Bankalar teknolojiye ‘yerim dar’ diyor

Bankacılar ve banka müşterileri ile yapılan bir araştırmada, bankacılık sistemlerinin teknolojinin gerisinde kaldığı ve beklentileri karşılamadığı görüldü.

Haber Özeti

Tam Sürüm

Bugün kullandığımız teknolojilerin neredeyse tamamının anavatanı ABD. Ne var ki bu göz alıcı dönüşümün köklü finans kurumlarında karşılık bulduğunu söylemek zor. Zira geleneksel bankalar geçmişten gelen mevcut (hantal) yapılarını yenileme konusunda inisiyatif almaktan kaçınıyor. Düşen kar marjlarıyla daralan bütçeler de yeni yatırımları iyice zorlaştırıyor.

ABD’de 114 bankacı ve 1010 müşteri ile yapılan araştırmada bankacıların ve müşterilerin, kullanılan bankacılık sistemlerinden beklentileri araştırıldı. Araştırmanın sonucuna göre sadece müşterilerin değil bankacıların beklentileri de artıyor ancak bankaların sistemlerini yakın zamanda güncellenmesi beklenmiyor.

NTT Data tarafından yürütülen araştırmada bankacıların yüzde 80’inin daha yeni bir ana sistem (main frame) kullanmayı istediği ancak bankaların sadece yüzde 4’ünün bu alanda köklü bir planı olduğu ortaya çıktı. Veri sistemlerinin hızla geliştiği günümüzde bankaların hala geçtiğimiz yüzyılın sistemleri ile işlem yapmaya çalışması, sistemde aksaklıklara sebep oluyor.

Paypal, ApplePay gibi sistemlerin hızına alışan müşteriler, aynı hızı ve kolaylığı bankalarından da bekliyor. Ancak bankaların güncellenmeyen sistemleri buna engel oluyor. Kimilerine göre değişimin önündeki en büyük problem teknoloji değil, tasarım. Ancak 1959’da oluşturulan programlama dili COBOL ile hazırlanmış sistemlerin asıl problemi yarattığını savunanlar da var.

Araştırmaya katılan bankacılardan birisi “Müşteriler görmüyor ama arka planda hala pek çok bankacı yeşil ekranlar üzerinde işlem yapmaya çalışıyor” diyerek sistemin ne kadar geride kaldığını gözler önüne seriyor.

İlerleme için köklü değişim şart

Araştırmada bankacılardan yaşadıkları en büyük problemleri sıralamaları istendiğinde bankacıların yüzde 39’u tarafından ‘mevzuata uyum sağlamanın getirdiği maliyet’i en büyük problemlerden biri olarak gösterdi. Eski sistemlerin bakım maliyeti, diğer sistemlerle entegre çalışmanın zorluğu, ürün geliştirme maliyeti gibi problemler de bankacılar tarafından dile getirildi. Tüm bu problemlerin ortak yanı ise sistem değişikliği ile çözülebilecek olmaları.

NTT Data’nın bankacılık departmanı başkanı Peter Olynick, “Bankacılar eski sistemin zincirlerinden kurtulabilirlerse gerçek değişimler görebileceklerine inanıyorlar” diyerek araştırmanın ulaştığı sonucu özetledi. Ancak yine Olynick’e göre, bankaların sadece yüzde 15’i bu alanda bir değişiklik yapmayı planlıyor. Sistemi kökten değiştirmek için çalışma yürüten bankaların oranı yalnızca yüzde 4 olurken, bankaların yüzde 53’ü eski sistemi küçük geliştirmelerle kullanmaya devam etmeyi planlıyor.

Bu şekilde işlerini yürütmeyi amaçlayan bankaları eleştiren Olynick, bu uygulamayı Ford’un ürettiği ilk otomobil modellerinden biri olan Model T‘nin şasisinde değişiklik yaparak Tesla ile mücadele etmeye çalışmak olarak nitelendirdi.

Başka bir açıdan bakacak olursak fintek alanında birbirinden iddialı ve yenilikçi girişimlerin ABD’den çıkması bir tesadüf değil. Bunu sistemin hayatta kalabilmek adına yaralarını sarma çabaları olarak da adlandırabiliriz.

Bankacılar ve banka müşterileri ile yapılan araştırma sonucunda beklentilerin arttığı ancak bankaların bu beklentileri karşılayamadığı görüldü. Pek çok bankanın günümüz teknolojisinin gerisinde teknolojiler kullanması sebebiyle sistemlerin yavaş işlediği ve işlerin aksadığı belirtiliyor.

1 Yorum

Yorum yazmak için tıklayın

Yorumunuz:

e-Bülten Aboneliği