Dijital çağın müzik yapım şirketi

Son 15 yılda, internet faktörü işin içine girdiği için plak şirketlerinin işinin bittiğini söylemek mümkünmüş gibi görünüyor fakat plak şirketlerinin işi sandığımız gibi henüz bitmedi, yakında da bitecekmiş gibi görünmüyor. Hatta, müzik aboneliklerindeki patlama sayesinde, yıllar sonra ilk kez çeyrek hasılatları artmaya başladı. Çünkü şirketler, sanatçılar ile dinleyiciler arasında üstlendiği aracı rolü Apple, Google ve Spotify gibi teknoloji devleriyle paylaşarak sanatçıları güçlendirmeyi amaçlayan girişimler yapmaya zorlanıyor.

Sanatçı ile dinleyici arasındaki bu boşluğa yerleşen en son şirket UnitedMasters, müzik sektörünün iş modelini yeniden inşa etmeyi ve müzisyenlere daha fazla güç vermeyi amaçlıyor. Alphabet ve Andreesen Horowitz gibi şirketlerden 70 milyon Dolar yatırım alan girişim, “Geleceğinizde plak şirketleri olmayacak.” diyor. UnitedMasters, plak şirketlerinin yerini almayacaktır fakat teknolojinin müzik endüstrisindeki gücünü artırmasına yardımcı olacak gibi görünüyor. Hizmet, sanatçılara dijital müzik hizmetlerindeki dağılımlarını ve dinleyici kitlelerinin detaylı analizlerini sunuyor. Bu detaylı analizler sayesinde de sanatçıların ‘süper hayran’larına özel promosyonlar ve fırsatlar sunmaları sağlanıyor.

Stem ve Audiam gibi şirketler de sanatçılara isim ücreti dağıtma konusuyla ilgileniyor. Tıpkı UnitedMasters gibi Alphabet’ten yatırım alan Kobalt adlı şirket de veri analizleri ve müzik yayınlama hizmeti sunuyor. Öte yandan, ReverbNation, Music XRay ve Tradiio gibi şirketler, azalan bütçeleri yüzünden plak şirketlerini en kötü etkileyen süreç olan yeni yetenekler keşfetme ve geliştirme süreciyle ilgileniyor.

Streaming hizmetlerinin etkisi büyük

Fakat plak şirketlerine vurulan en büyük darbe muhtemelen streaming hizmetlerinden geliyor. Spotify, Apple Music ve Amazon Prime Music gibi hizmetler sadece müzik dağıtım rolünü üstlenmekle kalmıyor aynı zamanda sanatçıların kariyerlerini destekleyecek yeni yollar buluyorlar. Yakın zamanda böyle bir açıklama yapılmasa da, Spotify’ın ya da diğer streaming hizmetlerinin sanatçılarla sözleşmeler imzalayarak plak şirketlerini tamamen saf dışı bırakmaları hiç de uzak bir ihtimal gibi görünmüyor.

Çoğu durumda, streaming hizmetleri genellikle açık şekilde plak şirketlerinin özelliklerini üzerine almıyor, yeni özellikler (teknoloji temelli yenilikler gibi) ortaya çıkarıyor fakat birçok durumda da plak şirketlerinin alanına girmiş oluyorlar. 15 sene önceki durumları ile şu anki durumlarını karşılaştırdığımızda plak şirketlerinin geldiği konumu düşünürsek, 15 yıl sonra şu ankinden çok daha kötü durumda olmalarını beklemek yanlış olmayabilir.

Kaynak: Fast Company