarının telefon numaralarını ve SIM kartlarını ele geçirerek yüz binlerce Dolar değerinde kripto para ve nakit çalan bir çeteye operasyon düzenledi. Oğlunun telefonda bir GSM operatörü görevlisi gibi konuşarak karşıdaki kişiyi kandırmaya çalıştığını duyan bir kadının polisi aramasıyla ortaya çıkarılan çetenin tek bir kurbandan 57 Bitcoin çaldığı açıklandı. O dönemde 57 Bitcoin 470 bin Dolar değerindeydi. Kurbanların bilgilerine bir kütüphanenin halka açık kablosuz internet bağlantısından ulaşıldığı da küçük bir detay.

Siber güvenlik aleminin meşhurlarından John McAfee‘nin ‘hacklenemez‘ iddiasıyla piyasaya sürülen kripto para cüzdanı hacklendi. McAfee bunu başaran kişiye 10 bin Dolar ödül vereceğini söylemişti. Bitfi adlı cüzdanı hackleyerek ödül kazanmak için yapılması gereken üç şey var: Cihaza düzenleyebilmek, Bitfi sunucusuna erişebilmek, cihazı kullanarak önemli bilgileri gönderebilmek.

Google’ın Konum Geçmişi seçeneğini kapattığınızda takip edilmediğinizi düşünebilirsiniz ancak bu doğru değil. Konum geçmişini kapatsanız bile Google dakika dakika takip edebilir, ev adresinizi hatırlayabilir ve gün içinde ziyaret ettiğiniz diğer noktaları kaydedebilir. Bu, Google’ın Konum Geçmişi servisi kapalı olsa da bizi takip ettiğine dair ilk haber değil. Geçtiğimiz Kasım ayında yayımlanan bir haberin ardından Google söz konusu veri toplama uygulamasını durdurduğunu açıklamıştı. “İyi de ne yapmak lazım?” Ayarlar menüsünden Web ve Uygulama Etkinliği seçeneğini kapatırsanız Google sizi uygulamalar ve internet aramaları üzerinden de takip etmeyi bırakıyor.

Elektronik atıkların imhası veya değerlendirilmesi hala önemli bir sorun. Bu çöpleri ithal edip soruna ‘omuz veren’ ülkelerden biri olan Tayland önümüzdeki 6 içinde 432 çeşit e-çöp ithalatını durdurma kararı aldı. Plastik çöplerin ithalatına da 2 yıl içinde son verilecek. Geçtiğimiz aylarda Tayland kıyılarına vuran ölü bir balinanın midesinden 80 parça ‘sindirilememiş’ plastik çöp çıkmıştı.

Purdue Üniversitesi‘nden araştırmacılar, hastanelerde veya nükleer tesislerde çalışanlar için giyilebilir radyasyon ölçer geliştirdi. Baş rolünde bira mayasının olduğu ürün, kullanıcının maruz kaldığı radyasyonun derecesini belirliyor. Diğer radyasyon ölçüm cihazlarından ayıran en önemli özelliği ise basitliği:

Neden bazı insanlar hep olumsuz taraflara odaklanıyor?  MIT sinirbilimcileri tarafından gerçekleştirilen yeni bir araştırma beyinde hangi noktanın bu karamsar kararlara sebep olduğunu belirledi. Çalışmada kaudat çekirdek (caudate nucleus) adı verilen küçük bir yapı incelendi. Araştırma temelde, olumsuz karar alma sürecinin aşırı aktif bir kaudat çekirdeği ile ilişkili olabileceğini gösteriyor. Beynimizin karar alırken olumlu ve olumsuz sonuçları nasıl değerlendirdiğini göstermesinin yanı sıra bu araştırma depresyon ve anksiyete bozukluğu gibi hastalıklara sahip kişilere daha direkt bir şekilde yardımcı olabilecek tedaviler geliştirilmesine katkıda bulunmayı amaçlıyor.

Geçen yıl ABD’de yapılan bir araştırma, 2016’da ‘haddinden fazla’ kullanılan teşhis ve tedavi yöntemlerini ortaya koydu. Maryland Üniversitesi‘nde yapılan çalışmanın sonuçlarında bilgisayarlı tomografi kullanımı dikkat çekiyor. Menisküs ameliyatı, prostat kanserine yönelik agresif tedavi yöntemi gibi kalemlerin arasında tanıdık bir arkadaş da var: Antibiyotik.

Guardian‘ın haberine göre ABD ve Danimarka merkezli iki şirket dünya sperm ticaretini domine ediyor. Uzmanlara göre bunun nedeni her iki ülkedeki arzın fazlalığı. 600 donörlük bir havuza sahip olduklarını ve 1977’den beri dünya genelinde 75 bin doğuma katkıda bulunduklarını söyleyen Kaliforniya merkezli şirketin yöneticisi Scott Brown bu alanın tartışmasız lideri olduklarını iddia ediyor. Sadece Avrupa’da bin 400 donörle hizmet verdiklerini belirten Danimarkalı şirket de liderlik iddiasında. Danimarka’da tek kişiden en fazla 12 aile sperm alabiliyor, ABD’de ise böyle bir sınır yok.

Biological Psychiatry dergisinde yayımlanan yeni bir çalışmaya göre hamilelik sırasında annede stres hormonu kortizolün yüksek seviyede görülmesi, kız çocuklarında 2 yaşında ortaya çıkan kaygılı ve depresyon benzeri davranışlara sebep oluyor. Bu, beynin önemli algı ve duygu işleme merkezleri arasındaki iletişimin artmasından kaynaklanıyor. Bulgular hamilelik sırasında annenin içinde bulunduğu durumların, çocuğun daha sonraki yaşamında karşısına çıkacak sağlık problemlerine etki ettiğini gösteriyor. İlginç bir şekilde aynı strese maruz kalan annelerin erkek çocuklarında, beyin bölgeleri arasındaki yüksek iletişim ya da hamilelik sırasındaki kortizol seviyesi ile ruh hali değişiklikleri arasındaki ilişki gözlenmedi.

ABD Başkanı Donald Trump’ın Uzay Kuvvetleri kurma planına geçen hafta değinmiştik. Tesadüfe bakın ki, yine ABD yetkilileri uzayda dolaşan ve niyeti kestirilemeyen bir Rus uydusuna dikkat çekti. Rus Diplomat Alexander Deyneko yaptığı açıklamada bu iddiaların “varsayımlara dayalı şüpheler üzerinden yöneltilen iftiralar” cevabını verdi.

Hindistan 2022’de uzaya astronot göndermeyi planlıyor. Bu büyük bir haber çünkü Hindistan Gaganyaan adlı bunu başarırsa Rusya, ABD ve Çin‘in ardından insanlı uzay görevi gerçekleştirebilen dördüncü ülke olacak. İlk görevin 40 ay içinde gerçekleşmesi ve 90 milyar Rupi’ye (7,42 milyar TL) mal olması bekleniyor. İlk insanlı görevin planlama sürecinde, Hindistan’ın ürettiği en güçlü roket olan GSLV MK III üç kişilik bir mürettebatla Dünya’nın alçak yörüngesinde 5 ila 7 gün geçirebilecek şekilde düzenlenecek.

NASA Güneş’i keşfetmekle görevli Parker Solar Probe adlı uzay aracını yolcu etti. Aracın ismi 91 yaşındaki astrofizikçi Eugene Parker‘dan geliyor. NASA’nın amacı Güneş yüzeyinin 6,16 milyon kilometre üzerinden geçiş yaparak Korona katmanını incelemek. 1,5 milyar Dolar’a mal olan otomobil büyüklüğündeki aracın yolculuğunun 7 yıl sürmesi planlanıyor. Saatteki hızının 692 bin kilometre olduğunu not edelim. Uzay demişken, yine NASA tarafından paylaşılan ve meşhur Kuzey Işıkları‘nın yukarıdan çekilen fotoğrafını da buraya bırakalım.

Hatırlatma: Hafta özetimiz toplam 5 sayfadan oluşuyor.Diğer kategorilere ait gelişmelere aşağıdaki listeden geçebilirsiniz.

Özet Başlıkları

  1. Türkiye ve dünyadan güncel gelişmeler.
  2. Bilim, teknoloji, yazılım, donanım.
  3. Dijital girişimler, yatırımlar, web siteleri.
  4. Dikkat çeken tasarımlar, inovatif ürün ve hizmetler.
  5. Sinema, TV, kültür/sanat gelişmeleri.

2 Yorum

Yorum yazmak için tıklayın

Yorumunuz: