Az uyuyan az yaşıyor

Uykusuzluk genel sağlığımızı etkilediği gibi uzun vadede vücudumuzun belirli hastalıklara karşı dayanıklılığını düşürerek ömrümüzün kısalmasına sebep oluyor

Haber Özeti

Tam Sürüm

Günümüzde insanlar geçmişe göre çok daha az uyuyor ve çok daha fazla uyku sorunuyla mücadele ediyor. Bu durum genel sağlığımızı etkilediği gibi uzun vadede vücudumuzun belirli hastalıklara karşı dayanıklılığını düşürerek ömrümüzün kısalmasına sebep oluyor.

Peki neden bu kadar uykusuz kaldık? Geçtiğimiz 75 yılda hayatlarımız nasıl değişti? 1942’de toplumun yüzde 8’den az bir bölümü gecede altı saat ve daha uyuyordu. Bugün ise bu oran yüzde 50’ye yaklaşmış durumda. Berkeley Kaliforniya Üniversitesi İnsan Uykusu Bilimi Merkezi Yöneticisi Matthew Walker bu durumun sebeplerinin aslında oldukça bariz olduğunu söylüyor. “Öncelikle geceyi aydınlattık. Işık, uykumuza zarar veren önemli bir etken. İkinci sorunsa iş: sadece mesai süresinin başlangıç ve bitiş saatleri değil, daha uzun süre yolculuk etme gerekliliği de uykumuza zarar veriyor. Hiç kimse ailesine ya da eğlenceye ayırdığı zamandan feragat etmek istemiyor. O yüzden uykudan feragat ediliyor. Son olarak anksiyete de uykusuzlukta önemli bir rol oynuyor. Geçmişe göre daha yalnız ve daha bunalımlı bir toplumda yaşıyoruz. Alkol ve kafeine de çok daha kolay erişebiliyoruz. Tüm bunlar uykunun düşmanları.”

Alzheimer’a sebep oluyor

Yetişkinlik döneminde çok az uyumak Alzheimer hastalığına yakalanma ihtimalinizi ciddi şekilde artırıyor. Bunun sebeplerini kısaca özetlemek oldukça güç ancak temelde bu durumun sebebi amiloid tortusu adı verilen zehirli bir protein. Alzheimer’a yakalanan kişilerin beyninde biriken bu protein çevredeki hücreleri de öldürerek hastalığın kötüleşmesine sebep oluyor. Derin uyku sırasında bu tortular beyinden etkin bir şekilde temizleniyor. Alzheimer hastalarında ise bir kısır döngü oluşuyor. Yetersiz uyku sebebiyle özellikle beynin derin uyku merkezinde tortu birikiyor; biriken tortu da derin uyku merkezine zarar veriyor. Derin uykunun azalması, beynin bu tortuyla mücadele etmesini güçleştiriyor. Daha fazla amiloid daha az uykuya, daha az uyku daha fazla amiloid birikmesine sebep oluyor.

Walker, ‘Neden Uyuruz: Uyku ve Rüyaların Yeni Bilimi‘ adlı kitabında -bilimsel olmamakla birlikte- Margaret Thatcher ve Ronald Reagan gibi az uyumakla övünen siyasetçilerin her ikisinin de hayatının ilerleyen yıllarında Alzheimer’a yakalanmış olmasını ilginç bulduğunu belirtiyor. Ayrıca yaşlı yetişkinlerin daha az uykuya ihtiyaç duyduğuna dair bilginin de bir efsaneden ibaret olduğunu belirtiyor. Bunamanın yanı sıra uyku yeni anılar oluşturmamıza ve öğrenme kapasitemizi artırmamıza da yardımcı oluyor.

Zihinsel sağlığı da etkiliyor

Ayrıca uykunun zihinsel sağlığımıza etkisi de büyük. Anneniz size “Şimdi yat sabah sakin kafayla daha iyi düşünürsün” dediğinde aslında bilgece bir şey söylüyordu. Walker’ın kitabında rüyalarla ilgili uzun bir bölüm bulunuyor. Bu bölümde Walker, rüya halinin yaratıcılığa etkilerinden söz ediyor. Ayrıca rüya görmenin rahatlatıcı bir etkisi olduğuna da vurgu yapıyor. Eğer -üstte bahsedildiği gibi- hatırlamak için uyuyorsak, ayrıca unutmak için de uyuyoruz. Derin uyku (rüya görmeye başladığımız bölüm) deneyimlerimizin duygusal yüklerinden kurtulduğumuz ve onları daha katlanılır hale getirdiğimiz iyileştirici bir durum.

Uyku ya da uykusuzluk, genel ruh halimize etki ediyor. Walker ve ekibinin gerçekleştirdiği beyin taramalarında, uykusuz kalan kişilerde, beynin sinir ve öfkeyi tetikleyen merkezi amigdalada yüzde 60 daha fazla tepkisellik gözlendi. Çocuklarda, uykusuzluğun agresiflik ve zorbalıkla ilişkilendirildiği, ergenlerde ise uykusuzlukla birlikte intihar düşüncesinin arttığı görüldü. Psikiyatride zihinsel rahatsızlıkların uykunun bölünmesine yol açtığına dair kabul gören bir kanı var. Ancak Walker bu durumun tek yönlü olmadığını söylüyor. Örneğin bipolar (çift kutuplu) bozukluk bulunan hastalarda düzenli uykunun sağlık durumunu artırdığı görüldü.

Uykuya dair istatistiki bilgiler

Uyku hem fiziksel hem zihinsel sağlığa bu kadar etki etmesine rağmen, düzenli uyku pek çok kişi için lüks konumunda. Uykusuna önem verenlere ise sıkıcı ya da tembel gözüyle bakılması da toplumun yarattığı olumsuz bir etki olarak değerlendirilebilir. Uykuya dair bazı istatistikler, insanlığın bu konuda kat etmesi gereken çok yol olduğunu gösteriyor:

  • Gelişmiş ülkelerdeki yetişkinlerin çoğu Dünya Sağlık Örgütü tarafından önerilen günlük 8 saatlik uykudan mahrum kalıyor.
  • Gecede 6 saat 40 dakika uyuyan bir yetişkinin tıbbi müdahale olmazsa 60’lı yaşlarının başına kadar yaşayabileceği öngörülüyor.
  • 2013’te yapılan bir çalışmada, az uyuyan erkeklerin sperm sayısının düzenli uyuyanlara göre yüzde 29 daha az olduğu belirlendi.
  • 5 saatten az uyuyarak araba kullanırsanız kaza yapma ihtimaliniz 4,3 kat daha fazla. Eğer sadece 4 saat uyuduysanız kaza riski 11,5 kata kadar çıkıyor.
  • Sıcak bir banyo uyumanıza yardımcı olur. Bunun sebebi vücudunuzun ısınması değil, damarlarınızın genişleyerek bazal vücut sıcaklığını düşürmesidir. Uyku haline geçmek için bazal vücut sıcaklığının yaklaşık 1 santigrat düşmesi gerekir.
  • Yeterince uyumayan atletlerin fiziksel yorgunluğa ulaşma süreleri yüzde 10 ila 30 daha az oluyor.
  • En yaygını insomnia (uykusuzluk) olmak üzere 100’den fazla uyku hastalığı tespit edilmiş durumda.
  • Sabah gün doğumu sırasında uyanık olmayı sevenlerin oranı toplumda yüzde 40 civarında. Geç yatıp geç kalkmayı sevenler ise ise yüzde 30 oranında. Kalan yüzde 30 bu ikisinin arasında bir yerlerde yer alıyor.
Kaynak: The Guardian

Günümüzde insanlar geçmişe göre çok daha az uyuyor ve çok daha fazla uyku sorunuyla mücadele ediyor. Bu durum genel sağlığımızı etkilediği gibi uzun vadede vücudumuzun belirli hastalıklara karşı dayanıklılığını düşürerek ömrümüzün kısalmasına sebep oluyor. Gece aydınlatmaları, alkol ve kafein tüketimi, anksiyete, çalışma saatleri gibi bir çok sebep modern insanın geçmişe göre çok daha az uyumasına sebep oluyor. Berkeley Kaliforniya Üniversitesi İnsan Uykusu Bilimi Merkezi Yöneticisi Matthew Walker, 'Neden Uyuruz: Uyku ve Rüyaların Yeni Bilimi' adlı kitabında uykunun bazı hastalıklarla ve insan ömrüyle olan ilişkisini inceliyor. Walker, yeterince uyumayan insanların erken öldüğünü söylüyor.

1 Yorum

  • Bu guzel yaziniz icin tesekkurler. Son maddede bir yazim yanlisi olmus, belirtmek isterim. Calismalarinizda kolayliklar dilerim.

Yorum yazmak için tıklayın

Yorumunuz:

e-Bülten Aboneliği