Evde mikro plastik soluyoruz

Son yılların gündem maddesi mikro plastiklerin hava yoluyla da vücudumuza çokça girdiği tespit edildi.

Haber Özeti

Tam Sürüm

Yakın zamanda yayımlanan bir makaleye göre mikro plastikler vücudumuza plastik şişelerden içtiğimiz sudan, kirletilmiş denizlerden yediğimiz balıktan daha çok, soluduğumuz havayla giriyor. Boyutları nedeniyle akciğerlere kadar ulaşabilen mikro plastiklerin, kendileri inert olsa da yüzeyinde ya da bileşiminde barındırabileceği başka maddeler dolayısıyla öncelikle solunum yolları hastalıkları olmak üzere değişik hastalıklara sebep olabileceği düşünülüyor. Bu konuyu netleştirmek için yapılan araştırmalar ise henüz çok yetersiz.

2016 yılında dünyada 335 milyon metrik ton plastik (plastik iplikler hariç) üretildi ve bu üretim her yıl yaklaşık yüzde 3 oranında artıyor. Üretilen bu plastik malzemenin yarısı bir yıl dolmadan kullanılmaz hale geliyor. Ayrıca her ne kadar son yıllarda oranlarda iyileşmeler olsa da şimdiye kadar üretilen plastiğin yalnızca yüzde 9’u geri dönüştürülebilirken yüzde 12’si yakılmış geri kalan yüzde 79’u ise nihai atık depolama alanlarına ya da başıboş şekilde çevreye atılmış durumda. Tabii çevreye başıboş şekilde bırakılan plastiğin bir kısmı soluduğumuz havaya akciğerlerimize kadar ulaşmakta, daha küçük boyutlu parçalar ise dolaşım sistemimize ulaşarak vücudumuzda bozunmadan uzun süreler boyunca kalmakta.

Yapılan araştırmada görüldüğü üzere kapalı mekan havasında bulunan mikro plastik konsantrasyonu açık havada bulunan konsantrasyondan daha yüksek miktarda. Bunların çoğunun da giydiğimiz kıyafetlerde ve mobilyalarda kullanılan plastik ipliklerden geldiği düşünülüyor. Bu ipliklerin ve kapalı mekanlardaki oyuncak, ambalaj ve makyaj malzemeleri gibi plastik ürünlerin ısı, sürtünme, ışık ve benzeri bozucular nedeniyle daha küçük parçalara ayrıldığı ve bu parçaların da kapalı mekanların havasına karıştığı öne sürülüyor.

Tabii bu parçacıkları solumaya en yakın kişiler emekleyen bebekler ve henüz solunum sistemleri gelişmekte olan çocuklar. Her ne kadar bu parçacıkların inert olduğu düşünülse de akciğerlerin derinliklerine yerleşen bu parçacıklar lezyonlara sebep olabilmekte. Daha küçük parçacıklar ise dolaşım sistemine karışarak kardiyovasküler rahatsızlıklara sebep olabilmekte.

Havayla taşınan mikro plastiklerin insan sağlığı üzerine etkisini araştıran çalışmalar henüz çok az sayıda ve bu etkilerin daha iyi anlaşılabilmesi için daha çok araştırmaya ihtiyaç var. Fakat yapılan araştırmalar sonucunda okyanuslara karışan plastiklerin ne gibi sorunlar yarattığını gören Birleşmiş Milletler, geçen yıl sonunda nasıl plastiklerin okyanusa taşınmasının engellenmesi için bir anlaşma tasarısını tüm üye ülkelere sunduysa bir sonraki aşamada, havayla taşınan plastikler de yeni bir anlaşmanın konusu olabilir.  

Kaynak: WEF

Yapılan bir araştırmada görüldüğü üzere kapalı mekan havasında bulunan mikro plastik konsantrasyonu açık havada bulunan konsantrasyondan oldukça yüksek. Bu yüksek miktardaki konsantrasyondan bir kısmı solunum yoluyla vücudumuza girerek akciğerlerde birikiyor. Hava yoluyla vücudumuza giren mikro plastiklerin insan sağlığı üzerine etkisini araştıran çalışmalar henüz çok az olsa da, kendisi inert olarak kabul edilen mikro plastiklerin öncelikle solunum yolları hastalıkları olmak üzere değişik hastalıklara sebep olabileceği düşünülüyor. Tabii konuya en duyarlı kesim ise toz ile beraber yerde bulunan parçalara oldukça yakın olan emekleyen bebekler ve henüz solunum sistemleri gelişmekte olan çocuklar. Birleşmiş Miletler'in bir sonraki önlem alınmasını isteyeceği konu havaya karışan plastikler olabilir (tabii ilk önce okyanuslara karışan plastikleri önleyebilirse). 

1 Yorum

Yorum yazmak için tıklayın

Yorumunuz:

e-Bülten Aboneliği