‘Ağır ateşte’ Tinder: Appetence

Günümüzün sağa sola kaydırmalı online tanışma uygulamalarının temelinde hız yatıyor. Öyle ki tüm bu seçme, eşleşme ve konuşma aşamaları insanlara buluşmadan önce hızla geçirilen bir yarış gibi geliyor. Ancak yeni bir uygulama işleri biraz hafiften almayı amaçlıyor. Kadim bir sanat olarak yok olmaya yüz tutan ‘sohbet’ geleneğini yeniden canlandırmak isteyen uygulama, Tinder’dan ‘DTF?’ (Sevişmek ister misin?) mesajları almaya alışan kişiler için biraz garip gelebilir.

iOS üzerinden ücretsiz olarak indirilebilen Appetence adlı uygulama dünyanın ilk ‘yavaş tanışma uygulaması’ olduğunu iddia ediyor. Uygulamada kullanıcılar birbirinin fotoğraflarını görmeden önce uzun uzun sohbet etmek zorunda.

Nasıl işliyor?

Uygulamayı indirdikten sonra kullanıcılar müzik, gastronomi, sinema, televizyon, kitap ve evcil hayvan gibi konularda ilgi alanlarını seçiyor. Daha sonra uygulamanın ‘yavaş eşleştirme’ algoritması, kullanıcıyla uyumlu diğer profilleri gösteriyor.

Tinder, Bumble ya da diğer tüm ‘hızlı tanışma’ uygulamalarının aksine, Appetence birbiriyle eşleşen kişilere fotoğraflarını göstermiyor. Kullanıcıların birbiri ile konuşarak bu ayrıcalığı elde etmesi gerekiyor. Eşleştiğiniz kişi ile konuşmaya başladığınızda profil fotoğrafınız tamamen bir desenle kaplı oluyor.

Eşleştiğiniz kişiyle konuştukça, mesajlarını ya da size gönderdiği ‘karşılaşmaları’ beğenme fırsatınız oluyor. Ne kadar fazla mesajı beğenirseniz profil fotoğrafınızın o kadar fazla parçası açılıyor. Ancak fotoğrafın tamamını görebilmek öyle kolay değil. Eşleştiğiniz kişinin fotoğrafınızı görebilmesi için 50 adet beğeniye ihtiyacı var. Yani her iki tarafın da gerçekten çabalıyor olması gerekiyor.

Gerçekten günümüze uygun mu?

Tanışmaya karşı bu yavaş yaklaşım, neredeyse tamamen profil fotoğraflarına bağlı olarak beğenilen ya da reddedilen kişilerle dolu günümüz uygulamalarına kesinlikle yeni bir yaklaşım getiriyor. Appetence’in kurucusu Camilla Forsell “Ne yazık ki bugün toplumumuz git gide daha kırılgan bağlarla kurulan ilişkileri ön plana çıkarıyor. Tüm bu ‘hızlı buluşma’ uygulamaları pek çok kişinin kendisini özel hissedememesine sebep oluyor.” diyor.

Forsell “Sohbetler artık durağan ve benzer bir hal almaya başladı. Bir eşleşme olması artık eskisi gibi heyecan verici bir durum değil. Amacım, insanların birbirini kelimeler kullanarak etkilemeleri.” diyor. Ancak asıl soru şu: “İnsanlar, belki de beğenmeyecekleri birine bu kadar fazla vakit harcamak isteyecek mi?” Sağa-sola kaydırma çağında insanlar arkadaşlık uygulamalarını mümkün olduğunca az kullanıp bir an önce görüşmek istiyor. Pek çok kişi için de karşıdakinin fotoğraflarını görebilmek önemli bir etmen.

Kaynak: Mashable