Ankara’dan: Bir alternatif kent hayatı projesi ‘Lavarla’

Konuk yazarımız Işıl Yılmaz Sümer Ankara'nın teknoloji ve girişim dünyasından bildirmeye başlıyor.

Haber Özeti

Tam Sürüm

Uzun yıllar emek verdiği dijital pazarlama ve e-ticaret alanlarından tanıdığımız Işıl Yılmaz Sümer, röportaj ve gözlemleriyle Dünya Halleri’ne bir Tunalı Hilmi, Cinnah, Pursaklar havası getirecek. Tabii yolu sık sık teknoparklardan, kuluçka merkezlerinden de geçecek ve bizi Ankara’daki teknoloji ve girişim ‘ortamlarından’ haberdar edecek.

İki sene önce, İzmir’den Ankara’ya taşınırken üniversite yıllarımdan kalan şu önyargıyı da yanımda getirmişim: “Ankara gri bir memur kentidir ve burada yapılacak hiçbir şey yoktur.” Ne kadar yanıldığımı kısa bir süre sonra anlayacaktım. Öğrencilik zamanlarımın üzerinden geçen, neredeyse 15 senede Ankara çok değişmiş. Kente ve kentli olma sürecine katkı sağlayan birçok yeni proje, özellikle de dijital girişimler Ankara’yı canlandırmış ve renklendirmiş. Lavarla da bu projelerden biri. Yaklaşık 40 kişiden oluşan gönüllü yazar kadrosuyla şehri bir uçtan bir uca dolaşan Lavarla’nın kurucuları Serkan İzci, Seda Çakmak ve Seren Erciyas ile Lavarla’yı ve sosyal girişimleri Pusula’yı konuştum.

Lavarla’yı bize birkaç cümleyle anlatabilir misiniz?

Serkan: Lavarla aslında ihtiyaçtan doğan bir girişim oldu. İzmir’de yaşıyordum, 2015’te Ankara’ya döndüğümde burada yapabileceğim ne var diye araştırırken birçok blog yazarına denk geldim. Tam istediğim gibi değildi açıkçası. Daha sonra alternatif hayat, herkesin dayattığı hayat değil de daha farklı etkinliklerin ve alternatif bir hayatın olduğu bir web platformu olsa nasıl olur, diye düşündüm. Önce 2015 Aralık ayında, Instagram hesabıyla başladım, bu hesap kısa sürede çok popüler hale geldi ve çok güzel tepkiler aldı. Ben de ‘tamam, doğru bir noktadayım’ dedim.

Sadece Instagram’daki paylaşımlara bile yetişememeye başladım. Çünkü, bu paylaşımları yapabilmek için etkinliklere katılmak, takip etmek ve şehri gezmek gerekiyordu. O yüzden ekibi genişletmeye karar verdim. Seren ve Seda da bu sayede aramıza katıldı. Seren Ankara üzerine bir hesap yönetiyordu, Seda’nın de “İnsan ve Teknoloji” adında bir blogu var ve yazılımını kendi yapmıştı. Seren içerik üretimine destek verirken Seda da Lavarla’nın internet sitesini hazırladı. Yollarımız böyle kesişti.

Yazarlarınızla nasıl çalışıyorsunuz?

Serkan: Biz bütün yazarlarımızla gönüllülük esasında çalışıyoruz. Hepimizin kendi işleri var ve arta kalan zamanlarımızda bu projeyi yürütüyoruz. Ticari kaygı gütmediğimiz için de bizi takip edenler, okurlarımız içeriklerimizi daha samimi buluyor diye düşünüyorum.

Seda: Hepimiz Ankara’da yeni sayılırız. Dedik ki, biz Ankara’da yaşıyoruz, sosyalleşmeye ve bu şehri keşfetmeye ihtiyacımız var. O zaman biz neden keşfedip ortaya çıkarmayalım? Biz çıkaralım ve insanlara da duyuralım istedik. Yazmak isteyenler örnek yazılarını göndererek sürece dahil olabilirler.

Dikkatimi çeken bir projeniz var, TED Üniversitesi’yle olan.

Seda: Lavarla’ya başladığımızda bilinçli kentli algısı oluşturmaya yönelik hedeflerimiz vardı. Kenti tanıma, kente değer katma ve kentin insanlara değer katması gibi karşılıklı güzel bir alışveriş oluşturduğu için Lavarla, sosyal girişim olarak da adlandırılabiliyor. TED Üniversitesi Sosyal İnovasyon Merkezi’nde sosyal girişimlere yönelik bir kuluçka merkezi açıldığını duyduk ve başvuru yaptık ve kabul edildik. 2017 Şubat ayında sosyal girişimcilik üzerine bir eğitim aldık. Aldığımız bu eğitimle girişimimize nasıl fayda sağlarız sürecine girdik. Aklımızda hep var olan Pusula fikri de böylece gerçeğe dönüşmüş oldu.

Nedir Pusula?

Serkan: Pusula, Avrupa’daki USE-IT haritalardan ilham alınarak hazırlanmış bir şehir haritası. Kişiye tamamen keşif ve deneyim üzerine kurulu bir Ankara seyahati sunuyor. Avrupa seyahatlerimde USE-IT haritalardan çok faydalanmıştım. Oradaki önerilerle seyahatlerimi tamamlamış ve çok keyifli zaman geçirmiştim. Hatta, Ankara’ya da getirmiştim belki bir gün işime yarar diye. Gerçekten de yaradı. 2017 Ekim ayında harita gerçekleşti.

Sadece basılı olarak mı erişebiliyoruz haritaya?

Serkan: Evet. USE-IT haritaların özelliği bu. Biz de Pusula’yı tasarlarken dijitalden biraz uzaklaşmak istedik. Elle tutulur, kitap aralarında saklamak isteyeceğiniz bir şey olsun istedik. O yüzden dijital değil de basılı bir haritaya daha sıcak baktık.

Nerelerde bulunur peki?

Serkan: Amelie’s Garden, Kakule Kahve, Devr-i Alem Sahaf, Rispetto Coffee Co, Veganka ve Cermodern gibi birkaç lokal işletmeden ulaşabilirsiniz.

Ankara’ya ilk defa gelenlerin erişmesi için ne gibi planlarınız var?

Seren: Haritanın dağıtımına önce merkezden başladık. Serkan’ın saydığı mekanlar haritada geçen ve ulaşılabilir yerlerdi. Şimdi Ulus’a doğru yöneliyoruz. Ulus ve civarı dışarıdan gelenlerin ya da yerli turistin yoğun olduğu yerler. Havaalanı, tren garı ve metro istasyonları haritanın satılacağı diğer yerler olacak.

Pusula için bir yatırım aldınız mı?

Serkan: VEKAM desteğiyle bastık. Onun yanında TEDÜ İstasyon, Hacettepe’den Hakan Kaynar, çizimleri gönüllü yapan minyatür sanatçısı Öykü Özer‘in ve tasarımı üstlenen Garaj Tasarım ile Barek Design‘ın da çok desteği oldu.

Seren: Bir yatırımcı arayışımız yok ama olsaydı da geri çevirmeyiz. Çünkü biz aslında haritayı ücretsiz olarak herkese sunmak istemiştik ancak yatırımcımız olmadığı için, ücretli olarak sunmak zorunda kaldık.

Bundan sonrası için ne düşünüyorsunuz?

Seren: Haritayı üç aşamalı olarak planlamıştık. Önce basılı hali hayata geçirmeyi hedeflemiştik, hedefimize ulaştık. Şimdi sırada web ve mobil uygulamalarla haritanın İngilizce versiyonunu hazırlamak var. İngilizce versiyonda yabancı turistlerin ilgisini çeken şeyler, oteller, döviz büroları gibi eklemeler de olacak. Bir de Pusula’ya ek olarak daha kompakt haritalar planlıyoruz. Mesela sokak lezzetleri haritası gibi.

Serkan: Ankara’ya kendi yaptığımız kadarıyla renk katmaya çalışıyoruz. Herkes burası için gri şehir, memur kenti dese de biz kendi yapabildiğimiz olanaklar doğrultusunda etkinlikler, kent kültürü gibi konularda yazarak renkler katmaya çalışıyoruz ve insanların farklı bakış açıları kazanmasını sağlıyoruz.

 

Işıl Yılmaz Sümer: Uzun yıllar İzmir’de dijital pazarlama ve e-ticaret alanında çalıştıktan sonra 2016’da Ankara’ya taşındı. Şimdilerde markalara dijital danışmanlık veriyor ve offline ve online tarafta içerik üretiyor. Boş zamanlarında zihnindeki Ankara imajını sarsacak insanlarla tanışıyor. Hayattaki en büyük zevki köpek balıklarıyla yüzmek.

Konuk yazarımız Işıl Yılmaz Sümer Dünya Halleri'ne Ankara havası getiriyor. Sümer, Ankara'daki teknoloji ve girişim 'ortamlarına' dalıp ilgisini çeken projelerin sahipleriyle kısa röportajlar yapacak. İlk konuğu, alternatif bir kent hayatı hayaliyle yola çıkan Lavarla.

1 Yorum

Yorum yazmak için tıklayın

Yorumunuz:

e-Bülten Aboneliği