Çin nasıl Bitcoin’e hakim oldu?

Bitcoin 2009 yılında, devletlerin müdahalelerinden ve ekonomik politikalarından bağımsız olarak para akışının sağlanabileceği, bir merkezden yönetilmeyen bir para birimi üretmek amacıyla ortaya çıkmıştı. İlk yıllarda bu sistem pek ilgi çekmedi ancak 2013 yılından sonra özellikle Çinli yatırımcılar Bitcoin ile ilgilenmeye başladı. Bu ilgi Çin hükumetinin de gözünden kaçmadı ve 2013’ün Aralık ayında Çinli bankaların Bitcoin üzerinden işlem yapması yasaklandı.

Bu hamlenin Bitcoin balonunu patlattığı düşünülüyordu ancak ‘reklamın iyisi kötüsü olmaz’ mantığıyla, Çinliler bu yeni para birimine daha fazla ilgi duymaya başladı. Pek çok Çinli yatırımcı, sistem üzerinden ‘Bitcoin madenciliği‘ yapabilmek için şirketler kurdu. Bu şirketler daha sonra ‘Bitcoin havuzu‘ adı verilen merkezler oluşturdu. Bu merkezlerde dileyen kişiler kendi sistemlerini getirip hem Bitcoin akışı için işlemci gücü sağlıyor hem de Bitcoin madenciliğine katkıda bulunuyor. Katkıda bulunan kullanıcılar kısa vadede elde edilen Bitcoin’lerden pay alabiliyor.

Bitcoin madenciliği için yaratıcı çözümler

Bitcoin havuzları Çin çapında oldukça yaygınlaştı. Peter Ng gibi bazı yatırımcılar ucuz enerji bulabilmek için yeni yöntemler aramaya başladı. Ng, Bitcoin havuzlarını daha önce başka bir proje için inşa edilen ancak o projenin iptal edilmesiyle boşta kalan enerji santrallerinin yanına kurarak enerji masrafını düşürmeyi ve karını artırmayı başardı.

Jihan Wu adında 30 yaşında bir girişimci de Bitmain adlı bir şirket kurarak, Bitcoin madenciliği için tasarlanmış çipler üretmeye başladı. Sıradan bilgisayarlara göre çok daha etkili bir şekilde Bitcoin madenciliği yapabilen bu çipleri hem Bitcoin çıkarmak için kullanan hem de diğer madencilere satan Wu, Bitmain’i dünyanın en büyük Bitcoin şirketi haline getirdi.

Çinli yatırımcılar sorumluluk istemiyor

Tüm bu gelişmeler beklenmedik bir sonucu beraberinde getirdi. Sadece para kazanmak isteyen Çinli yatırımcılar, Bitcoin pazarının yüzde 70’ine hakim olduğu için sistemde yapılması planlanan değişikliklerde de önemli bir söz sahibi haline geldiler. Bu durum, batılı yatırımcıların Bitcoin’i genişletme planlarına engel oldu. Çünkü yazılım üzerinde sorumluluk sahibi olmak istemeyen Çinli yatırımcılar, bu konularda genellikle sistemin kurucusu olan yazılım ekibiyle paralel kararlar alıyordu.

Sistemin kurucuları ise bu sistemi bağımsız ve güvenli bir sistem olarak koruyabilmek için küçük kalmasını istiyorlar. Bitcoin’in gizemli yaratıcısı Satoshi Nakamoto, sistemin büyümemesi için saniyede yaklaşık 7 işlem limiti koymuştu. Ancak kullanıcı sayısı arttıkça insanlar işlem yapabilmek için uzun süre beklemek zorunda kalmaya başladı. Batılı girişimciler bunu değiştirmek için Bitcoin Classic adlı yeni bir yazılım geliştirdi. Bu yazılım sistemi baştan aşağı değiştirecek. Ancak bunu uygulamaya koymak için Çinli yatırımcıların onayına ihtiyaç duyuluyor. Çinliler ise şu anda ciddi paralar kazandıkları ve lider konumunda oldukları bu sistemin değişmesinden yana değiller. Mayıs ayında Çin’de, batılı ve Çinli yatırımcılar arasında gerçekleşen görüşmede de Çinli yatırımcılar ikna edilemedi. Sistemin bir süre daha bu şekilde devam edeceği tahmin ediliyor.